Gündem dışı konuşmalar ve grup önerilerinin ardından, Cumhurbaşkanlığı tezkeresi görüşüldü.
Türkiye'nin, Suriye sınırları içinde ilan edilen İdlib gerginliği azaltma bölgesinde terör faaliyetlerinin sonlandırılması, huzur, barış ve güvenliğin sağlanması bağlamında yükümlülükler üstlendiğine işaret edilen Cumhurbaşkanlığı tezkeresinde, şunlar kaydedildi:
'Ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin, 2170 (2014), 2178 (2014), 2249 (2015) ve 2254 (2015) sayılı kararlarıyla, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve bağımsızlığının teyit edilmiş olmasının ve yine 2170 (2014) sayılı kararda bu ülkelerdeki terör faaliyetlerinin kınanarak, DEAŞ ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelere 1373 (2001) sayılı Karar ve uluslararası hukuk çerçevesindeki sorumluluklarına uygun şekilde gerekli tedbirleri alma çağrısında bulunulmuş olmasının ışığında, Türkiye'nin DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadele amacıyla oluşturulan uluslararası koalisyon bünyesinde iştirak ettiği faaliyetlerin sürdürülmesi de önem taşımaktadır.
Bu mülahazalar ışığında, Türkiye'nin milli güvenliğine yönelik ayrılıkçı hareketler, terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye'deki tüm terör örgütlerinden ülkemize bundan sonra da yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak, Türkiye'nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan ve hiçbir meşruiyeti olmayan tek taraflı bölücü girişimler ve bunlarla ilgili olabilecek gelişmeler istikametinde Türkiye'nin menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için izin süresinin, 30 Ekim 2019 tarihinden itibaren bir yıl uzatılması hususunda gereğini Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca bilgilerinize sunarım.'
Böylelikle tezkerenin süresi 30 Ekim 2020 tarihine kadar uzatılmış oldu.
tüm algıyı tek bir yere çekmek için yapılacak operasyondur. suriye'nin bu hale gelmesinde en büyük rolü olan bir zihniyetin böyle bir problemi çözmesi beklenemez, böyle bir amaçları da yok zaten. mevcut iktidar gerçekten çok zor bir dönemden geçiyor ve ülkedeki koşullar vatandaşlar açısından bir hayli zorlaştı, odağı bir şekilde insanların milliyetçilik ve vatanseverlik duygularına kaydırmak zorundalar aksi halde bariz bir şekilde gidecekler. bu taktik ilk değil, tek başına iktidar olamadıkları dönemi ve sonrasını hatırlayın. zafere giden her yol bunlar için mübahtır. türk askerine şans ve kolaylıklar diliyorum.
Suriyeli Mülteciler Akp'ye oy kaybettirdi İstanbul,Ankara,Antalya pek çok büyükşehir gitti.Bursa direkten döndü.Şimdi güvenli bölge kurup 100 milyar dolar harcayacağız ve mültecilere buraya yerleştireceğiz diyorlar.Bu ucuz bir siyasi hesap gibi geliyor bana.Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanayız deyip Suriye hükümetiyle ilişki kurmamaları bile ironi !