Aşk; o kadar güçlü bir duygu ki uğruna savaşlar yapıldı, tahtlar bırakıldı, çöller aşıldı, dağlar delindi ve ihanetler edildi. İki yüzlü aşk, kimilerini mutlu ederken kimilerine derin bir acı tattırıyor. Birbirlerini sevenleri mutlaka zorlu bir sınava sokan aşk, bazen sınırları o kadar zorluyor ki artık yasaklı hale geliyor. O yasak aşklardan bazıları ise filmlere konu oluyor. İşte, yasak aşk temalı en iyi filmler!
Avustralya'nın doğu yakasında, okyanus kenarındaki bir kasabada yaşayan iki çocukluk arkadaşı Lil ve Roz, çocuklarıyla birlikte keyifli bir hayat yaşarlar. İki kadın, Ian ve Tom adlı oğullarını birlikte büyütür. Sörfçü olan Ian ve Tom da yakın arkadaş olurlar. Rüya gibi bir hayat yaşarlarken duygular devreye girer ve anneler, birbirlerinin oğullarıyla ilişki yaşamaya başlar.
Summer ailesi sorunsuz bir hayat yaşarken Anne Connie Summer, iş için gittiği New York'ta ufak bir kaza geçirir. Yere düşen Connie'yi yerden kaldıran genç Paul, Connie'yi bacağındaki yarayı tedavi etmek için evine davet eder. Connie çaresizce teklifi kabul eder ve Paul ile arasında bir bağ oluşur. İlerleyen zamanlarda Connie, kendini sürekli Paul'un evinde bulur. Başroldeki Diane Lane, bu yapımdaki başarılı oyunculuğuyla Oscar adayı olmaya hak kazanmıştı.
William Shakespeare'in ölümsüz eseri Romeo ve Juliet'in günümüze uyarlanmış bir versiyonu olan filmin başrollerinde Leonardo DiCaprio ve Claire Danes yer alıyor. Modern dünyanın Florida'sında geçen filmde, iki rakip çete ailenin çocukları Romeo ve Juliet birbirlerine aşık olur. Aşık çift, iki ailenin savaşı arasında bir kaçış yolu arar.
Romeo ve Juliet'ten de eski bir destan olan Tristan ve Isolde, bu filmle beyaz perdeye aktarılıyor. İngiltere ve İrlanda arasında büyük bir rekabetin geçtiği yıllarda savaşta ağır yaralanan İngiliz Tristan denizde kaybolur. Tristan gözlerini açtığında kendini İrlanda sahillerinde ve Prenses Isolde'un önünde bulur. Birbirlerine sırılsıklam aşık olan iki genç, başta İrlanda Kralı Donnchadh'ın karşı çıkması ve savaşta olan iki ayrı ülkenin vatandaşları olmaları sebebiyle duygularını bastırmak zorunda kalırlar. Ancak bastırılan duygular, bir süre sonra daha da şiddetlenerek tekrar ortaya çıkar.
Sürekli bir şeyler öğrenmek ve kendini geliştirmek isteyen Jude Fawley, üniversite için bir kasabaya taşınır. Burada Sue ile tanışır. Jude, Sue'nun olmayı hayal ettiği insanın ete kemiğe bürünmüş hali olduğunu görür ve ondan etkilenir. İkili, zamanla yakınlaşmaya başlar. Dişlerini geçirecek yer arayan toplum ise akraba olan bu çiftin ilişkisinden rahatsız olur.
İkinci Dünya Savaşı, en şiddetli darbelerinden birini Fransa'ya vurur ve Almanlar Fransa'yı işgal eder. İşgal altındaki Fransızların evleri, Alman askerler tarafından keyfi şekilde kullanılır. Bu evlerden birinde, esir alınan babasından haber bekleyen genç ve güzel Lucile kalır. Alman askerlerden hiç haz etmeyen Lucile, bir süre sonra evinde kalan Bruno von Falk'a karşı bir şeyler hissetmeye başlar. Lucile kendini geri çekmeye çalışsa da aynı hislere sahip Bruno'ya daha fazla karşı koyamaz.
Pete ile evli olan Anne, kocasının önceki evliliğinden olan oğlu Gustav'ın yanlarına taşınmasıyla değişik duygular içerisine girer. Gustav sorunlu bir çocuk olsa da Anne'in ilgisini çekmeyi başarır. Pete'ten istediği ilgiyi göremeyen Anne, Gustav ile bir ilişki içerisine girer.
