Bırak Kolumu, Yargılayacağım! Magazin Haberlerinden İbretlik Detaylar ve Bize Düşündürdükleri

Bu hafta yine bolca 'İyi de bu bilgi benim ne işime yarayacak?!' dedirten cinsten haberlere maruz kaldık. Fakat manzaramızı değiştiremesek bile bakış açımızı seçmek biraz da bize kalmış bir şeydi, değil mi? Ne demiş Aşık Veysel 'Gören göze, ibret vardır her şeyde!' 

Biz de gerçek hayatın sadece biraz daha ışıltılı ve abartılı versiyonu olan şu magazin gündemini eşeledik, öğrendiğimiz gıybetleri faydalı bir hale getirmeye niyetlendik ve hayata dair dersler çıkardık.

1. Bunu kabullenmek zor olsa da sanıyoruz ki bir hakikat, arkadaşlar... Zira Şeyma Subaşı bunun canlı örneği:

'Bazı insanlar şanslı doğar!'

Elbette bazen gaza geliyoruz, 'Şans diye bir şey yoktur, insan kaderini kendi belirler! Çok çalışırsan her şey olur!' vesaire gibi motive edici cümlelerle hayatlarımızı iyileştirmek adına çalışıyoruz da çalışıyoruz. Hayatın inişleri gibi çıkışları da oluyor; fakat bazen inişleri, çıkışlara nazaran daha fazla oluyor. Pes etmiyoruz, çünkü 'çabalarsak olur!!!' diyoruz.

Talih faktörünü görmezden geliyoruz işte. Derken Şeyma Subaşı ekranda, gazetede, şurada burada bir görünüyor ve bize tüm bu şeyleri sorgulatıyor, 'talih' diye bir şey olduğunun ayaklı kanıtı oluyor.

Bir insanın hayatında çıkış olur da, iniş hiç olmaz mı? Kadın boşandıktan sonra bile Acun'a kıyasla çok çok daha yakışıklı bir sevgili yaptı, hala geziyor, hala çok mutlu! Kabul edelim, bazı insanlar ŞANSLI oluyor. Bazı insanların artık yıldızı mı yüksek denir, kısmeti mi açık denir, ne denir bilemiyoruz ama her zaman keyifleri yerinde oluyor işte. 

Talih denen şeyin bazı insanlara doğuştan geldiğini kabullenin ve çok da kasmayın a dostlar. Hayat böyle.

2. Çok basit, hatta biraz da anlamsız bir cümle gibi gelse de; bunu kabullenmek de hayat kalitenizi arttırabilir:

'Bazen olmayınca, olmuyor!'

Diyorlar ki Beren Saat ve Kenan Doğulu boşanacakmış. Kenan Doğulu 'Yok öyle bir şey!' diyerek inkar etmiş ama Beren Saat kişisel Instagram hesabından Kenan Doğulu'nun ve ailesinin olduğu tüm fotoğrafları tek tek silmiş, son konserine de gelmemiş.

Yaa işte ne kadar minnoş, iyi kalpli, kaliteli, çiçek gibi insan olsan da; olmayınca olmuyor. İlla vurdulu kırdılı kavgalar, büyük ihanetler lazım değil; aşk bir şans işi ve bazen olmuyor işte. 

İnsanda şans olacak, yukarıdakinde olduğu gibi!

3. Utanmadan iddia ediyorum: Ergenlik ruhtadır! Bir insan kırk yaşına da gelse, ergen bir ruha sahipse buna yapacak bir şey yoktur.

Ergenlik dönemini bilirsiniz; çıldıran hormonlar ve yüksek enerji ile inceden bağımsızlığı ve yetişkinliği deneyimleyen taze insanların zorlandığı, yer yer eğlendiği ama eninde sonunda bir şekilde utandığı o efsane dönem! Ergenlik dönemi herkes için ateşli geçer.

