Birbirinden Farklı Duygularla Özdeşleşmiş 10 Müzik Aleti

Her müzik aletinin kendisine has bir havası, duygusu vardır. Kimi bizi uzak diyarlara götürürken, kimi yerimizde durmamıza müsaade etmez. Bazısı insanı hüzne boğarken, bazısı ise istemsiz bir gülümseme oluşturur insanın yüzünde. Nerede duysak tüylerimizi çeşitli duygularla diken diken eden o müzik aletlerine ve bize hissettirdiklerine bakalım.İcadı taa milattan öncelere dayanan, Anadolu topraklarında nice bağrı yanık aşıklar yetişmesine vesile olan telli çalgılarımız bağlama ve saz. Nerede bir bağlama çalınsa orada ya söyleyen ya da dinleyenlerden birisi mutlaka gözlerini kapatmış sevdiğini, özlediğini hayal ediyordur. Müzik sayesinde zamanda yolculuk olur mu demeyin. Çünkü bağlama ve saz insanı geçmişine, anılarına götürüyor.Piyano, sanki çok eski bir müzik aleti gibi geliyor düşününce. Ancak 1700'lü yıllarda icat edilmiş bir çalgı. Piyanoyu diğer müzik aletlerinden ayıran şey ise her türlü müzik aletiyle iyi bir ikili olabilmesi. Aklınıza gelebilecek her müziğin piyano cover versiyonunu mutlaka bulabilirsiniz. Bu kadar popüler bir müzik aleti olmasının belki de en büyük nedeni, klasik veya caz müzik dinleyip dinlemediğiniz fark etmeksizin sizi, sesini duyduğunuz her türlü müzikte rahatlatabilmesi. Fiziksel yorgunlukta masajın etkisini, psikolojik yorgunlukta da piyanoda bulabilirsiniz.Aslında bir Alman icadı olan bu çalgı Fransa'da sıkça kullanılmakta. Ülkemizde de rahmetli Ciguli ve onun Binnaz şarkısı ile hatırlanan bir çalgı. Bir yerlerden akordiyon sesleri duyuyorsanız muhtemelen bahar ayları başlamıştır. Çalması çok büyük yetenek isteyen bu aletin sesinin insanı mutlu ettiği yadsınamaz bir gerçek.Hangi parça olduğu fark etmez, gitar veya piyano çalarken ona eklenen bir yan flüdün etkisi müziği en az 2 kat güzel yapmaya yetiyor. Sesin en yumuşak tonunu bizlere sunan müzik aleti desek belki de yanılmış olmayız. İçinizin umut ve huzurla dolması için açıp yan flüt içeren herhangi bir parçayı dinlemeniz yeterli.Aslında hüznü de coşkuyu da en uçlarda yaşatan bir çalgı kemençe. İzlerken bile içinizi kıpır kıpır eden horondan, dinlerken gözyaşlarınızı tutamayacağınız türkülere kadar birçok eserin kaynağı... Ama verdiği hüzün ise bambaşka. Müzik aletlerinin en dertlisi, en ağlayanı olma konusunda diğer çalgılara nazaran bir tık önde desek yanılmış olmayız herhalde.Kilise orgu köklü bir inanç olan Hristiyanlık ile özdeşlemiş ve milattan öncesinden beri kiliselerde kullanılan çalgıdır. Aynı anda çıkardığı birçok ürpertici ses, kilisenin akustiği ve ruhani ortamın da etkisiyle dinleyen birçok kişiyi ürpertebilir. Hatta ilk defa dinleyen biriyseniz korkmanız olası.Klasik batı müziğine ait bu çalgıyı çizimlerde aşk tanrısı denilen Eros'un elinde görmüşsünüzdür. Ülkemizdeki kanunla benzerlik gösteriyor. Arp'ın insanda aşkı tetikleyen dopamin hormonunun salgılanmasına yardımcı olduğu bilimsel olarak da kanıtlanmış. Ayrıca arp dinleyen insanların hayatlarında daha stresten uzak yaşadıkları anlaşılmış. Videoyu izledikten sonra nedenini daha iyi anlayacaksınız.Ülkemizde tulum adıyla daha yöresel bir hal almış olan gayda, İskoçya'da ulusal bir çalgı. Aynı anda birden fazla sesi çıkarabiliyor. Çalınan melodinin arkasında sürekli devam eden boru sesiyle insanın tüylerini ürpertmeyi başarıyor.Afrika ve Amerika kültürüne ait banjo adındaki bu çalgıyı daha çok ''country'' adı verilen müzik türünde görüyoruz. Ülkemizdeki cümbüş ile çok benzerdir. Belki bir vahşi batı filmi, belki bir çizgi film izlerken duyabileceğiniz bu çalgının sizi oturduğunuz yerde bile hareketlendirmeye teşvik edeceği kesin.Ve son olarak zurna... Evet biraz ilginç gelebilir. Ancak boyutu ile hissettirdikleri ters orantılı çalgı zurnanın verdiği coşku ve cesaret hissi dillere destandır. Osmanlı'da mehter marşının bel kemiği olan bu çalgı belki de korkusuz binlerce askerin ve haliyle fethedilen onca yerin nedenlerinden biri. Bu videoda ise günümüzde yapılan bir beste olmasına rağmen zurna hala o ihtişamlı sesiyle tüyleri diken diken etmeye devam ediyor.