"Bir": Var Eden, Var Olan, Yaratıcı

Saygıdeğer okurlar bu köşede konjonktürden dolayı kader konusunu yazmayla başladım. Ancak hakkımdaki kısa bilgide de olduğu gibi ben tutkulu bir sanatçıyım. Dolayısıyla bugün asıl alanım olan sanat faaliyetimden birinden bahsedeceğim. Önce yirmi küsur senedir hazırladığım ontolojik varoluşun arkasındaki en gerçekliği işlediğim “Varoluş Serisi” konulu soyut resim çalışmalarıma başladım.

İlk olarak tam dört yılda bitirdiğim “BİR” isimli “matematik aslında Tanrı’nın bizzat kendisidir” temalı eserimin imajını kısa açıklamasıyla birlikte sizlerle paylaşıyorum. Çok ilginizi çekeceğini umuyorum.

Matematik ne doğanın dilidir ne de Tanrı’nın dilidir. Matematik; aslında, Tanrı’nın, yaratıcının kendisidir.

benim bahsettiğim yaratıcı ya da Tanrı, ne Spinoza’nın ve deizm gibi felsefelerin, ne de din adamlarının tanımladığı Tanrı’dır. Benim kastettiğim Tanrı, tüm evreni yaratan ve insan türünü de bir amaç için var ettiği çok açık olan muazzam bilgiye sahip bir unsurdur.

“BİR” isimli soyut resmimin arka planında üç tema işleniyor:

1-Evrenin ontolojik varoluşu

2-Biz niçin varız, amaç nedir?

3-Bize ne olacak, öldüğümüzde bize ne oluyor?

Matematik nesneden bağımsızdır Öyleyse evrenden de bağımsızdır.

Bilim adamlarına göre matematiğin nesneye ihtiyacı yoktur, bağımsızdır. Bu doğru ve mantıklıdır çünkü nesne, zaten fizik yasaları yani matematik sayesinde var olabilmiştir. Ayrıca nesne somut bir unsur, matematik ise soyut bir unsurdur. Özellik olarak da birbirlerine zıtlar. Dolayısıyla somut olduğu için belki enerji rastlantısal var oldu denilebilir. Ancak matematik gibi yapısal olarak düzen verici özelliği olan unsurlara, rastlantısal var oldu da diyemeyiz. Ne var ki matematiğin nasıl var olduğu da bilinmemektedir.

Peki, matematik, enerjiye içkindi veya enerji tarafından geliştirilmiş olabilir diyebilir miyiz? Pek diyemeyiz, zira enerjinin herhangi bir şey geliştirebilmesi için harekete geçmesi, Bigbang’in başlaması gerekir. Oysa enerji, fizik yasalarıyla, yani matematikle harekete geçebilmiş ve Bigbang başlamıştır. Dolayısıyla matematiği enerji var etmiş ya da geliştirmiş olamaz.

O zaman soru şudur; matematik, nasıl ve nerede oluşmuştur? Asıl sorun ise, matematik neden var olmuş? Öyle ya! Nesneden bağımsızsa, nesneye ihtiyacı yoksa niçin var olsun ki!

Ayrıca unutmayın ki matematik enerjinin gelişimini takip edip ona göre bir şekil, bir yön vermiyor. Enerji matematiği takip ediyor. En başından itibaren matematiğin düzeni doğrultusunda hareket edebiliyor, şekil alıp gelişiyor. Yani matematik ona yön veriyor.  Bu da demektir ki matematik, tüm özellikleri hazır olarak enerjiyle bir araya gelmiş ve evren oluşmuştur.

Görülen o ki, matematik nesneden yani evrenden bağımsız; ama zamanın başlangıcından itibaren tüm varoluşa şekil verip evreni oluşturan odur. Yani matematik; Evrenin failidir, kısaca yaratıcısıdır.

Daha basit ve anlaşılır olarak söylersek; matematik aslında bizzat Tanrı’nın kendisidir.

Ayrıntılar sanat manifestomdadır. Bu köşede paylaşacağım...

Instagram

Twitter

Facebook

LiknedIn

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

59 Yıl Sonra Bir İlki Başardı: Kerem Aktürkoğlu Benfica Tarihine Geçti
Seray Sever'den Apar Topar Yayından Kaldırılan "Dünya Güzellerim" İtirafı!
Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Trabzonspor Derbisi Öncesi Kritik Açıklamalar!