Onedio Logo

Birbiriyle Sık Karıştırılan İki Terim: Milli Gelir ve Kişi Başı Gelir Arasındaki Fark Neyi Gösterir

Kapak Görseli

'Ekonomi büyüyor' dediklerinde sen de şöyle bir durup 'Eee, ben neden hâlâ ay sonunu zor getiriyorum?' diyenlerden misin? Haklısın. Çünkü bazen haberlerde gördüğümüz devasa rakamlarla, cüzdanımızdaki gerçekler pek uyuşmuyor. Kafamızda da hemen şu soru beliriyor: 'Bu ülke nasıl büyüyor da ben küçülüyorum?' İşte burada iki önemli kavram devreye giriyor: Milli gelir ve kişi başı gelir. İkisi de kulağa oldukça havalı geliyor ama aslında anlatmak istedikleri farklı şeyler. Ve evet, bu fark senin hayatını birebir etkiliyor.

Hadi bakalım!

Önce büyük resme bakalım: Milli gelir nedir, ne işe yarar?

Milli gelir, ülkenin bir yıl içinde ürettiği tüm mal ve hizmetlerden elde ettiği toplam kazanç. Yani Türkiye olarak hep birlikte ne kazandık, ne ürettik, kim ne sattı, kim ne yaptı, hepsi toplanır ve bu büyük rakama ulaşılır. Devletin, şirketlerin, vatandaşın… Kimin eli değmişse dahil edilir. Bu gelir; tarım, sanayi, hizmet sektörü gibi alanlardan gelir.

Düşün, ülkece hep birlikte dev bir kazan kaynatıyoruz. Bu kazanda ürettiğimiz her şeyin parasal değeri toplanıyor ve o da milli gelir oluyor.

Tamam da bu koca kazandan bize ne kadar düşüyor?

İşte burada devreye kişi başı gelir giriyor. Adı üstünde: Kişi başına düşen gelir. Yani milli gelir alınıyor, ülke nüfusuna bölünüyor. Sonuç olarak ortaya “bir vatandaş ortalama ne kadar kazandı?” gibi bir değer çıkıyor. Burada ortalama kelimesine dikkat! Çünkü gelir eşit dağılmıyorsa bu sayı bazen yanıltıcı olabilir.

Örneğin ülkede bir kişi 10 milyon kazanırken, diğerleri zar zor geçiniyorsa ortalama hâlâ yüksek çıkabilir. Ama halkın çoğu bunu hiç hissetmeyebilir.

“Kişi başı gelir arttı” demek, herkes zenginleşti anlamına mı gelir?

Keşke öyle olsa! Ama ne yazık ki gerçekler biraz farklı. Kişi başı gelir arttı diye sevinirken, o artış sadece belli bir kesimin kazançlarının yükselmesi sayesinde olduysa, bu durum geneli yansıtmaz. O yüzden kişi başı gelirdeki artışı doğru okumak gerekir: Adaletli mi paylaşılıyor bu gelir? Yoksa pastanın çoğunu yine aynı kişiler mi yiyor?

Bir pastayla örnek verelim, daha kolay otursun:

Diyelim ki bir pastamız var. Bu pasta milli geliri temsil ediyor. Nüfus ise bu pastayı paylaşacak insanlar. Eğer 5 kişi varsa ve pasta eşit bölünürse, herkes güzel bir dilim alır. Ama biri pastanın yarısını alır, kalan dört kişi minicik parçaları paylaşmak zorunda kalırsa… ortalama dilim hâlâ fena değildir ama adaletli mi? Hayır.

Peki neden bu iki terim hep karıştırılıyor?

Çünkü ikisi de “gelir” deyince kulağa benzer geliyor. Birinde ülkenin tamamına, diğerinde bireylere bakıyoruz. Ancak haberlerde bazen bu fark tam vurgulanmadan geçiliyor.

Örnekle gidelim:

Farz edelim bir ülkenin milli geliri 1 trilyon lira. Ve o ülkede 100 milyon insan yaşıyor. Matematik basit: kişi başı gelir 10 bin lira. Ama bu 10 bin lira herkese eşit mi dağılıyor? Hayır. Bazısı 100 bin kazanıyor, bazısı hiç kazanmıyor. Sonuç: Ortalama iyi, ama gerçekler başka.

Milli gelir neden önemli, kişi başı gelir neden daha kişisel?

Milli gelir ekonominin gücünü gösterir. Ülke dışa ne kadar satış yapıyor, iç piyasada ne kadar üretim var, ne kadar yatırım geliyor, bunların hepsi milli gelirde görünür. Bu rakam yüksekse, dünya ekonomisinde güçlü sayılırsın.

Ama kişi başı gelir daha 'bizimle' ilgili. Sokaktaki insanın cebine ne kadar para girdiğini anlatır. Bu yüzden çoğu zaman “bu ülkenin insanı zengin mi, fakir mi?” sorusunun cevabını kişi başı gelir verir.

Son zamanlarda kişi başı gelir neden bu kadar konuşuluyor?

Çünkü insanlar artık sadece “büyüyoruz, rekor kırdık” gibi haberlere değil, kendi günlük yaşamlarına bakıyor. Market fiyatları artarken, alım gücü düşerken, “milli gelir rekor kırdı” haberi kulağa hoş gelse de gerçeklerle uyuşmayabiliyor. Kişi başı gelir bu noktada gerçeğe daha yakın bir gösterge oluyor.

İkisinin de artması neden önemli?

En ideali hem milli gelirin, hem kişi başı gelirin aynı anda ve istikrarlı şekilde artması. Çünkü bu, ülkenin ekonomisinin büyürken, halkın da bu büyümeden payını aldığını gösterir. Eğer biri artıyor, diğeri yerinde sayıyorsa... bir şeyler eksik demek.

Sonuç: Aynı pastadan mı bahsediyoruz? Evet. Ama biri pastanın büyüklüğüne, diğeri dilimin büyüklüğüne bakıyor.

Popüler İçerikler

Tarihçi Murat Bardakçı: “Atatürk’ün ‘Benim Bir Dinim Yok’ Diye Bir Sözü Var”
Tarihçi Murat Bardakçı: “Atatürk’ün ‘Benim Bir Dinim Yok’ Diye Bir Sözü Var”
Kat Kerkhofs'tan Eşi Mertens'in Ciro Sözlerine Cevap Gibi Paylaşım
Kat Kerkhofs'tan Eşi Mertens'in Ciro Sözlerine Cevap Gibi Paylaşım
Plajda Kitap Okunur mu, Okunmaz mı? Sosyal Medyayı İkiye Bölen Tartışmada Son Söz Sizde!
Plajda Kitap Okunur mu, Okunmaz mı? Sosyal Medyayı İkiye Bölen Tartışmada Son Söz Sizde!