Geçtiğimiz günlerde Mustafa Sandal, yeni sevgilisi Melis Sütşurup ile gezerken; bir mekanda eski eşi Emina Jahovic ile denk gelmişler. Emina, Sandal'ın yanında Melis Sütşurup'u görünce bir gözü dönmüş, mekanı terk ederken kıza hınçla omuz atmış. Öyle sürtünüp de geçmemiş hani, resmen neredeyse kızı deviriyormuş. Kız sendelemiş, toparlanmış ve hiçbir şey olmamış gibi davranmış.

Bu kadar mı? Hayır. Amina bu olayın üstüne, hemen akşamında Instagram'dan Tarkan’ın “Sevdanın Son Vuruşu” şarkısını paylaşmış. 😂

Şimdi buna ne yorum yapılır Allah aşkına?! 

Ergenlik bazı insanlar için bir dönem değil; bir hayat tarzıdır! O insanlardan olmayın dostlar.

4. "Benim kocam yapmaz öyle şey!" tavrı da bize ait bir milli değer değil; evrenselmiş. Bu hafta öğrendik.

Şimdiiii... Khloe Kardashian'ın bir eşi var, Tristan Thompson. Bu abimiz daha önce striptiz kulüplerinde takılmasıyla da olay olmuştu. Çapkın, alemci biri yani. Tüm dünya gibi, Khloe de bunu biliyor. Neyse, bu defa Tristan, baldızı Kylie'nin en yakın arkadaşı Jordyn ile oynaşırken görüntülenmiş. Yani söz konusu bir Kardashian hanedanı üyesi, diğeri de bir aile dostu ile olunca, bu ihanetin etkisi kat kat arttı ve Amerika'da, hatta dünyada büyük olay oldu.

Khloe Kardashian ise ne mi yaptı? Jordyn'i suçladı. Ulu orta, kendi kocasına hiç ses etmezken, Jordyn denen bu kıza baya giydirdi. Jordyn ise 'Ben yanlış bir şey yapmadım, sarhoştu bir anda dudaklarımdan öptü, ne yapsam bilemedim!' diye açıklamalarda bulundu.

Tüm bu tantananın ortasında Jeffree Star çıktı ve dedi ki; 'Jordyn, kankası Kylie'nin eniştesiyle tam bir aydır takılıyor. Hepiniz rol yapıyor ve yalan söylüyorsunuz, siz adeta gerçek hayat oyuncularısınız!'

5. "Gerçek hayat oyuncuları" demişken... Lady Gaga ve Bradley Cooper'ı geçmek olmaz.

Çünkü gerçek hayat oyuncusu olmak işte böyle bir şey. Tek bir performans ile nasıl da konuşuldular, nasıl da feci reklam yaptılar.

İşte bu işler böyle, dostlar. Gerçek ve oyun arasındaki çizgiler çok belirsiz artık! Çok!

6. Aynı yöntemi zaten Demet Özdemir ve Can Yaman da aylardır uyguluyor. Kesinlikle çok başarılı bir taktik!

Sürekli beraber gözükmeler, Sevgililer Günü'nde bile beraber vakit geçirip fotoğraf paylaşmalar, ama aşk iddialarını yalanlamalar...

Dizilerini sanki aşk gerçekmiş gibi göstererek nasıl da güzel gündeme getirip getirip durdular. Çok başarılı! 

Bu çağda artık hiçbir şey göründüğü gibi değil, bunu ne kadar erken hazmetsek, o kadar iyi.

7. Nefret dolu söylemler gerçekten de hep başarısız, beceriksiz insanlardan çıkıyor... Nasıl mı?

Mehmet Akif Alakurt, zamanında iyi fırsatlar yakalamıştı ve çok başarılı olabilirdi. Bir Kenan İmirzalıoğlu'ndan, Kıvanç Tatlıtuğ'dan eksiği yoktu. Ama o oynadığı başroller sayesinde eline geçen fırsatları çalışarak değerlendirmek yerine; şımarıklığıyla mahvetmeyi tercih etti. Sürekli şikayet etti, söylendi, saçma sapan açıklamaları sanki bir kanaat önderiymiş gibi yaptı. Ta ki her şeyi kaybedip, sadece bir 'Instagram ünlüsü' olana kadar... 

Kaybettiklerinin acısını çıkarmak için suçlayacak birilerini aramış ve anlaşılan o ki buna en uygun rolü de 'Türk kadını'nda bulmuş. 

