Birçoğunuzun bir dönem Hacca gitmiş olan bir dedesi, halası, anası, babası vardır ve bu ürünler onlara hiç de yapancı gelmeyecektir.
Birçoğunuzun bir dönem Hacca gitmiş olan bir dedesi, halası, anası, babası vardır ve bu ürünler onlara hiç de yapancı gelmeyecektir.
Hac hurması bir başka güzel olur. Kuru olduğundan insanı tıkamaz, bir oturuşta 20 tane yedirtir mazallah. Bir de koli koli gelir zaten o hurmalar, git gel at ağzına bir tane. Ay anlatırken bile canım çekti...
Nedendir bilinmez Hacca giden eğer saat getirecekse o hep Rado marka olurdu. Swatch filan hak getire, varsa yoksa Rado! Genelde altın rengi dokunuşlar ya da saf altınla bezenmiş bu saatler bir dönem prestij ve zenginliğin de sembolüydü hani.
Küçük bir kız çocuğu ne ister; yeteri kadar harçlık, oyuncak fincan takımı ve boncuklu çanta! Şaka bir yana tabii başka şeyler de ister ama boncuklu çantanın ayrı bir yeri vardı. Hangimiz Hac'dan gelen çantamızı şıkırdata şıkırdata mahallede hava atmadık ki? Hey gidi.
Hangimizin evine girmedi ki? İyi hoş saatlerdir ama maalesef çok çabuk bozulduklarından ezan saatini bir türlü tutturamazlar. Bundandır ki bu saatler evimizde olduğu sürece, günde 5 vakit değil de 10 vakit ezan okundu bir süre. Sağlık olsun, ezan sonuçta kötü bir şey değil.
Bu tesbih genelde ailenin en kıdemli üyelerine hediye olarak getirilir. Sanılanın aksine 3333'lük ya da 9999'luk değil de 500'lüktür. Şansınıza küsün, bu sefer de tutturamadınız canlar :)
Tadının farkını bir türlü çözemediğimiz, çoğunlukla da psikolojik olarak 'Evet evet çok değişik, yağlı gibi ama biraz da tatlı sanki' gibi yorumlarla özel kılmak için beynimizin bize türlü türlü oyunlar oynadığı kutsal su.
Bu sürmeleri dünya üzerinde kullanabilen bir tek Arap kadınları herhalde! O nasıl şey arkadaş, kil gibi kül gibi sürmesi imkansız bir madde. Zaten gelince herkes bir sevinmiş gibi yapsa da, sonradan makyaj çekmecesinde unutulmaya mahkum olurlar.
Uçaklardaki küçük likör şişelerini andıran tatlış şişeler gibi görünseler de, aynı onlar gibi tüketilmemeye mahkumdurlar. Bir kere çok ağır kokuyor, yani erkek bizonu mu etkilemeye çalışıyoruz, ne yapıcaz o kadar ağır kokup?!
Bir Arap teknoloji harikasıdır bence. Yani hem fotoğraf ve sinema sanatlarının temelini öğretiyor, hem de bunu Kabe'yi, Şeytan Taşlama'yı filan göstererek yapıyor. Çok nostaljik be, olsa da baksaydık bir şöyle uzun uzun...
Kabe şeklinde olduğu için genelde yatak odalarına değil de salona konması lazım gelen lambadır. Işığı pek yakılmaz, salondaki fiskosun üzerinde öylece durur. Anne- babalarımızın gözdesidir.
Bu Kur'an'lar ilk gördüğümüzde hepimizi hayrete düşürdü; nasıl yani koskoca kitap nasıl sığdı filan diye. Ama sığmış işte. Genelde bebeklerin yakalarına, yastık altlarına konarak değerlendirildi sonra. Bir nesle de ne kadar küçük kopya yazılabileceği konusunda ilham vermişliği vardır.
Eski ve yeni; manuel ve dijital versiyonları ile bildiğimiz zikirmatik, aslında her türlü sayı sayma işi için kullanılabilecek bir deha ürünü. En son bir serginin girişinde güvenliğin elinde görmüştüm; günlük ziyaretçi sayısını belirlemek için kullanıyorlarmış. Helal olsun!
Bu yüzükler de alsan atılmaz satsan satılmaz kategorisinde ele alınabilecek ürünlerdendir. Yaşlı amcaların dolma gibi serçe parmakları dışında pek bir yerde göremeyiz. Ama hediye işte, kim bilir evin hangi çekmecesinde duruyorlar...
Pusulalı seccade olarak da bilinir ve yine Hac'dan gelen birçok şey gibi çabuk bozulması ya da hiç çalışmaması ile ün yapmıştır. Ama bir heves alınıyor işte...
Nedense sanki hediyeyi alan kişi 'Ay sahte bu, vallahi almam!' demiş gibi hediyeyi veren taze hacı sürekli incinin gerçek olduğuna ikna etmeye çalışır. Yok gerçek inci yakınca belli olurmuş da, yok dişinle üstünü biraz kazıyacakmışsın da, satan adam gözlerinin önünde yapmış da... Tamam ya anladık gerçek, vallahi inandık.
Hac ibadetini daha da anlamlı hale getiren, çoluğu cocuğu Hak yoluna yönlendirmenin en etkili yolu; Hac'tan gelen oyuncaklar! Konseptle uyumunu hala çözemedik ama tabii ki çılgınlar gibi sevindik. Bu vesileyle de tüm Hacı amcalarımızın teyzelerimizin ellerinden öpelim, bizi de unutmadıkları, hediyesiz bırakmadıkları için teşekkür edelim...
Evet arkadaşlar... Yukarıda saydığımız, sizin zamanında takıp takıştırdığınız, sürüp sürüştürdüğünüz tüm o şeyler... Onlar... Ay söyleyemeyeceğim sanırım... Hepsi Tahtakale'den geliyor! Hacılar Hacca gitmeden önce ya Eyüp ya da Tahtakale'ye gidip tüm bu malzemeleri edinir, sonra da bir güzel size Hac'dan geldi diye yuttururlar. Size de aldatılmışlığın burukluğu ve bir bardak soğuk su içmek kalır.