Bircan Bali'ye Sordum: "İrem Derici ile Aranıza Giren Kişi Seni Görse Kaçar mı?"

Bircan'ı uzun senelerdir tanırım. Çok yakın, her gün konuşan arkadaşlar değiliz ama bir sorunum olsa, acil yardım gerekse aradığımda elinden geleni yapacağını bildiğim nadir insanlardan biridir. Senelerce Beyaz TV'de yayınlanan 'Söylemezsem Olmaz' programını yönetti. 
Tüm Türkiye (Ben magazin izlemem yahu!') diyenler dahi onu tanır, kaç kez T.T oldu, kaç kez linç edildi, kaç kez 'gündemi belirledi' hatırlamıyorum.
 Kısacası Bircan Bali seneler içinde bazen yorumları fazla iddialı bulunan, bazen ürkülen, çoğu zaman da 'içten içe' alkışlanan ve hayatımızın tam göbeğinde duran (sosyal medyanın da desteği ile) bir figür oldu. 
    

Ancak bu sezon beklenmedik bir karar ile programdan ayrıldı. Gereğinden fazla entrikalı ve hareketli bir sezon geçirmişti. Bana sorarsanız biraz “sıtkı sıyrıldı” (tamamen şahsi yorumum). Şimdi uzun senelerdir hayalini kurduğu şeyi, yani kendi YouTube kanalında yayıncılık yapıyor. 

Ona hem yeni planlarını sordum hem de izleyici olarak merak ettiğim mutlu son ile biten İrem Derici küslüğünü biraz daha detaylı anlatmasını istedim. Yani amacım azıcık dedikodu yapmak, bolca da güzel haberler vermekti ancak röportajı yaptığımız zaman henüz savaş çıkmamıştı. Ben de gündemden ötürü yayın tarihini ertelemek istedim. Bugün yayınlıyorum. Ha keyfimiz yerine geldi mi? Hayır, tabii ki gelmedi çünkü hala savaş devam ediyor, hala ben şu satırları yazarken dahi çocuklar, masum insanlar ölüyor ve bu bitene kadar da gerçekten keyifli olmak imkansız. O yüzden normalleşmiyoruz sadece hayatı kenarından 'devam etme' gayretindeyiz. Bircan ile sohbeti seveceğinizi düşünüyorum...


- Sekiz senedir moderatörlüğünü üstlendiğin "Söylemezsem Olmaz" bu sezon sensiz. Bircan'sız olur mu bu iş sence?

(O tanıdığımız kahkahasıyla başlıyor söze) Bunu ilerleyen günlerden göreceğiz tabii ama böyle yorumlar duyuyorum. Bak kimse vazgeçilmez değildir, o yüzden 'bensiz olmaz' demem yakışık almaz. Her insanın muadili vardır Pelin. Her şeyin muadili vardır aslında ama tabii sonuç aynı olur mu bilemeyiz. Şey gibi düşün hani ağrı kesici vardır alırsın 'pat diye keser”; bir de ağrı kesici vardır alırsın hiçbir işe yaramaz...

- Sekiz senede hiç yayın ortasında 'yeter ulan!' deyip masadan kalkmak istediğin oldu mu? 
Ece ile yaptığımız bir yayındı. O dönem sosyal konulara da çok yer ayırıyorduk.  Yüzde 80 engelli çocuğu hapishanede olan bir anne konuğumuzdu. Kadın yalvarıyor 'Cumhurbaşkanım ne olur beni de içeri alın, evladım yalnız kalmasın' diye. Çok fena olmuştum. Hatta normal akışa magazinle devam etmemiz gerekirken ilk kez reklama girmeyi ben istemiştim.

- Yeni ekibi izledin mi? Ben benim yerime geçen kişinin ilk yayınını izlemiştim açıkçası. İçgüdüsel bir şekilde insan bakmak istiyor...
Valla izlemedim çünkü zaten Saygı okula başladı ve onu 08.30'da bırakmam gerekiyor. Eee sonrasında da sen de biliyorsun yeni projeler için sürekli bir koşuşturma içerisindeyim. Ha arada akşamları sosyal medyada önüme düşüyor ama onlara da bakmıyorum, merak etmiyorum. Ben gittiğim yere dönüp de bakan biri olmadım hiç.

- Google'da senin ayrılma nedenine dair birçok şey var. Para diyorlar...


Ben çalıştığım süre boyunca çatır çatır aldım paramı, bir kez bile sorun yaşamadım. Ayrılmamın maaşla falan alakası yok. Bir de böyle biten işin ardından prim kasmaya çalışıyor gibi algılanmak istemiyorum, haklısın merak ediyorsun ama geçelim bu meseleleri. Ha yeni işimde dijital ortamda dolarla para kazanacağım. Kimse dert etmesin yani.

- Yeni kariyer planlarından konuşalım...

