Bir süreliğine, dev buz bloğunun çevresindeki sığlıklara yerleşerek, burada yaşayan milyonlarca penguen, fok ve balinanın yiyecek arama yollarını kapatabileceğinden endişe edildi.
Ancak bu gerçekleşmedi, çünkü yeni veriler A68'in burada ayakta kalabilmek için yeterli omurga derinliğine sahip olmadığına gösteriyor.
Leeds Üniversitesi araştırmacılarından Dr. Anne Braakmann-Folgmann BBC'ye verdiği demeçte, 'Kıta sahanlığına kısa bir süre dokunmuş gibi görünüyor. Bu sebeple bir bir dönüş yaptığını ve küçük bir parçanın ondan koptuğunu gördük. Ancak bu, A68'i sabitlemek için yeterli değildi.' dedi.
Araştırmanın ortak yazarı Prof. Dr. Andrew Shepherd, 'Ve sanırım kalınlık tahminlerinde bunun nedenini görebiliyorsunuz.' dedi ve ekledi: 'O aşamada, buzdağının omurgası ortalama 141 metreydi ve bölgedeki batimetri (derinlik) çizelgeleri 150m'yi gösteriyordu. Yani ikisi arasında çok az bir fark vardı.'
A68, Nisan 2021'e kadar takip edilemeyecek kadar sayısız küçük parçaya bölündü. Ancak bunun ekosistemler üzerindeki etkileri çok daha uzun ömürlü olacak.
Büyük yassı veya düz tepeli buzdağlarının, dolaştıkları her yerde önemli bir etkiye sahip oldukları artık yaygınlıkla kabul ediliyor.
Eridikleri yere karışan tatlı sular buradaki su akıntılarını değiştirecek. Yaşamları boyunca topladıkları ve ardından eriyerek okyanuslara bıraktıkları demir, diğer mineraller ve hatta organik maddeler planktonların çoğalmasına sebep olacak.
İngiltere'nin Antarktika Araştırması ekibi, buz kütlesi tamamen yok olmadan önce buradaki koşulları izlemek için A68 civarına bazı robotik planörler yerleştirmeyi başarmıştı.
Biyolojik oşinograf Prof. Dr. Geraint Tarling, bu ve diğer araçlardan elde edilen verilerin henüz tam olarak analiz edilmemiş olmasına rağmen bazı ilginç özellikleri ortaya çıkardığını BBC'ye verdiği şu demeçle aktardı:
'A68 etrafındaki fitoplankton türlerinin değişen florasına ve ayrıca okyanusun daha derin kısımlarına biriken gerçek maddeye dair güçlü sinyaller olduğunu düşünüyoruz. Planördeki parçacık sensörü, buzdağından çok güçlü madde birikim sinyalleri alıyordu.'