Oyuncu kadrosu Natalie Portman, Julia Roberts, Clive Owen ve Jude Law gibi yıldızlardan oluşan film; iki dalda Oscar adayı olmayı başarmıştı. Bir yazar olma hayali kuran gazeteci Dan, Alice'le tanıştıktan sonra onun hayatını kitap haline getirmeye karar verir. Kitabı tamamlayan Dan, kitabın kapağı için gittiği fotoğrafçıda Anna'ya aşık olur. Dan'in ilgisini karşılıksız bırakan Anna, Doktor Lary'le evlenir. Ancak Dan ve Anna arasındaki ilişki burada son bulmaz. Çarpık ilişkilerle dolu film, oyuncu kadrosuyla izleyiciyi büyülüyor.
Sıradaki filmin yönetmeni Türk asıllı İtalyan Ferzan Özpetek. Muhasebeci olan Giovanna, mezarlıkta çalışan kocasının tekinsiz işler çevirdiğini düşünür. Bu sırada apartmana genç bir adam taşınır. Adamın hayatı hakkında fazla meraklı olan Giovanna, giderek kendini kaptırır ve onunla aşk yaşamaya başlar.
İngiliz Hasta, En İyi Film Oscar'ı da dahil olmak üzere tam 9 Oscar ödülü kazanmıştı. Laszlo de Almasy, Afrika'nın haritasını çıkaran bir milliyetçi. İkinci Dünya Savaşı sırasında bir uçak kazası geçiren Almasy'nin bedeninde yanıklar oluşur. Hafızasını da kaybeden Almays ile Hemşire Hana ilgilenir. Eski bir manastırda kalan Almasy, yavaş yavaş karmaşayla dolu geçmişini hatırlamaya başlar.
Akli dengesi yerinde olmayan Danimarka kralıyla evlendirilen İngiltere prensesi Caroline, kralla tanıştığında büyük bir hayal kırıklığı yaşar. Caroline, kralın tedavisiyle ilgilenen ve aynı zamanda kralın danışmanı olan bir kasaba doktoruna aşık olur. Kraliçe Caroline ve Doktor Johann arasındaki aşk, bir devrimin öncüsü olur.
Üç dalda Oscar adayı olan film, farklı kişilerle evli olan Sarah ve Brad'i konu alıyor. Banliyö hayatının sıkıcılığından bıkan ikili, birbirlerine farklı duygular beslemeye başlar. Filmin başrolünde usta oyuncu Kate Winslet yer alıyor.
Filmin başrollerinde dört Oscar'lı Clint Eastwood ve üç Oscar'lı Meryln Streep gibi Hollywood'un efsaneleşmiş isimleri yer alıyor. Robert isimli bir fotoğrafçı, Madison County'e köprü fotoğrafları çekmek için gelir. Burada tanıştığı evli ve çocuklu Francesca'ya aşık olur. Kocası ve çocukları kasaba dışındayken Robert'le birlikte olan Francesca, oldukça zor bir durumda kalır. Robert, kasabadan ayrılacağı sırada Francesca'ya onunla gelmesini teklif eder. Francesca, Robert'a aşık olsa da bir yandan ailesini düşünmeden edemez.
James Cameron'ın büyük bir trajediye sahne olan Titanik gemisinden ilham alarak çektiği film, tam 11 Oscar ödülü kazanmayı başarmıştı. Filmin başrollerinde Leonardo DiCaprio ve Kate Winslet yer alıyor. İngiltere'den kalkıp Amerika'ya gidecek bir geminin yolcuları olan Jack ve Rose, tesadüf eseri tanışırlar. Rose nişanlı olmasına rağmen Jack'ten etkilenir. Jack ve Rose, aralarındaki sınıfsal ayrımı da görmezden gelerek birlikte olurlar. Ta ki, bir buzdağı Titanik'in önüne çıkana kadar.
Tatile çıkacak insanları takip edip onlar evlerinden ayrıldığında evde yaşamaya başlayan Tae-Suk, evdeki bozuk aletleri tamir ederek borcunu ödediğini düşünür. Sabit bir hayatı olmayan Tae-Suk, hayatını bu şekilde devam ettirirken bir gün girdiği evde yalnız olmadığını fark eder. Tae-Suk, evde kocası tarafından işkence gören genç bir kadınla karşılaşır. Oldukça tuhaf bir şekilde tanışmalarına ve birbirlerinden oldukça farklı bireyler olmalarına rağmen Tae-Suk ve Sun-Hwa arasında bir aşk filizlenmeye başlar.
2-6-8-14-15 cok güzel filmlerdi