Tanrıkulu, artık demokrasi kavramının kendisini bile bir tehlike olarak algılamaya başlamış olan AK Parti’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana gerçekleşen insan hakları ihlallerini 'saklama çabasına' rağmen, muhalefetin ve insan hakları örgütlerinin yürüttüğü çalışmalar neticesinde bir tablo oluştuğunu vurguladı.
“Bu tablo ne yazık ki karanlık bir tablodur.” ifadesini kullanan Tanrıkulu, şunları kaydetti: “Rakamlardan da anlaşılacağı üzere 2003’ten bu yana gerçekleşen insan hakları ihlalleri, özelikle de iş cinayetleri neredeyse bir iç savaş enkazını andırmaktadır. En az 208 kişinin faili meçhul cinayetlere, 520 kişinin yargısız infaz, dur ihtarı, rastgele ateş sonucu hayatını kaybettiği 2002-2014 tarihleri arasında gözaltı ya da cezaevinde hayatını kaybeden kişi sayısı da en az 451’dir! 2004-2015 tarihleri arasında yargısız infaz veya faili meçhul cinayete kurban giden çocuk sayısının da en az 88 olduğu görülmektedir. İş cinayetleri veya kaza sayıları ise korkunç boyutlara ulaşmış olduğu halde AKP iktidarı iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunu tamamen 'kadere' bağlamakta ve tedbirlerin alınması veya aldırılması konusunda ısrarla vazifesinden kaçınmaktadır. Daha önce bir soru önergemize verilen yanıt üzerinden 2002-2013 yılları arasında kaza geçiren sigortalı ve hayatını kaybeden sigortalı işçi sayısını öğreniş bulunmaktayız. Buna göre 2002 yılı ile 2013 yılları arasında 930 bin 821 işçi kaza geçirmiş, 13 bin 510 sigortalı işçi de hayatını kaybetmiştir. Üstelik bu vahim tablo resmi rakamlardan oluşmakta ve sadece sigortalı işçileri kapsamaktadır. Dolayısıyla bu bilançonun çok daha ağır olduğunu akılda tutmak gerekmektedir.”
AK Parti eliyle gerçekleşen ağır insan hakları ihlallerinin hazırladıkları bu tablolarla sınırlı olmadığını savunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, açıklamasını şöyle tamamladı: “Ancak ulaşabildiğimiz rakamlar bile AKP’nin yarattığı ağır insanlık enkazını net olarak ortaya koymaktadır. Fakat bu ağır enkaz karşısında insan hakları savunucusu olan sivil toplumcuların ve biz siyasetçilerin seyirci kalmadığı, bu konuda mücadelemizi her geçen gün daha da artırdığımızı ifade etmek istiyorum.
7 Haziran genel seçimlerinin insan hakları açısından da önemli bir dönemeç olacağına inanıyorum. Bu kadar ağır hak ihlaline bulaşmış olan AKP iktidarının seçim sandığından gereken tepkiyi alacağına kuşku yoktur. Bu açıdan insan hakları için mücadele eden hiç kimsenin karamsarlığa kapılmaması ve temel hak mücadelesinden asla geri durmaması gerekiyor. İnsan, haklarıyla insandır. Büyük mücadeleler sonucu bütün insanlık için kazanılmış olan hakların gaspına asla seyirci kalmayacağız.”
CHA