Türkiye’nin tahıl ambarı olduğu, hayvancılığın yaygın geçim kaynağı sağladığı, ekolojik zenginliğin Avrupa standartlarının üstünde yer aldığı bilgisi ilkokul kitaplarında kaldı. Artan nüfus mu, büyüyen ekonomi mi yoksa tüm bunlarla paralel bir şekilde ortaya çıkan yanlış politikalar mı bilinmez ama Türkiye artık üretimde değil, ithalatta lider konuma geldi. Bazıları lider konuma gelmenin iyi bir şey olduğunu düşünse de değil, tek tek anlatalım…
Türkiye kendi kendine yeten yedi ülkeden birisidir diye öğrendik ilkokulda. Bugünkü halimize bakınca yazıklar olsun diyorum. Yönetime de, böyle yönetilmeyi seçene de yazıklar olsun.
halk tercihini yapmış. size ne.. yiyin kekinizi , için çayınızı , yatıp yuvarlanın..
Ahh diyorum sadece ahh!! İçeriği okumadım, okuyamıyorum. O kadar öfkeleniyorum, o kadar içim sızlıyor ki! Ülke dediğin kalkınır ya! Üzerimize basmak ve bizi geriletmek için uğraşanlara inat 90 sene direndi bu ülke. Yeri geldi üç adım ileri gitti, bazen bir adım geri geldi ama ayaktaydı. Tarımda, sanayide, eğitimde, medenileşme yollarında o kadar ataklar yapıldığı halde son 10 yıldır düştüğümüz durumlara bak. Neresinden tutsan elinde kalıyor. Hastane, yol, köprü gözlerinizi boyamasın artık uyanın ya! Onlar da olsun tabi, ihtiyaç var. Ama ülke böyle çamura batıyorken hala yolla-köprüyle gururlanmak, salonun ortasına s*çıp, yeni ördüğün yaldızlı masa örtüsüyle övünmekten başka bir şey değil!