1984'te gösterime giren Polis Akademisi filminin çok sevilmesinden sonra 6 film daha çekilmiştir. Film 80'lerin sonu ve 90'larda televizyonlarda sıkça gösterilmeye başlanmış ve Türkiye'de de yaptığı komediyle büyük bir izleyici kitlesine ulaşmıştır.
1984'te gösterime giren Polis Akademisi filminin çok sevilmesinden sonra 6 film daha çekilmiştir. Film 80'lerin sonu ve 90'larda televizyonlarda sıkça gösterilmeye başlanmış ve Türkiye'de de yaptığı komediyle büyük bir izleyici kitlesine ulaşmıştır.
Vali, şehirde sükunetin sağlanmasını ister.
En uç noktalardaki insanlar başvurur.
Elinden hiç bırakmadığı sopasıyla öğrencilere eziyeti benimsemiş bir tiptir. Öğrenciler tarafından pek sevilmez.
Babasının eski patronu önüne iki seçenek koyar; ya hapise gidecektir ya da polis olacaktır. Mahoney tabii ki ikinci şıkkı seçer ve komedinin başrolünde olur.
Çıkardığı seslerle insanları fazlasıyla eğlendiren ya da kızdığı insanların yüreklerini hoplatan bir garip adamdı.
Kullandığı ağır silahlar ve cebinde el bombası dahil bir sürü patlayıcı taşımasıyla hatırlarız.
Özellikle bindiği küçük arabasında çok komik görünürdü. Trafikte ona laf atanlar, ufak tefek olduğunu sanar ancak o arabadan indiğinde korkup kaçarlardı.
Narin bir tip gibi göründüğü için ofiste çalışan Hooks'un sinirlendiğinde ne kadar da şaşırtıcı olabildiğini herkes hatırlar.
Bütün öğrencilerin hayran kaldığı ve etrafında olmak istediği Callahan'ın en büyük aşığı şephesiz ki Tackleberry'di.
Hatta Polis Akademisi'ne gelirken taktığı papyonundan ve kullandığı mobiletinden ile ne kadar da naif biri olduğu bellidir.
Ses tonu gayet itici olan Zed, eski günlerinden kalma ilişkileri ve bildiği hileler sayesinde devriyeye çıkan arkadaşlarına çoğu zaman yardımda bulunmuştur.
Mahoney ve arkadaşlarıyla gurur duyan Lassard, onları her zaman Yüzbaşıların eziyetinden sakınırdı.
Bu filmleri bu kadar sevmemizde dublaj sanatçılarımızın da payı sonsuz. son filmlerini Sovyet rusya çöktükten sonra Moskova'da çekmişlerdi. çok güzeldi.. Ayrıca çizgi filmi de vardı bunun.
Gülümseyerek okudum yine.. en efsane sahnesi tabii ki gay bardaki sahnedir :D
1-2 sene önce denk geldim bi yerde. Nelere gülüyormuşuz lan kafamızı sikeyim dedim, sinirlendim.