Bir şeyler satın alırken ya da ortak kullanımdaki gereçleri/yerleri kullanırken, genelde ilkini tercih etmeyiz. Daha az kullanıldığını düşündüğümüz arkada olan, öncelikli tercihimizdir. Hatta öyle ki, bazılarımız bunu takı haline getirip satın almaktan vazgeçebilir, ya da bir sonrakini kullanabilmek için sıra beklemeyi göze alabilir...
İstisnasız hepimizin yaptığıyla başlayalım. En öndeki deodorant sıkılmıştır, kapağı bozulmuştur, başkasının tenine değmeştir. Mecbur kalınmadıkça alınmaz!
Fondoten bulaşmış, herkesin tenine değmiş, denenmekten deforme olmuş o kıyafeti almamak için depodan o bluzu arttıranlar parmak kaldırsın!
Bir arkadakini almaya çalışırken milyon kez yere düşen o çubuk kraker 50 değil 550 parça olmuşken, neden onu tercih edelim ki?
Giriş kat ayak altıdır, yemek katı da en çok kullanılandır. Alışveriş merkezinde bir tuvalete gidilecekse, ara katlara kadar dayanmak caizdir!
Tabi hangi kattaki tuvaleti kullanacağımıza karar vermekle de bitmiyor. Bir de kabinlerden en sonuncusuna yolculuk başlıyor!
Bakkaldan alınan o ekmekler yok mu, o ekmekler... Herkesin öndekini mıncıklayıp, arkadakini aldığı ekmekler...
Hepimiz o öndekini deniyoruz, peki neden denediğimizi almıyoruz ki?
Kim ister ki eciş bücüş kutudan bir süt içmeyi ya da çatlamış bir yumurta yemeyi ya da son kullanma tarihine 1 gün kalmış bir yoğurt almayı?
Kitap okuma alışkanlığı olan çoğu insanın bir takıntısı vardır, eğer ikinci el kitap alma peşinde değilse, asla o en önde yıpranmış, kapağı kırılmış kitabı almaz!
Öndekini kokla, arkadaki temiz olanı al. Oh ne ala memleket...
İstanbul'u iyi bilenler köprüden önceki son çıkışa kadar ara yolları kullanır. Maksat, her daim yoğun olan köprü trafiğinden kaçmaktır elbette. Peki ya bilmeyenler ne yapsın?
Kalem almayı düşünmeyenlerin bile denediği o ön sıradaki kalemleri, hiçbirimizin almadığını biliyoruz!
Kaç kişinin izi var o bardakta, hatta kimisinin ucu kırık, yaşanmışlıklar var sonuçta. İtmeyin onu, kutulusunu alacaksınız da ne olacak?
Peki ya alttakini almaya çalışırken diğer düşen bardaklar? Onları hiç düşünmeden alıyoruz ama...
Tamam, kimseye söylemeyeceğiz. Ama biliyoruz, kimseye yer vermemek için koşa koşa arka koltuğa gidiyorsun!
En soğuğuna ulaşmak için bütün dolabı boşaltan kaç kişiyiz?