Hayatta ters giden şeyler için hep başkalarını suçlarsanız, bu abiniz gibi gerçek bir 'kaybeden' olabilirsiniz gençler. Aklınızda bulunsun. Mehmet Akif Alakurt'a dair bu magazin haberinin bize tek katabileceği şey budur.

8. Artık öyle bir zamandayız ki, doğacak olan bebek sanki bir birey değil de; adeta bir proje!

Fahriye Evcen ve Burak Özçivit'in bebeği doğmak üzere, iyi güzel. İsmini bu hafta netleştirmişler: Karan Özçivit!

Bu güzel haberleri sevenleriyle ve hayranlarıyla paylaşmaları çok tatlı elbette. Fakat bize ilginç gelen kısım bebeğin adına açılacak Instagram hesabını şimdiden almış olmaları oldu... 

Sanki bebeğe şimdiden rol biçilmiş. Oysa belki çocuk, sadece 'çocuk' olmak isteyecek. Belki ergenlik döneminde 'aSi_JoJuKKK19' gibi saçma kullanıcı adlarıyla hesaplar açacak ve üç yıl sonra bundan utanacak, belki her şey olması gerektiği gibi akacak ve o da bir ünlünün çocuğu olarak daha doğmadan açılmış ve hazırlanmış hesaplara, biçilmiş rollere girmeden büyümek isteyecek?

Yok, daha doğmadan bebenin paylaşımları bile belirlenmiş.

9. Siz utandınız mı? Biz utandık.

Özellikle sosyal medyada giderek vahşileşiyoruz, acımasızlaşıyoruz. Bir iki beğeniyi, kahkahayı ve mizahı her şeyin önüne koyabiliyoruz. Hande Erçel'in görüntüsüyle nasıl da dalga geçilmişti ama... 

Fıstık gibi bir kız olmasına rağmen bu 'bazlama, patates' aşağılamaları yüzünden yanak inceltme ameliyatı dahi olmuştu. Kadın bedenini aşağılamayın diyenler ise 'duyar kasmak' ile suçlandı. Oysa olayın bir de diğer tarafı vardı: Hande Erçel'in annesi kanser ile savaşıyordu. Yüksek moralin çok önemli olduğu bu savaşta, kadıncağızın sosyal medyadaki son paylaşımı 'Hande Erçel'i görüntüsüyle aşağılamayın' tarzı bir retweet'ti. Hayatını kaybetti. Aklı görüntüsü yüzünden hırpalanan, üzülen kızında kalmış mıdır? Duyduğumuz kadarıyla Hande, annesinin cenazesinde ilaçlarla ancak ayakta durabilmiş. 

Hande Erçel zor günleri öyle ya da böyle atlatıyor. Daha da önemlisi, işinin başına geri döndü bile. Bir dergiye pozlar da verdi, röportajlar da...

'Konuşmayı tercih etmiyorum, elbette. Ama hiçbir şey söylememek de yok saymak gibi geliyor. Günlerim, içimdeki derin acıyı yaşayarak, bununla yaşamayı öğrenmeye çabalayarak geçiyor. Çalışarak hayata tutunuyorum. Ve tabii ki babam, ablam en büyük desteğim. Tarifsiz bir duygu, Allah kimseye yaşatmasın. Çok özlüyorum...' dedi.

Erçel bu günleri atlatır, ama biz de kelimelerimizin ne kadar önemli olduğunu unutmayalım.

10. Bize yalan söylüyorlar, hiç kimse bu kadar güzel değil!

Her hafta bir ünlünün 'önce-sonra' kıyaslaması gündem olur. Bu hafta da Nesrin Cavadzade'nin değişimi Instagram hesapları tarafından gündeme getirildi. Evet, bariz bir şekilde müdahaleler var görüntüsünde, değişmiş!

Cavadzade ise bu paylaşımlara 'Siz de gluteni, şekeri bırakın, sizin de olsun!' diyerek cevap verdi. Yani cerrahi müdahaleleri reddetti. Hmmmm... Şimdi ben şekeri kesersem ve kaşlarım bir santim yukarı kalkmazsa, burnumun ucu incelmezse, dudaklarım kalınlaşmazsa; seni dava edebiliyor muyum Cavadzade?

