Bazen deniz kenarına oturup İstanbul'a karşı derdini anlatırken bulur insan kendini. O da sessiz sessiz dinler. Dinler ama kendi dertlerini de içine atar. Bazen keşke konuşsaydı diye de düşünürüz. İşte biz de İstanbul'un dili olduğunu varsaydık ve konuşabilseydi bize neler anlatırdı diye düşündük. Fakat biraz İstanbul'un duygusallığı üzerinde. Onu üzen şeyler varmış. Bize onları anlattı. Dinleyelim bakalım Aziz İstanbul bize neler diyecek?
Keyifli okumalar!
Türkiye sınırları dahilinde nefret ettiğim tek il. O da bana bayılmıyor sonuçta.
İstanbulun suyunu içen kopamıyor diyorlardı,gülüyordum.Sonra doğru olduğunu anladım,nefret edecek duruma geliyorsun ama bırakamıyorsun.Tuzlu çekirdek gibi şehir :)
İstanbul artık kocaman bir köy olmuş. İş mevzusu olmasaydı bir dakika bile durmazdım.