Özellikle de 90'lar neslinin çocukluk yıllarına damga vuran karakterlerden oluşan bir mahalle hayal edince ortaya böyle bir ütopya çıktı. Bu mahallenin bir parçası olduğunda bu ikonik karakterlerin kimisi arkadaşın kimisi akraban olabiliyor.
Bir süreliğine bu ütopyanın içinde yaşamak eğlenceli olabilirdi, bir o kadar da hüzünlü.
Mahalledeki en iyi arkadaşındır. Maceraperest ruhlu olduğu için onun rüzgarına kapılıp birlikte evden uzaklara gitmişsinizdir ve bu yüzden annenden işittiğin azarın haddi hesabı yoktur.
Onunla yeri geldiğinde taso oynardın, yeri geldiğinde gazoz kapağı. Birlikte bir bakkala gidip cipslerin içinde taso var mı diye yoklamaya bayılırdın.
Ufaklığın birinin onun yüzünden balkondan atladığı dedikoduları çıkınca Ash tası tarağı toplayıp mahalleden çok uzaklara gitmiştir. Ah Ash ah!
Memleketten ayda yılda bir ziyarete gelen, çok sevdiğin, yakışıklı mı yakışıklı dayındır. O geldiğinde mahalledeki kızların ona nasıl baktıklarını görmemek mümkün değildir. Saçını onunki gibi yapmak için uğraşsan da pek başarılı olduğun söylenemez. Hiç gitsin istemezsin.
Tontiş mi tontiş babaannen olur kendisi. Kimse onun kadar güzel kahkaha atamaz. Torunlarını 'A benim tatlı kuzucuklarım' diye diye sever. Öyle güzel masallar anlatır ki o masallar olmadan uykuya dalmak istemezsin.
Deden olur tabii ki. Babaannen ile sirke-limon atışması yapsalar da birbirlerini ne kadar çok sevdiklerini bilirsin. Dünya iyisi bir adamdır, gururludur, fedakardır.
Anneannen olur. Sana bir kez olsun kızmamış, hatta annen/baban azarlamaya kalkıştığında seni korumaya çalışmıştır. Melek gibi insandır.
Onun elini öpmeye gittiğin zamanlarda her seferinde 'Münir dedeni mi beni mi daha çok seviyorsun?' diye sorar, sen onu sevdiğini söylersin ama gerçekte ikisini de aynı miktarda seviyorsundur. Öyle demenin tek nedeni bayramlarda yüklü bir harçlık veriyor olmasıdır. Sen de az çakal değilsin yani.
Komşunun oğludur, onu öz abin kadar seversin. Arada bir evinde PlayStation oynamaya davet eder, sen de tabii ki hayır diyemezin. Bilgisayar oyunları hakkında bildiklerini ona borçlusundur.
Ha bir de; çocuğun birinin ona küfür ettiğini duymuşsundur ama Tolga Abi'n bunu kimseye söylememen konusunda seni uyarmıştır. Yıllardır aranızda sır olarak kalmıştır. 😁
Her çocuğun bir hayali arkadaşı olmalı. Hugo da senin hayali arkadaşın olurdu.
Büyüdüğünde onu bir daha göremeyeceğini de bilirsin. 😔
Bayramdan bayrama gördüğün amcaların olur. Ortaklık yaptıkları işlerini yürütürler. Eğlenceli adamlardır. Birini ne zaman görsen diğeri de hemen yanında biter. Bazen hangisinin Metin hangisinin Zeki olduğunu karıştırdığın olur. 😅
Ev sahibin olur kendisi. Genelde yurt dışında olur. Ziyarete geldiğinde sana çeşit çeşit hediyeler getirir. Sadece sana da değil, herkese bir hediyesi vardır. Çocuklarla çok ama çok iyi anlaşır.
Mahallenin esnafıdır, hayatı boyunca farklı farklı meslekler yapmıştır. Onu sevmeyen birini hiç ama hiç görmemişsindir. Mahallenin neşe kaynağıdır, enerjisidir. Sen sokakta oyun oynarken yanından geçtiğinde mutlaka başını okşar. Gülüşü bulaşıcıdır.
