Korku filmlerinin kemikleşmiş bir hayran kitlesi olduğu gerçeği yadsınamaz. Ama hepimizi titreten bu filmleri tiye alan parodi korku filmleri de en az onlar kadar kendini izletmeyi başarıyor. Korku parodileri, korkunç sahnelere kahkaha serpiştirerek eğlenceli bir seyir vadediyor. Birbirinden güzel 22 korku parodisini sizler için derledik. İyi seyirler!
Not: Filmler en düşük IMDb puanından en yüksek olana göre sıralandı.
Lise öğrencisi olan Becca, kendisine aşık iki doğaüstü erkek arasında kalır. Biri vampir olan Edward, diğeri kurt adam Jacop. İsimler size tanıdık geldi değil mi? Alacakaranlık serisinin bir parodisi olan bu film, sizleri eğlendirecek.
Gerçekten göz yaşartıcı bir saçmalık sunan bu filmde mutant domatesler birden insanlara saldırıyor ve insanlık ile domatesler arasında amansız bir mücadele başlıyor! Domateslerin ölü yakalandığı, üzerinde otopsi yapılıp uzun uzun konuşulduğu bir film düşünün! Absürt filmler favorinizse izlemedim demeyin.
Kuzuların Sessizliği ve Sapık filmlerine göndermeler yapan bu parodi, içinde birçok hiciv barındırıyor. Henüz işinde yeni bir dedektif, 120’den fazla cinayeti olan bir katili yakalamak ve olayları çözebilmek için yamyam bir doktordan yardım istiyor.
Klasikleşmiş bir korku filmi olan The Exorcist’in başrolündeki Nancy, bu filmde artık bir yetişkin. Çocukken yaşadıklarını atlatmış ve yeni ailesiyle huzurlu bir yaşam sürüyorken şeytan onu tekrar ele geçirmeye çalışır. Nancy de bu sefer kurtuluşunu kapalı kapılar ardında aramak yerine canlı yayında sergilemeyi planlar.
Yeni evli bir çift olan Malcolm ve Kisha’nın yeni kurdukları düzen pek de bekledikleri gibi gitmez. Uzaktan bakıldığında herkesin imrendiği bir hayatları var gibi gözükse de işin aslı öyle değil. Kisha bir şeytan tarafından ele geçirilir. Başlarda çift bu durumu eğlenceli bulsa da ürkütücü bir hal alması uzun sürmez. Çünkü musallat olan kötü ruh; ilişkilerini, özellikle de cinsel hayatlarını tehlikeye atmaya başlar. Malcolm, karısını bu durumdan kurtarmak için rahipten hayalet avcılarına kadar uzanan geniş yelpazeli bir uzman kadrosunu işe alır.
Film, bir lisede geçiyor. Kendisine “The Breather” adını taktıkları kimliği belirsiz bir seri katil, cinsel ilişki yaşayan her öğrenciyi sırayla öldürüyor. Korkunun hüküm sürdüğü lisede şüpheli listesi de oldukça uzun. Ancak masum olduğu düşünülen, ilginç şekilde her olay mahallinde bulunan bakire öğrenci, katili bulmaya ant içiyor.
Gözlerden uzak bir adada 24 saat kesintisiz bir parti yapıldığını düşünün. Ama bu parti, davetlilerin tek tek öldürülmesiyle bir anda alt üst oluyor. Partidekiler ise canını kurtarmakla katili yakalamak arasında ikilemde kalıyor.
Pek çok Drakula filminin arasından başarıyla sıyrılan bu yapım; şatosuna devlet tarafından el konulan ve çevresince pek de sevilmeyen bir vampirin Romanya’dan New York’a taşınmasını anlatıyor.
Oldukça ilgi çekici bu filmde, başroldeki Anton’un sağ eli bağımsızlığını ilan eder ve cinayet işlemeye başlar! En yakın arkadaşları da dahil birçok cinayete karışan sağ el, Anton için kurtulması gereken bir bela haline gelir.
Korku parodisi denince akla gelen ilk seri Korkunç Bir Film elbette. Bu yapımda Çığlık, Cinnet, Altıncı His ve Geçen Yaz Ne Yaptığını Biliyorum gibi korku filmlerinin en bilinen sahneleriyle ciddi anlamda dalga geçiliyor.