Ben uzun süredir kendi YouTube kanalımı açmak, uğraşmak istiyordum ama benim anlaşmama göre bu yasaktı. Konuk bile olamıyordum. Şimdi dijital özgürlüğümü kazandım. On'dan Sonra ile başlıyoruz ama bir programla kalmayacak bu iş, kafamda başlı başına bir çeşit kanal olmak var. üç farklı program olacak, üç farklı format...


- O formatlardan biri yine magazin olacakmış. 'Ben magazin yapmam' diyordun ama magazin camiası sensiz yapamadı değil mi? 'Ben magazinin ordinaryusuyum!' diye elini masaya vuruşun hiç aklımdan çıkmıyor. Hakan Ural'a kızmıştın sanırım. Bak hatta tanışmıyorduk, ben senden çok korkmuştum abi...

'Artık yapmam' diyordum çünkü ben magazini artık kaşımla kirpiğimle parmağımın ucuyla yapıyorum. Otomatikleştim. Ama senin gibi 'Bircan sensiz olmaz' diyen arkadaşlarım ve de yapımcım beni ikna etti diyebilirim. Daha soft daha sakin bir şekilde olacak ama yine magazin olacak kanalda da. Ordinaryus meselesine gelince, e haklıyım. Bence bu işi bu ülkede en iyi yapanlardan biriyim. Hakan Ural'a gelince kendisini karşımda magazin yapacak beceride hiç görmemiştim ki sanırım o da sözümü dinlemiş artık magazin yorumlamıyor.

- Yine o konuya dönüyorum ama söz bu son. 'Söylemezsem Olmaz' gündemi belirleyen, sosyal medyada sürekli T.T olan bir programdı ve son dönemlerde partnerler arasında çok enteresan olaylar yaşandı. Yahu eski partnerinin çenesi kitlendi, konuşamaz hale geldi ve sen inanılmaz bir soğukkanlılıkla yayına devam ettin. Oğlak burçları çok katıdır da bu kadarı fazla. O yüzden sormak istiyorum. O gün neler yaşandı?

Seren Serengil ile ilgili asla konuşmam ve dediğim gibi program konusunu da kapatmak istiyorum. Ama sana kısa ve net bir cevabım var. Ben normalde evhamlı biriyimdir. Özellikle sağlık konusunda. Ama karşımda ciddi bir problem olduğunu düşündüğümde. Rahat davranıyorsam demek ki ortada gerçek bir sağlık problemi olmadığını düşünüyorumdur.

- Geçenlerde katıldığın bir YouTube programına da spam atıldı, izlenmeler sabote edildi. Seninle bunun dedikodusunu da yaptık :) O kişiyi bulacak mısın?


Evet, izlenmelerin sayısı ile oynandı, spam atıldı ama benim acayip bir ekibim var. Artık IP adresinden o insanlara ulaşmak o kadar kolay ki. Tabii ki bulacağım ve tabii ki her yerden açıklayacağım!

- Kombo sorular geliyor: Şu an ünlüler camiasında küs olduğun biri var mı? Bir mekanda seni görünce girmekten vazgeçip kaçan oluyor mu? İrem Derici ile aranızın bozulmasına sebep olduğu söylenen beyefendi mesela...

Küs olduğum biri yok. Programı bıraktıktan sonra insanlarla aram daha da iyi oldu (kahkahalar)
. O kaçar dediğin 'beyfendi' diye kastettiğin kişi CEM BELEVİ olsa gerek. Bak bu ismi de ilk kez sana açıklamış oldum. Cem bey bir mekanda beni görse kaçmaz. Ha “karşılaşmak ister misin?” dersen, hayır istemem. Neler olduğuna gelince: o bana kazık atmadı ama ben onun başkalarına kazık atmaması için çok uğraştım.

- Ulaşmak istediğin insanlardan biri de İrem Derici idi o halde...


Evet, İrem'e ulaşmak, gerçekleri anlatmak istiyordum o da kaçıyordu. O duygusal bir kadın, aşık olduğunda daha da naif oluyor. Hepimiz aşıkken biraz kör oluruz ya... Anlatacaklarımı sorarsan da hepsi benimle alakalıydı. Sonrasında bir araya geldik. Ben anlattım o da 'keşke seni daha önce dinleseydim' dedi.

- Nasıl barıştınız? İlk adımı kim attı?


Ya çok garip bir şey oldu. Öyle adım atan falan olmadı. Biz çok eski arkadaşız, bir gün bir şey oldu, sanki bir kıvılcım. Bir araya geldik ve sabaha kadar konuştuk. Bu saatten sonra da İrem ile aramıza hiçbir şey giremez. Oturduk, konuştuk ve konu ikimiz için de sonsuza dek kapandı.

- Çok kişi dava etti seni, çoğunu da kazandığını biliyorum. Murat Başoğlu'nun sana açtığı bir hakaret davası var sanırım. Bu ABESLE İŞTİGAL meseleyi bir anlatsana.

