Eğer dengeli bir beslenme düzeniniz varsa, her besin grubundan, doğru oranda tüketiyorsanız, aslında hiç de takviyeye ihtiyacınız yok. Yapılan çalışmalar, multivitaminlerin uzun süre kullanıldığında çok riskli olduğunu ortaya koyuyor. 39 bin kadın üzerinde yapılan 25 yıllık bir araştırmaya göre genel ölüm riski, multivitamin kullananlarda, kullanmayanlara göre daha çok görülmüş.
D vitamini sıklıkla tükettiğimiz besinlerin birçoğunda bulunmuyor. Vücuda kalsiyum alımında kilit bir rolü olan D vitamininin, vücuttaki seviyesine bakılarak takviye olarak kullanılması öneriliyor. Yapılan bir çalışmaya göre de, D vitamini kullananların daha uzun süre yaşadığı tespit edilmiş.
Güneş ışığı vücudun D vitamini üretmesine yardımcı oluyor. Bu nedenle Güneş, D vitamini için önemli bir kaynak. Bunun dışında özellikle ton, somon balığı gibi yağlı balıklarda bolca bulunuyor. Süt ve süt ürünlerinden ve mantardan da D vitamini ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.
Vücudunuzda hergün binlerce kimyasal tepkime gerçekleşiyor. Bu kimyasal tepkimeler sonucunda serbest radikaller denilen maddeler ortaya çıkıyor. Serbest radikaller birçok molekülle çok kolay tepkimeye girerek canlıya zarar verebiliyor. Ortamdaki antioksidanlar serbest radikallerle tepkimeye girerek hücreye zarar verilmesini önlüyor. Aynı zamanda hücre yıkımını da yavaşlattıkları için yaşlanmayı geciktirici etkileri de bulunuyor.
Öncelikle aşırı antioksidan takviyesi kullanan bireylerde kanser oranında artış görülüyor. Bunun yerine besinlerden bu ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Özellikle koyu renkli meyveler bolca antioksidan içeriyor.
Çoğu canlı kendi C vitaminini üretebilirken gelişmiş canlı olarak nitelendirilen insan türü ne yazık ki üretemiyor. Dolayısıyla bu vitamini ya besinlerden ya da dışarıdan takviye olarak alıyoruz. Takviye olarak 2 bin mg veya daha fazla C vitamini kullanan bireylerde böbrek taşı riskinin arttığı görülmüş.
Soğuk algınlığına iyi gelen C vitamini, hepimizin bildiği gibi narenciyelerde bolca bulunuyor. Bunun yanı sıra, brokoli, taze baharatlar, karnabahar gibi sebzeler de iyi birer C vitamini kaynağı.
B3 vitamini, vücuttaki metabolik tüm faaliyetler için gerekli bir vitamin. Eksikliğinde zihin bulanıklıkları yaşanabildiği için Alzheimer hastaları için oldukça önemli. 2014'te, 25 bin insan üzerinde yapılan bir çalışmaya göre, etkili dozlarda B3 vitamin takviyesi alanların, kolestrolünün normal seviyelere indiği, kalp krizi risklerinin azaldığı deneyimlenmiş. Aynı zamanda takviye alanlarda karaciğerde fonksiyon bozuklukları ve iç kanamalar da meydana gelmiş.
Takviye almak yerine somon, ton balığı, hindi eti, karides veya pancar, kuşkonmaz, domates, pazı ve pancar gibi sebzeler tüketebilirsiniz.
Düzgün işleyen, sağlıklı bir sindirim sistemi için, bağırsak florasında bulunan faydalı bakteriler olan probiyotikler oldukça popüler. Aynı zamanda bağışıklık sistemini de güçlendiriyorlar. Bu bakteri takviyeleri şu anda piyasada büyük bir pazar haline gelmiş durumda.
Ancak, probiyotiklerden turşu, yoğurt gibi fermente olmuş besinleri tüketerek de faydalanabiliriz.
Çinkonun sayısız faydası olmakla birlikte, soğuk algınlığına neden olan mikroorganizmaların çoğalmalarını engelleyici bir etkisi de bulunuyor. Soğuk algınlığını bıçak gibi kesip bitiren tek element olarak biliniyor. Soğuk algınlığı üzerine yapılan çalışmalarda çinko takviyesi alan hastalar bu dönemi daha hafif atlatmış.
Karpuz çekirdeği, kabak çekirdeği, bitter çikolata, fıstık, badem gibi besinlerde çinko yüksek oranlarda bulunuyor.
E vitamini damar sağlığı, göz sağlığı ve bağışıklık sistemi üzerinde oldukça etkili. Yapılan çalışmalara göre E vitamini takviyesi kullananlarda kanser riskinin arttığı görülmüş. E vitamini takviyesinin kullanımı aslında kanseri koruma iddiasıyla yaygınlaşmış. Ancak 2011'de 36 bin erkekle yapılan bir çalışmaya göre E vitamini takviyesi kullananlarda prostat kanseri oranının arttığı görülmüş.
E vitamini takviyesi yerine, bol bol çekirdek çitleyebilirsiniz. Ayçekirdeği E vitamini açısından iyi bir kaynak. Bunun yanında, toz acı biber, ıspanak, kuru kayısı, fındık, fıstık gibi besinlerden de ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.
Folik asit, vücudumuzun yeni hücreler yapmak için kullandığı bir B grubu vitamini. Ulusal Sağlık Enstitüleri, gebe olan veya gebe kalmak isteyen kadınların, normale göre iki katı folik aside ihtiyaçları olduğunu söylüyor. Çünkü, büyüyen bir fetüsü taşırken, vücut bu besleyici maddeden çok daha fazlasını istiyor. Yapılan birkaç büyük çalışmaya göre, gebelik öncesi ve sırasında folik asit eksikliği olan bireylerde nöral tüp kusurları oluşması sonucunda, beyin, omurga ve omurilikte ciddi hasarlar görülmüş. Sonuç olarak hayatı tehdit eden doğum kusurları oluşmuş.
Folik asit, en çok alabalık ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunuyor. Aynı zamanda karaciğer tüketerek de folik asit ihtiyacı giderilebilir.
Bu hesaba göre D vitamini takviyesi alırsam eşi dostu ben komple gömerim.