Resmi Gazete'de 6 Ocak 2021 tarihinde yayımlanan 'Orman Sınırları Dışına Çıkarma İşlemlerine İlişkin Yönetmelik' ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının belirlediği alanların orman sınırları dışına çıkartılması konusunda Cumhurbaşkanı tek başına yetkilendirilmişti. Düzenlemenin üzerinden bir yıl geçerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu sürede bu yetkiyi üç kez kullandı ve bu kapsamda toplam 530 hektar alan, orman sınırları dışına çıkartıldı.
DW Türkçe'den Eray Görgülü'nün haberine göre meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve dernekler tarafından yargıya taşınan yönetmelikle orman alanlarının amacı dışında kullanıldığını iddia eden uzmanlar, Türkiye'nin orman varlığının ciddi tehdit altında olduğuna dikkat çekiyor. Düzenlemenin Orman Kanunu'nun Ek 16'ncı maddesine dayanılarak, 7139 sayılı torba kanun kapsamında yapıldığını ifade eden Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Hüsrev Özkara, 'Ormanları korumak ve geliştirmek hepimizin en temel görevi olmalıdır. Yaşadığımız doğal afetleri dikkate alacak olursanız sel felaketlerine, toprak kaymasına, heyelana karşı birinci derecede öneme haiz bulunduğu yaşam ortamını koruyan sahalardır. Dolayısıyla orman ekosistemi dediğimiz zaman aklımıza sadece ağaçlar gelmemeli' dedi.
Ormanda bir yaşam birlikteliği bulunduğunu ve bu birlikteliğin devamının sağlanması gerektiğine işaret eden Özkara, şunları söyledi: 'Cumhurbaşkanına verilen yetkilerle sadece orman dışına çıkarılmış sahalar değil, orman olan yerlerin de orman alanından çıkarılarak başka amaçlarla kullanılması mümkün hale getirilmiştir.'
Bir kez Bakanlar Kurulu kararı ile yaklaşık 117 hektar, son bir yılda da üç ayrı Cumhurbaşkanlığı kararıyla 530 hektar olmak üzere toplam 647 hektar alanın orman sınırları dışına çıkartıldığını kaydeden Özkara, şöyle devam etti: 'Orman alanları bizim ihtiyaçlarımıza dönük arka bahçe olarak kullanacağımız bir yer değildir. Söz konusu bu sahalar orman rejiminden çıkartılması orman alanlarının temel fonksiyonlarını yerine getirmesini engelleyecektir. Başta karbon yutakları olmak üzere en önemli fonksiyonlarını gerçekleştiremeyecektir.' Özkara, bu gerekçelerle iktidara seslenerek mevcut düzenlemenin çok tehlikeli olduğunu belirtti ve düzenlemeden vazgeçilmesini talep etti.
sahte namazci kapitalist dincilerin yatacak yeri var mi acaba,bakalin yanmaz kefenleri kurtaracak mi?