Pek çok büyük ve dünyaya yayılan keşifte olduğu gibi, Post-it'ler de yanlışlıkla bulundu; bambaşka bir ürün yaratmaya çalışırken gerçekleştirilen başarısız bir girişimin sonucu olarak.
Küçücük şeylerin insanın hayatında ne kadar fazla yer kapladığını şaşırarak farkedeceğiniz Post-it'in doğuş hikayesini, yaratıcı ellerden çıkmış çok güzel çalışmalar eşliğinde derledik.
Yüzeylere iyi tutunamayıp hafifçe yapışan, kolaylıkla çıkarılıp yeniden farklı yerlere yapıştırılabilen bu yapışkan aslında eşsizdi; ancak Silver keşfinin farkına varamadı.
Çıkarılıp, yeniden yapışabilen bir not kâğıdı fikri ise Silver'in meslektaşı Art Fry'in aklına kilise korosunda ilahi söylerken geldi.
Fry, meslektaşı Silver'in bulduğu yapışkanı bir kağıt parçasına sürerek, kitapta istediği sayfaları işaretlemede kullandı.
Ve patronu Bob Molenda’ya sunacağı rapora yapıştırdı. Patron bu notu cevaplayıp başka belgelerin üzerine yapıştırarak ona geri gönderdi.
Fry “Düşündüm ki, elimizdeki şey sadece bir sayfa ayırıcı değil. İletişim kurmak için bambaşka bir yöntem,” demişti.
Dört büyük pazarda testler yaptı, ancak tüketiciler bu yapışkan kâğıt parçacıklarını nerede kullanacaklarını anlayamadılar. 1977’de önce Press n’ Peel olarak ortaya çıkan Post-it, hemen tutulmadı.
Birçok yönetim kurulu üyesi birer mektup göndererek, ürünü çok sevdiklerini, tüm ofis çalışanlarına dağıtılmasını istediklerini söylediler.
Küçüktü, ucuzdu. Yapıştığı yüzeye zarar vermiyordu. Tekrar kullanılabiliyordu; çözüm getirmişti. En önemlisi de çok basitti.
1970’li yıllarda ofisler iğneler, ataçlar, raptiyeler ve bantlarla doluydu. Birdendire insanların hatırlama, hatırlatma, komünikasyon ve organizasyon şeklini değiştiren Post-it'ler, gerçekten büyük bir hevesle kabul görmüştü.
1998 yılında yapılan bir işyeri araştırmasına göre bir çalışan günde ortalama Post-it® Not üzerine yazılmış 11 mesaj alıyor.
En küçüğü 25 mm x 43 mm boyutlarında olan Post-it'lerin en büyüğü ise 64cm x 77cm boyutlarındaki Toplantı Panoları.
Ressam Melynda Schwier-Gierard, benzersiz bir dokuya sahip, duvar büyüklüğündeki sanat panolarını yaratmak için 30 farklı katlama biçimi ve 60 bin adet 38 x 51 mm ölçülerinde Post-it kullandı.
Bu fotoğrafta ise bunun bir minyatür örneği olarak ofis duvarlarını komple Post-it'le kaplayan çalışanları görüyoruz.
Ressam R.B. Kitaj’ın üzerine karakalem ve pastel boya ile çizim yaptığı Post-it, 925 Amerikan Dolarına alıcı bularak en değerli Post-it olarak rekorlar kitabına girdi.
Bu şekilde ürünün marka ismiyle özdeşleştiği, ürünün adı markanın kendisiymiş gibi kullanılan başka birçok ürün de hayatlarımızda.
Herhalde daha epeyce zaman iş, okul hatta ev hayatımızın çeşitli yerlerine yapışmaya devam edecek.