Aşkın sınırsız, kavganın ölümüne, umudun inadına yaşandığı Çukurova'da tüm engellere rağmen bitmeyen Züleyha ve Yılmaz aşkı, bir trafik kazası ile hüzünlü bir ayrılığa sahne oldu!
Tam da Çukurova'ya barış gelmişken, sevenler sevdiklerine kavuşmuş, kaderin oyunu ile bu hikayeye dahil olanlar, saygıyla kendi kaderlerine dönmüşken, evladının hastaneye götürüldüğünü duyan Yılmaz, oraya yetişmeye çalışırken uçurumdan yuvarlandı!
Can düşmanı Demir, hayatını tehlikeye atarak Yılmaz'ı kurtardı, hastaneye de yetiştirdi. Tüm Çukurova iyileşmesi için dualar etti, Yılmaz tüm sevdikleri ile de tüm düşmanları ile de helalleşti. Adeta Çukurova'da Yılmaz ve Züleyha aşkı ile yaşananların ardından bembeyaz bir sayfa açıldı! Ama kader, bir kez daha ayrılık kartını çıkardı!
Yılmaz, son nefesini sevdiği kadınla, ömrünü adadığı aşkla verdi! Züleyha tam da kavuştuk derken Yılmaz'ı kaybetti! Kimsenin birbirini teselli edecek sözü kalmamıştır! Demir, Züleyha'yı ayakta tutmaya çalışıp, Çocukları için güçlü olmasını sağlamak için çabalayacaktır. Demir de üzgündür. Ama neyse ki ölmeden önce Yılmaz'la helalleşmiştir.
Yıllar önce hem eşini hem evlatlarını kaybeden Fekeli, kısa süre içinde yeniden aynı acılarla sınanmaktadır. Kimsenin onu teselli etmeye gücü yetmez. Yılmaz'ın cenazesini Fikret üstlenir, her şeye o sahip çıkar!
Züleyha da, Müjgan da evlatlarıyla cenazenin başında yer alacaktır. Tüm olan bitene Behice bile üzülmüş gibi yapar ama ona pek inanan da yoktur. Cenaze namazında gözyaşları sel olup akarken, özellikle Züleyha ve Fekeli, kalplerinin bir parçasını da o mezara gömerler.
Yılmaz'ın cenazesi, duası, mevlidi ile Fekeli adına Fikret uğraşırken, Adana'da bambaşka şeyler de olacaktır. Gaffur, artık Almanya işinin sonuna gelmiştir. Gitmek için her şeyi hazırlar, hatta Demir ile bile işleri yoluna koyar.
Bu arada, Adana'ya gelen Ümit, otomobili arızalanınca Demir ile tanışacaktır.