Uzaylıların palyaço kılığında dünyaya indiği bu filmde; uzaydan gelen katiller, insanları oyunlar ve şakalarla kendilerine çekip öldürmeye başlar. Yapım yılı olarak oldukça eski olan bu film, çekildiği zamanlar için çığır açacak bir bakış açısına sahip.
Film, 1950’li yılların Amerika’sında geçiyor. Küçük bir çocuğun en yakın arkadaşı olan Fido, aslında bir zombi! Tasmasını kırıp komşusunu öldüren bu zombi, önü alınamaz olayların başlamasına neden oluyor.
Elvis Presley bir kaza geçirir ve uzun süre komada kaldıktan sonra bir huzurevinde yaşamaya başlar. Burada tanıştığı bir arkadaşı kendini John F. Kennedy olarak tanıtır ve bu ikili için macera dolu günler başlar. Huzurevinde doğal olmayan ölümlerin sebebinin Bubba Ho-tep adında bir Mısır mumyası olduğunu öğrendiklerinde ise işler iyice karışır.
Ormanın derinliklerinde bir kulübe düşünün. Filmde 5 yakın arkadaş bu kulübeyi keşfediyor ve çılgınca bir eğlence başlıyor. Fakat mutlulukları uzun sürmüyor, grup birer birer öldürülüyor. Olayları manipüle eden iki bilim insanının amacını çözmek ise hayatta kalanlara düşüyor.
Filmde bir tıbbi malzeme deposunda çalışan iki arkadaşın yanlışlıkla yayılmasına sebep olduğu gaz, ölülere hayat verip insan içine karışmalarına yol açıyor. Muhteşem bir zombi parodisi olan bu filmde, yarı-köpekler ve hırlayan zombilerin yanı sıra konuşan zombiler de sizleri bekliyor! Hatta içlerinden bazıları “Beyninizi yemek istiyorum!” diye haykırıyor!
Kontrolcü ve baskıcı bir anne olan Vera, oğlunun istemediği ilişkisine müdahale etmekten kendini alıkoyamaz. Bir gün bu çifti hayvanat bahçesine kadar takip eder ve burada maymun-fare karışımı bir hayvan tarafından ısırılarak bir çeşit zombiye dönüşür.
Yanlış anlamaların karşılıklı deliliğe sebep olduğu bir korku parodisi olan film, Eli Craig tarafından yazılıp yönetildi. Filmde iki kafadar, dağlarda bulunan kulübelerine gider. Orada yaşayan bir grup genç ise bu ikilinin eli testereli kötü adamlar olduğunu düşünür.
Her yer zombiler tarafından ele geçirilmişken insanların bir sığınak arama yolculuğunu anlatan korku komedi filminin başrollerinde Jesse Eisenberg, Woody Herrelson ve Emma Stone var.
Bu yapım, Evil Dead filminin devamı. Ash ve kız arkadaşı Linda, ıssız bir kulübeye tatile giderler. Ash, daha önce o kulübede kalan bir arkeoloji profesörünün ses kayıtlarını bulur ve dinlemeye başlar. Ancak bu ses kayıtları, Linda'da bambaşka bir etki yaratır.
Başınıza bir şey gelmeyeceğini bilseniz üç vampirle bir evde yaşar mıydınız? Filmin başrolleri meraklı belgeselciler, vampirlerin gündelik hayatta neler yaptığını belgelemek için böyle bir maceraya atılıyorlar. Vampirlerin umutsuzca normal bir hayat sürmeye çalışmalarını izleyeceğiniz eğlenceli bir film sizleri bekliyor.
30’lu yaşlarının başındaki Shaun, Kuzey Londra’nın eteklerinde küçük bir dairede yaşayan sıkıcı biriyken kasabalarını zombilerin basmasıyla kökünden değişir. Kendini sevdiklerini kurtarmaya adayan kahramanımızın başından geçen komik olaylar sizleri eğlendirecek.
Kendisi saygın bir öğretim görevlisi olan Dr. Frankenstein, yaptıklarından haz etmediği büyükbabasından miras kalan şatoyu zor da olsa kabul eder. Şatoyu ziyaret ettiğinde bulduğu kitap, onu da kendi canavarını yaratmaya iter ama işler beklediği gibi gitmez.
Bence bu dalda en iyisi Scary Movie serisiydi :)))