Bir Zamanlar Avrupa: Siyahi Vatandaşlar, Gerçekte Netflix Dizilerindeki Gibi Sosyete Mensubu Olabiliyor muydu?

Son zamanlarda, tarihi yapımlarda sıkça gördüğümüz siyahi karakterler bazen seyirci tarafından gerçekçi bulunmuyor. Biliyorsunuz ki siyahiler tarihin bir döneminde hakları elinden alınan, toplumdan dışlanan kişilerdi. Haliyle izlediğimiz dönem dizilerinde siyahi bir karakterin statü sahibi olmasının hikayenin inandırıcılığını azalttığı düşünülüyor. Aslında birçoğumuzun yanıldığı bir nokta var: Tarihte siyah olup statü sahibi olan sosyeteye mensup kişiler az da olsa bulunmaktadır. Gelin; beraber kendilerine biçilen yargıyı yok eden, tarihin gölgesinde bırakılmaya çalışılmış bu kişilere bakalım.

Not: Bu içeriğin görsellerinde yapay zekadan faydalanılmıştır.

Roma döneminden on sekizinci yüzyıla kadar Britanya ve Fransa'da, transatlantik köle ticareti oldukça yaygındı. 1768 yılında ise her zamankinden daha fazla Afrika kökenli insan Avrupa'ya getirildi.

Kimisi hayatını köle olarak geçirse de kimisi özgürlüğü adına verdiği mücadeleyi kazanmıştır.👇

1. Louise Marie-Thérèse

Louise MarieThérèse, yani Moret'in Kara Rahibesi olarak bilinen Fransız bir rahibeydi. Fransa Kraliçesi İspanya Maria Theresa'nın kızı olduğu şüphesiyle anılırdı. Kral XIV. Louis, eşinden çok metresleriyle ilgilenen biriydi ve kraliçeden bir varisi olduktan sonra onunla aynı yatakta uyumayı bırakmıştı. Kraliçe ise kendini arkadaşları ve hizmetlileri ile avutuyordu, aralarında popüler siyahi cüce hizmetlilerden biri olan Naboo da vardı.Maria Theresa'nın 1664 yılında üçüncü çocuğu olan kızının ölü doğduğu söylendi. Bazı iddialara göre ise bebek ölü doğmamıştı, siyah olduğu için saklanmıştı. Çocuğun babasının hizmetlisi Naboo olduğuna dair tahminler yürütüldü.

Eşini aldatmak bir kral için hiçbir önem arz etmezken bir kraliçe için aynı şey söz konusu değildi. Naboo'nun saraydan uzaklaştırılması veya zindana atıldığı söylense de aslında kraliçenin ölümünün sonrasına kadar sarayda çalışmaya devam etti.

Kraliçe öldükten sonra ise gizli çocuğu hakkındaki dedikodular alevlendi. Birçok saray mensubu, bunu kanıtlamak adına Marie'yi ziyaret etti ve annesine benzer bir davranışını görüp muammayı ortadan kaldırmak adına onu gözlemledi. Louise'nin bir saray görevlisi tarafından manastıra verildiği zaman yeni doğan bir bebek değil de beş yaşında olması da tarihçileri şu teoriye itmekte: Louise aslında kralın Afrika kökenli bir kadından gayrimeşru çocuğuydu. Bu teoriye destek veren düşünceler ise Louise'nin ismi, kralın hazinesinden yılda üç yüz sterlinlik cömert bir ödeme alması, bir saray ressamının Louise'nin portresini çizmesi için görevlendirilmesi, aralarında Voltaire'in de olduğu saray mensuplarının Louise'yi gördüklerinde kraliçeye değil; krala benzetmeleri, kralın gizli eşi Madame de Maintenon'ın Louise'yi sık sık ziyaret etmesi ve dini yemin törenlerini kaçırmaması. Louise Marie Thérèse, hayatını manastırda geçirdi ve altmış sekiz yaşında öldü.

2. Ignatius SanchoIgnatius

Sancho, Atlantik'i geçen bir köle gemisinde doğdu. Annesi, yeni Grenada'nın (günümüz Kolombiyası) İspanyol kolonisine vardıktan kısa bir süre sonra öldü. Babası köle olarak yaşamayı reddederek intihar etti. Ignatius, iki yaşındayken sahibi onu İngiltere'ye götürdü ve onu üç bekar kız kardeşine verdi. Ona bir evcil hayvan gibi davrandılar, hatta ona Don Kişot'taki Sancho adını verdiler. Ignatius, yirmi yaşına kadar onlara hizmet etti.

