Birine Aşık Olmanın ve Onu Unutmanın Tamamen Sizin Elinizde Olduğunu Biliyor muydunuz?

Üstüne sayısız söz söylenen, sayısız film çekilen ve sayısız şarkı yazılan aşk, insan hayatının belki de en çok önemsenen konusu. Ve bizler, onun kendi inisiyatifiyle hayatımıza girdiğini ve çıktığını zannediyoruz; ancak yapılan son çalışmalar bunun aksini kanıtlıyor...

Görünen o ki, bir insana aşık olmak da, o insanı unutmak da yaptığımız bir seçimden ibaret.

Bunu biz demiyoruz; psikologlar söylüyor. Yapılan çalışmalar, davranışsal ve bilişsel teknikler kullanarak duygularımızı yönetmenin mümkün olduğunu gösteriyor.

Sonuçlar, pek çoğumuz için acı çekmenin anlamsız olduğunu kanıtlıyor.

Çünkü yürütülen çalışma, uzun dönemli ilişkilerde, yaşanan ayrılıklarda ve kurmaya çalıştığımız yeni ilişkilerde yaşadığımız duyguların, aslında yaşamayı seçtiğimiz duygular olduğunu ve bu duyguların tamamen kontrol edilebilir olduğunu ortaya koyuyor.

Çalışma, Missouri-St. Louis Üniversitesi'nden Sandra Langeslag ve Erasmus Üniversitesi'nden Jan van Strien tarafından yürütüldü.

Türünün ilk örneği olan bu çalışma kapsamında 40 katılımcı ile çalışan ekip, onlardan, deneye mevcut ya da eski sevgililerine ait 30 farklı fotoğraf ile gelmelerini talep etti. Katılımcıların yarısı mevcut sevgililerinin, diğer yarısı ise yakın zamanda ayrıldıkları eski sevgililerinin fotoğrafları ile geldi.

Daha sonra katılımcılara bir slayt gösterisi ile sevgililerine ait bu fotoğraflar gösterildi.

Ve katılımcıların yarısından, fotoğraflar geçerken sevgililerinin pozitif özelliklerine odaklanmaları, diğer yarısından ise negatif özelliklerine odaklanmaları istendi.

Sonuçlar, bu aktivitenin beklenen etkiyi yarattığını gösteriyor.

Çünkü slayt gösterisi sırasında sevgililerinin olumsuz özelliklerine odaklanan katılımcıların daha az aşk hissetmeye başladıkları, sevgililerinin olumlu özelliklerine odaklanan katılımcıların ise aşklarının katlanarak arttığı gözlemlendi.

Üstelik bu sonuçlar, basit bir anketle değil, yapılan beyin görüntülemeleriyle elde edildi.

'The Late Positive Potential' ismi verilen teknikle uygulanan beyin görüntülemesi, dışarıdaki uyaranın kişi için ne kadar dikkat çekici ve duygu uyandırıcı olduğunun tespitinde kullanılmaktadır. Slayt gösterilerini izledikleri sırada katılımcılara uygulanan bu teknik, pozitif özelliklere odaklanan kişilerde beyin aktivitesinin artış gösterdiğini, negatif özelliklere odaklananlarda ise azaldığını ortaya koydu.

Harvard Üniversitesi'nden psikolog Holly Parker, konu hakkında şunları söylüyor:

'Aşkı kontrol edebiliyor olmamız mantıklı, çünkü diğer tüm hislerimizi kontrol edebildiğimiz biliniyor. Birini ya da bir şeyi nasıl gördüğümüz, tamamen bakış açımızı nasıl yönlendirdiğimizle alakalı...'

Popüler İçerikler

‘Köyün Tamamı Terör Yanlısı’ Diyen Öğretmen Hakkında Yeni Gelişme: “Ne Açığa Alındı Ne de Sürüldü”
İlk Buluşmada Alman Usulü Hesap Ödediği İçin Buluştuğu Kişinin Cimriliğinden Dem Vuran Kadın Tartışma Yarattı
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan 'Audi A8' Savunması: 'İhtiyaç'
YORUMLAR
26.02.2017

bence çok doğru bir içerik boşuna kötü oy verip aşk adına yaptığınız aptallıklara ve boşuna üzüldüğünüzün yüzüne vurulmasına kılıf uydurmaya çalışmayın :D

01.03.2017

bizim türk erkeklerin kendilerini avutma biçimi ki bu. "zaten or*spuydu"

03.03.2017

unutamamak yok, unutmak istememek var zaten.

TÜM YORUMLARI OKU (39)