Birbirlerini kardeş sanarak büyüyen iki zavallı gencin aşkını anlatan bir 17. yüzyıl Türk halk hikayesinden bahsedeceğiz sizlere: Arzu ile Kamber’den…
Birbirlerini kardeş sanarak büyüyen iki zavallı gencin aşkını anlatan bir 17. yüzyıl Türk halk hikayesinden bahsedeceğiz sizlere: Arzu ile Kamber’den…
Çoban Ahmet adında biri, sandığın içinde bu çocuğu bulur ve bir erkek evladı olmadığı için bu çocuğu evlat edinir. Ona Kamber adını verir. Ahmet’in Kamber yaşlarında Arzu adında bir kızı vardır, birbirlerini kardeş sanan iki çocuk birlikte büyürler.
Kamber şehirde bir ağanın yanında çalışmaya başlar. Ağanın oğlu da şans eseri Arzu’yu görür ve ilk görüşte genç kıza tutulur, onunla evlenmek ister. Babasını Arzu’yu istemeye gönderir, Ahmet de kızını bu varlıklı aileye gelin verir.
Olan biteni duyan Kamber ise dayısı Araz Bey’in yanına gider ve yardım ister. Dayısı Arzu’yu kaçırması için Kamber’in yanına kendi atıyla birlikte kırk atlı verir.
Bu acı haberle kendinden geçen Kamber kendini dağa taşa vurur. Bir zaman sonra Arzu’nun mezarını ziyarete gider ama orada genç kızın mezarını bulamaz. Oradaki çiftçilere Arzu’nun mezarını sorar, onlar da Arzu’nun yaşadığı haberini verirler.
Arzu o esnada ağanın oğluyla evlendirilmektedir. Düğün evine giden Kamber'i herkes tanımazlıktan gelir, Kamber de hepsine beddua eder. Kamber’in bedduası tutmuştur.
Kamber atı tutar ve Arzu’yu bindirir. Arzu atı mahmuzladığında at Kamber’in ayağına basar ve çizmesi kanla dolar. Silmek için bir mendil uzatır Arzu Kamber’ine. Kamber Arzu’yu öpüp oradan uzaklaşır. Arzu ise ağanın evine gelin gitmiştir gitmesine ama Kamber’in bedduası damadı bulur ve ağanın oğlu ölür.
Sabaha kadar bekleyen Arzu, Kamber'in öldüğünü nihayet anlar. Kamber'in ölümüne dayanamayan Arzu ölmek ister ve dileği kabul olur. Kızın babasıyla beraber Arzu'yu aramaya çıkan annesi ise bir gül ağacının dibinde bulur aşıkları.
Olan biteni kızın babasına anlatır anne. Sinirlenen baba, anneyi oracıkta öldürür. Zavallı aşıklar defnedilir. İkisinin de mezarlarının üzerinde birer gül biter ancak aralarına giren karaçalının yüzünden kavuşamazlar.
Olayı ne zaman ''Kamber'siz düğün olmaz''a bağlayacak diye bekledim. Ayrıca sik gibi hikayeymiş.
ne bedduaymis zavalli atlar kamber ne bencilmis kiz bildiyin aga gelini olcakmis anne haksiz diyilmis insan kardesine o gozle bakarmi hic
Illa biriyle kardeş olmak için kan bağına gerek yoktur. Sonuçta birlikte kardeş gibi büyümüşler, yani insan kardeş gibi gördüğü birine sonradan nasıl aşık olabilir. Umarım bu hikayede diğer saçma sapan masallar gibidir