Montague İkinci Dükü, kız kardeşlerini sık sık ziyaret eden bir aile dostuydu. Ignatius'un açık sözlülüğünden ve samimiyetinden etkilenen dük, ona okumayı öğretti ve kendi kütüphanesinden kitaplar verdi. Tüm bu eğitim ve kitapseverlik, Ignatius'un köleliğin ne kadar adaletsiz olduğunu kavramasına olanak verdi.

Montague Malikanesine kaçtı ve Leydi Montague'nin uşağı olarak çalışmaya başladı. Aynı zamanda kendini müziğe, şiire, okumaya ve yazmaya verdi. En az altmış iki parça besteledi, iki oyun ve bir kitap yazdı. Ünlü ressam Allan Ramsey'in 'Bir Afrikalının Portresi' adlı çalışmasının Ignatius'a ait olduğu düşünülmekte. Leydi Montague ona cömert bir miras bıraktı ve Ignatius 1758 yılında bir Batı Hintli olan Anne Osborne ile evlendi, çiftin yedi çocuğu oldu. Montague hanesinden ayrıldıktan sonra Westminster'de bir bakkal dükkanı açtı. Köle karşıtlığı ile bilinen bir kişiydi. İngiliz genel seçimlerinde oy kullanan ilk Afrikalıydı. Elli yaşında gut hastalığından öldü.

3. Joseph Bologne, Chevalier de Saint-Georges

Joseph, 1745'te Guadeloupe adasında doğdu. Annesi Senegal kökenli köle hizmetlilerden biri, babası ise Fransız bir ziraatçiydi ve annesine cinsel istismarda bulunmuştu. Dokuz yaşında yatılı okula gitti ve on üç yaşındayken babasıyla birlikte Fransa'ya döndü. Aynı yıl Rue Saint-Honoré'deki özel bir eskrim akademisine kaydoldu.

Eskrimde son derece yetenekli olan Joseph, kendisinden çok daha tecrübeli sporcuları dahi yenmekteydi.Halk tarafından büyük ilgiyle izlenen bir eskrim müsabakasına katıldı. Bu turnuvada kölelik karşıtları Joseph'i desteklerken, kölelik yanlıları usta olarak görülen diğer kişiyi destekledi.

Joseph, müsabakayı kazanarak kahraman oldu ve XV. Louis'in koruması olarak sarayda yer buldu. Ayrıca 'Chevalier' ünvanını aldı. Viyolin çalmakta da yetenekliydi. Marie Antoinette gibi ünlü kişilerin hayranlığını kazandı. Aşk hayatı da kariyeri kadar hareketliydi. Kendisi gibi olmayan biriyle evlenemeyeceği için hayatının aşkı olan Maria Josephine du Montalone Bea ile yaşadığı ilişki büyük bir dramla sonuçlandı. Maria Josephine du Montalone Bea, güçlü bir subayla evliydi. Joseph ile olan ilişkisinden bir oğlu olduğunda, kocası onu ve oğlunu Joseph'ten kaçırdı. Daha sonra hiç görmediği oğlunun ölüm haberini aldıktan sonra, hayatının aşkını ve oğlunu kaybetmenin acısıyla sarsıldı.

4. Olaudah Equiano

Olaudah Equiano, günümüzde Nijerya olan Benin Krallığı'nda, 1745 yılında doğdu. Bir yazar ve kölelik karşıtıydı. Çocukken Afrika'dan Karayipler'e gönderildi ve bir kraliyet subayına satıldı. 1766'da özgürlüğünü satın almadan önce iki kez daha başka kişilere satıldı. İkinci sahibi olan teğmen Michael Henry Pascal, ona İsveç'te Protestan Reformu'nu başlatan İsveç Kralı Gustav Vasa'ya atfen 'Gustavus Vassa' adını verdi.

Equiano'nun adı daha önce iki kez değiştirilmişti; Equiano bu kez isminin değiştirilmesini reddetti. Yeni ismini kabul edene kadar şiddete maruz kaldı. Hayatının geri kalanında, tüm resmi kayıtlar da dahil olmak üzere bu ismi kullandı; Equiano ismini sadece otobiyografisinde kullandı.

