ABD ile İran arasındaki ticari ambargo, nükleer silah gölgesinde onlarca yıldır süregelen ve ekonomik yaptırımlarla beslenen derin bir politik hesaplaşma olarak tüm dünyanın gözü önünde yaşanmaya devam ediyor. 2025 itibarıyla ABD, İran’a uyguladığı kapsamlı yaptırımları daha da sıkılaştırmış durumda. Bu ambargolar arasında petrol, doğalgaz, finansal işlemler, uluslararası bankacılık sistemi, havacılık teknolojisi ve metal ithalatı gibi kritik alanlar yer alıyor. Ambargonun gerekçesi ise oldukça net. İran’ın nükleer programı ve bölgedeki silahlı örgütlere verdiği destek bu duruma sebep olmakta.
İran ise kendi ekonomik modelini direniş ekonomisi olarak tanımlamayı tercih ediyor ve bu durumdan ötürü ithalatı azaltıp yerli üretimi artırmaya çalışıyor. Ama enflasyon ve yoksulluk vatandaşının da elini kolunu bağlıyor. ABD’nin bu ambargoları tek taraflı uygulaması, özellikle Avrupa'da tartışmalara yol açarken aynı zamanda Çin ve Rusya gibi ülkeler İran’la alternatif ticaret yolları kurarak ambargoları delmeye çalışıyor. Ambargolar sadece İran devletini etki etmiyor tabii ki, doğrudan İran halkını da etkiliyor. Temel ilaç ve teknolojiye erişimde ciddi zorluklar yaşanıyor. Bu durum ise uluslararası insan hakları örgütlerinin tepkisini çekmeye devam ediyor.