Çok acayip Pelin. Kendi öz yeğeniyle ilişkiye girmiş bir adam bana hakaret davası açtı. Söylerken bile komik geliyor. Konu da şu bir ara 'intihar etti' diye haberler çıkmıştı ben de 'onda o omurga yok' demiştim. Hakaret etmişim, omurgasız demişim diye dava etti beni.

- En son çıkan bir haberi sorayım 'Hadise, sen ve diğer iki yorumcuya açtığı davayı kazandı' diye. 20 bin TL manevi tazminat ödeyecekmişsiniz…

Hadise bu davayı 4 kez açtı düşün. Oldu olacak 20 bin TL'ye arkadaşının kocasıyla birlikte olmayı meşrulaştıralım o zaman. Bir de bu haberlerde benimle ilgili olan kısım yanlış. Ben bu davadan beraat aldım. Ceza davasından beraat aldım, tazminat ise bir üst mahkemede yani benim için kesinleşmiş bir karar yok. Bu haberleri bu şekilde yapanları da dava edeceğim.

- Özel hayatın nasıl gidiyor? Sevgilin var mı?

Sıfırın altında gidiyor Pelincim. Kimse yok. Aday da yok. Ben aşkı, ilişkiyi yaşamayı iyi bilen, bundan keyif alan bir kadınım. Tutkulu ve ilişkide gerçekten duygularıyla hareket eden biriyim. Yani biri olacaksa, bir şey yaşayacaksam bu gerçek olmalı. Öyle sırf biri olsun diye kimseyi hayatıma sokmam.

- Kıskanç bir kadınsın, ben de fena değilimdir ama ilk kez birinin 'sevgilim istediğim an bana canlı konum atacak' dediğini duydum. Atmazsa olmaz mı yani?

Kıskancım evet ve canlı konum konusunda da ciddiyim. Ben de ona konum atabilirim isterse. Bizim abdestimizden şüphemiz yok onun da olmasın. Beni uğraştırmasın.

- Sana DM'den yürüyen çok kişi oluyor mu? Bu tarz platformlarda biriyle tanışmak konusunda fikrin nedir?


Sosyal medyadan mesaj almayan kadın yoktur ama ben ciddiye almıyorum. Bugün bana mesaj atan yarın başkasına atar. O yüzden platformu güvenilir bulmuyorum. Sevgilim falan da öyle mesajlaşma falan olayına tabii ki giremez.

- Aldatılsan ve yakalasan ne yaparsın acayip merak ediyorum...


Hangi aşamada yakaladığıma göre değişir. Aksiyon anında görsem kapıyı çeker çıkarım, midemin bulantısını başka yerde geçiririm. Telefonda yakalarsam telefonu kırar öyle çeker giderim. 'Affetmeli mi?' dersen de 'sevgiliyken asla ama evliyken belki' derim. Evliyken bir bakılmalı işin boyutuna.


- Eski eşinle dostane bir ilişki içindesiniz. Bizim pek alışık olmadığımız bir model bu...


Saygı var, kıymetlimiz var. Onun için başka türlüsü düşünülemez bile. O hep mutlu olmalı, o yüzden biz de ona göre bir iletişim içinde olmalıyız. Bence herkes böyle olabilmeli, arada çocuk varsa.

- Bir daha evlenir misin? Nasıl biri seni buna ikna eder?

Evlenebilirim Pelin ya. Ama daha önce başından evlilik geçmiş ve çocuğu olan biri beni ikna edebilir. Çünkü böyle olursa beni anlar. Benim çocuğuma bol bol vakit ayırmama, eski eşimle iletişime saygı duyar. Bak evlenirim diyorum da aynı evde yaşama konusunu bilemedim... (Kahkahalar)

- Kendini beğeniyor musun bir kadın olarak? Eva Mendes'e benzediğini söyledin geçenlerde, katılıyorum. Sana sürekli dudaklarını kim yapıyor diye de sorarım. Tam biz bu söyleşiyi yaparken Twitter'da T.T'sin bu estetik konusunda..

Bence estetik narkoz ve bıçak içeren operasyonları tanımlamak için kullanılan bir kelime. 'O yüzden bende estetik yok' dedim ve bunu tartışıyorlar. Ben kendimi beğeniyorum. Güzel bir kadınım ve bence en büyük aksesuarım enerjim. Bir ortamda birinin beni fark etmeme şansı yok. Dudaklarıma sen zaten biliyorsun, 6 ayda bir dolgu yaptırıyorum. Jaw line ve botoksum var. Yüzümdeki en absürt işlem dişlerimdeki lamineler.

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Terörist Fethullah Gülen’in Cenazesinde Yeni Skandallar: Protestan Şirket, 25 Bin Dolarlık Tabut, Doğum Tarihi
Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Zehir Zemberek Sözler: ''Teraziden Kaçan Bir Takım Görüyoruz''
Prof. Dr. Celal Şengör'ün Atatürk ile İlgili Sözleri Gündem Oldu: "Atatürk'e Laf Edenin Şempanzeden Farkı Yok"