Çocuk ruhludur; bazen 'Şaban, çık dışarıya oynayalım' dediğinizde size eşlik ettiği bile olur. Öyle de güzel bir insandır.
Komşunun yurt dışında üniversite okuyan oğludur. Onu her zaman ailenden biri olarak görürsün. Fizik okuyordur, arada sana da anlatır ama kafan karışır tabii. 😅
Sıra dışı eniştendir. Toplar gençleri etrafına, Evliya Çelebi'nin hikayelerini aratmayan olaylar yaşadığını söyler. 'Vay be, ne kadar da deli dolu hayatı var' diye düşünürken deden müdahale eder, anlattıklarına inanmanı istemez. Sana da o kadar inandırıcı gelmese de hikayeler yine de heyecan doludur. 😁
Mahallenin liseli uçarı kızıdır. Çılgınlıktan başka işi yoktur. Daima bir arkadaş grubuyla takılır. Neler yaptıkları hakkında çok fikrin yoktur, sadece 'Ergenlik böyle bir şey demek ki' demene neden olmuştur.
Hem sınıfta hem de mahallede seninle uğraşmaktan inanılmaz zevk alan, babasının parasına güvenen ama ders notları berbat olan çocuktur. Her çocuğun bir belalısı vardır, bu da seninki maalesef.
En sevdiğin öğretmenindir. Resim dersleri hiç bitsin istemezsin. Hatta senin bir resmini de çizmiştir. Küçük, mutlu çalılıklar arasında bir resimdir hem de.
Sınıf arkadaşındır. Arkadaştan da öte ilk aşkın olur kendisi. O da sana boş değildi aslında ama kader yollarınızı ayırdı bir şekilde.
Sen evde kendini ataride Tank 90 oynamaya kaptırmışken, adını seslenip sokağa top oynamaya çağıran arkadaşın olur kendisi. Hemen pencereden bakıp, birazdan çıkacağını söylersin. Bu esnada annen akşam ezanı okunduğunda evde olman gerektiğini her zamanki gibi hatırlatır.
Mahalle maçlarında takımına adam seçen havalı çocuktur, neyse ki seni her zaman ilk adamı olarak seçer. Gazozuna yaptığınız maçlarda kazanan taraf olacağını her zaman biliyorsundur. Ne de olsa onunla aynı takımdasın.
Güzelliğine ölüp bittiğin teyzen ile yakışıklılığına hayran olduğun teyzenin sevgilisi olurlar. İkisi de evlilik hazırlığı yapıyorlardır. Yaza düğün var diye onlardan daha heyecanlısındır. Ve sen de ileride onlarınki gibi bir aşkın hayalini kurarsın.
Köyde yaşayan kuzenin olur. Onun yanına gittiğinde dağ, bayır gezersiniz. Eve gitme vakti geldiğindeyse 'N'olur biraz daha kalalım' diyecek kadar iyi anlaşırsınız.
Biricik ablandır. Bazen atışsanız da onu dünyalar kadar seversin. Hayat Sevince Güzel şarkısını öyle güzel söyler ki onu dinlerken derdini tasanı unutursun. Mutluluk kaynağındır, idolündür.
Mahallelinin üstünüze nazar değdirmesi muhtemel bir aileye sahipsindir. Bu ülkede çocuk olunca Sezercik oluyorsun haliyle. 😅
Yine de ara ara o mahalleye gidip gelirsin. 😌
Belki de Zeki Alasya- Kemal Sunal- Tarık Akan- Barış Manço ve Bob Ross gittikleri yerde kurmaya başlamışlardır bu mahalleyi.... vaktimiz gelince bizde gideriz belki yanlarına
hep hugoya katılmak istemiştim ama telefonumuz tuşlu değil çevirmeliydi anlayamazsınız :(
ulan editör kalbimi okşadın çok duygulandım bir an şener şeni eniştem, zeki alasya metin akpınarı amcalarım münir özkul dedem adile naşit babaanem hulusi kentmenide diger dedem gülşen bubuikoglunu öz teyzem zannetim ahh be :(