Yahu ne yaparsanız yapın suratınıza ama lütfen ve lütfen bu gerçek olmayan, ancak cerrahi müdahalelerle erişilebilecek seviyeye yükselttiğiniz güzellik standartlarını sanki doğalmış gibi bize dayatmayın! Kendimizi kötü hissediyoruz yahu! Değil işte, kimse bu kadar güzel değil!

11. Her şeyin bir bedeli, gerçekten var! Şaka değil... Mahkeme, ihanetin bedelini belirledi mesela.

3 milyon TL tazminat. Kutluay'ın, Şener'e ihanetinin karşılığı bu. Mahkeme tarafından aylaaaar süren sürecin sonunda belirlendi. 

Bu hafta tamamen boşanmışlar, iki çocuğun nafakası ise 32 bin 500 TL. Bakın o kadar konuşulan, olay olan, tüm yaşananlardan, büyük aştan geriye kalan bu. 

Değer mi, değmez mi siz karar verin!

12. Eski sevgilinizden ya da eski eşinizden nefret edebilirsiniz; ama hayatta bazı durumlar vardır ki tüm kişisel duyguları bir kenara koymayı gerektirir.

İrem Derici'nin eski eşi Rıza Esendemir'in babası bu hafta hayatını kaybetmiş. Başı sağolsun. İrem Derici de eski eşi Rıza'yı aramamış, sadece bir çelenk göndermiş. 

'Sağ olsun çelenk göndermiş. Benim için ne kadar da samimiyetsiz bir çelenk o. Onu yollamak yerine bir telefon açsa daha samimi olurdu. Biz onunla kavgalı veya dövüşlü boşanmadık. Keşke beni aramasa bile annemi arasaydı. O hastanedeyken ben en sevdiği çiçekleri yolladım. Yoğun bakımda olduğu için gitmedim hastaneye. Gerçi o oradayken bile selfie paylaştı, neyse. İrem'in babası Hulisi Bey rahmetli babamın arkadaşıydı. Sağ olsun o aradı, tekrar teşekkür ederim' diyen Esendemir baya kırılmış gibi...

Şu hayatta 'Şeytan görsün onun yüzünü, nefret ediyorum ondan' vesaire diyerek kötü şekilde ayrıldığınız bir sevgiliniz olsa dahi; aile kırmızı çizgidir gençler. Aile ve ölüm kelimeleri bir araya geldiği zaman tüm kişisel duygularınızı, nefretinizi ve kızgınlığınızı içinize gömüp; ailenizden aldığınız terbiye gereği uygun olanı yapmanız gerekir. Bu işler böyledir.

13. Popüler olmak ve dikkat çekmek için illa rezillik yapmaya, aşırılıklara ve abartıya gerek yok. Gerçekten!

Medya Takip Merkezi’nin (MTM), Magazin Gazetecileri Derneği için hazırladığı Şubat ayı magazin raporuna göre Hazal Kaya, 2 bin 501 habere konu edildi ve Şubat ayının en çok konuşulan ünlülerinden biri oldu.

Ne düğününe çılgın paralar harcadı, ne de skandallara sebep oldu. Her şey çok şirindi hem de. İşte böyle seviyeli, şirin şeylere hasretiz, biraz da ondan. Siz kendiniz olun gençler, o zaman mutlaka görülür ve sevilirsiniz.

Haydi haftaya görüşmek üzere.

Popüler İçerikler

Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var
Gazeteci Fulya Öztürk'ün Azerbaycan Milletvekiline Ağladığı Anların Beden Dili Analizi Çok Konuşuldu
Cübbeli Ahmet Çakarlı Araçla Geldiği Etkinlikte Şeriatı Savundu: Skandal Sözlere Tepki Yağdı!
YORUMLAR
05.03.2019

Seviyorum seni Hazal

05.03.2019

Okuduğum en iyi içeriklerden biriydi.

06.03.2019

#1 o şans değil, kaliteli orospuluk !

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