Birçoğumuz belki de İbrahim Müteferrika'nın adını, çocukluğumuzun unutulmaz filmi Hababam Sınıfı'ndaki bilgi yarışması sahnesinde duymuşuzdur. İlk Türk matbaacısı olarak hafızamıza yerleştirdiğimiz İbrahim Efendinin diğer vasıfları çoğunlukla ön plana çıkmamıştır.
tarihe baktigimda bilginin saklanmasina ve paylasilmasina yonelik yeni buluslarin her seferinde medeniyette yasanan sicramalarla ayni devre denk geldigini goruyorum. mezopotamyada yazinin kesfinin hemen ardindan daginik sehir devletleri bir anda buyuk imparatorluklara donusuyor, matematik geometi felsefe her alanda sicrama yasaniyor. 9 ve 10 yy. islam medeniyetinin entellektuel bilgi patlamasi bile 751 talas savasiyla kagidin cinden ortadoguya gelisine denk geliyor. bugun kagit basit bir sey gibi gelebilir ama yazmasi zor ve pahali papuruslerden sonra kagit bilgi paylasiminda patlama yaratiyor, ispanya endulusteki bir filozof bagdattaki filozofla mektuplasip fikir alisverisinde bulunabiliyor, bilimsel gelismeleri takip edebiliyor.