On sekiz yaşında tekrar satıldı. Karayipler'de ticaret yollarında çalıştı ve özgürlüğünü kırk pound'a satın aldı. İş ortaklığı teklifi aldı ancak kaçırılma tehlikesi nedeniyle İngiltere'ye gitti. Kölelik deneyimlerini anlatan kitabı, Afrikalı Olada Equiano'nun Hayatının İlginç Anlatısı en çok satanlar arasına girdi. Kölelik deneyimleri hakkında konferanslar verdi ve insanları ve politikacıları köleliğin sona ermesi için mücadele etmeleri konusunda etkiledi. 'Afrikalı Olada Equiano'nun Hayatının İlginç Anlatısı' adını taşıyan bu kitap İngiltere, Rusya, Almanya, Hollanda ve Amerika Birleşik Devletleri'nde en çok satan kitaplardan oldu. Afrika kökenli bir kişi tarafından yazılan ve yaygın olarak okunan ilk kitaplardan biriydi.  Londra'nın siyah vatandaşları arasında bir toplum lideriydi. 1797'de, elli iki yaşında öldü ve ölüm ilanı Atlantik'in her iki yakasındaki gazetelerde yayınlandı.

5. Dido Elizabeth Belle

Belle, köleliğin içinde doğmuş siyah bir kadındı. Babası İngiliz bir deniz subayıydı ve annesi ise bir köleydi. Babası onu İngiltere'ye getirdi ve amcası ile yengesi tarafından yetiştirildi. Belle, Kenwood'da özgür bir hanımefendi olarak otuz yıl yaşadı ve Lord Mansfield ona yüklü bir meblağ ve yıllık bir gelir sağladı.

Lindsay'in, Dido'nun annesi Maria Belle'i Karayipler'de ele geçirdiği bir İspanyol gemisinde köle olarak bulduğu düşünülmektedir. Maria Belle yakalandığında on dört yaşında çocuk bir köleydi.

Belle, otuz bir yıl boyunca Kenwood House'da yaşadı ve köle olarak doğduğu için konumu alışılmadıktı. Lord ve Leydi Mansfield ona iyi davrandılar ve Murray ailesinin bir üyesi olarak yetiştirdiler. Belle'e yıllık yirmi sterlin harçlık verildi ancak beyaz olan kuzeni Leydi Elizabeth daha fazlasını aldı. Belle'in satın alma gücü sınırlıydı ve Lord Mansfield'in vasiyetnamesinde Dido'dan yeğeni olarak bahsedilmedi. Belle'in babası, meşru varisleri olmadan öldü ve Dido'ya hiçbir şey bırakmadı.

6. Jean Amilcar

Jean Amilcar, Fransa Kralı 16. Louis ve Kraliçe Marie Antoinette'in evlatlık oğluydu. Chevalier de Boufflers tarafından satın alındıktan sonra kraliçeye hediye edildi. Kraliçe, onu evlat edindi ancak sarayda yetiştirilmedi. Saint Cloud'da bir yatılı okula yerleştirildi ve Marie Antoinette, Fransız Devrimi'ne kadar onun masraflarını karşıladı. Devrim sırasında okuldan atıldı ancak öğretmeni Quentin Beldon, onun masraflarının karşılanması için devlet desteği sağladı. Jean Amilcar, çizim konusunda yetenekliydi ve devlet desteğiyle Liancourt Akademisi'ne kaydoldu. Ancak 1796'da Paris'te bir hastanede hayatını kaybetti.

7. Thomas-Alexandre Dumas

Alexandre Dumas, Saint-Domingue'den bir Kreol generaliydi ve Afrika kökenli bir general olarak Avrupa birliklerini yöneten bir adamdı. Fransız ordusunda tuğgeneral, tümen generali ve bir Fransız ordusunun başkomutanı olan ilk siyah kişiydi. Saint-Domingue'de doğan Thomas Alexandre, bir Fransız soylusu olan Marquis Alexandre Antoine Davy de la Pailleterie ile Afrika kökenli bir köle olan Marie Cessette Dumas'nın oğluydu.

Annesi köle olduğu için köle olarak doğan Dumas, babası sayesinde Fransa'ya götürüldü ve eğitim aldı. Fransa'da kölelik yasak olduğu için azat edildi.

Fransız Devrim Savaşları'nda önemli bir rol oynadı ve Alpler'deki Fransız Ordusu'nun Başkomutanı olarak elli üç bin askeri komuta etti. İtalya Seferi'nde Avusturyalılar tarafından 'Kara Şeytan' olarak adlandırıldı.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Kadın Olduğu İçin Mozart'ın Gölgesinde Bırakılan Bir Yeteneğin Sahibi: Maria Anna Mozart'ın Hikayesi
Netflix Dizisi Bridgerton’daki Cinsel İlişki Sahnelerinin Perde Arkasını Öğrenince Çok Şaşıracaksınız
Başarılı Bir Açılışa İmza Atan 'Bridgerton' Spin-Off'u 'Queen Charlotte' Dizisini İzleyenlerden İlk Tepkiler

Popüler İçerikler

Demet Akalın 'Laiklik' Açıklamasıyla Gündem Olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e Ateş Püskürdü!
Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı