Bir Ülkenin Esas Gelişmişlik Düzeyini Gösteren Kriterler, Bilindik Klişelerden Çok Farklı!

Gayri Safi Yurtiçi Hasıla... Ya da İngilizce'de bilinen biçimiyle GDP. 'Gross Domestic Product'. Niyeyse ekonomistler ve aslında sıradan insanlar olarak, her ülkenin gelişmişlik seviyesini bununla ölçmeye meyilliyiz.

'Ekonominiz hızlı mı büyüyor, yavaş mı?' Ama yeni ekonominin dinamikleri ne yazık ki günümüzde bu kadar basit şekillenmiyor. The New Economics Foundation (NEF), bir ülkenin 'iyiye gidip gitmediğine' dair biraz daha geniş bir perspektiften olaya bakmış:

Yeterli maaş ödeyen, kaliteli işler

İşsizlik rakamları bize sadece çalışabilir nüfusun ne kadarının şu an çalışmakta olduğunu gösterir. Ama kimlerin aslında düzgün bir yaşam standardına sahip olacak bir maaşla çalıştığını söylemez.

NEF'in araştırması, iş sahibi kayıtlı çalışanların %61'inin minimum medeni hayat standartlarının gerektirdiğinin altında çalıştığı bulgusunu paylaşmış.

Bizde de pek farklı bir sonuç çıkmayacağını tahmin etmek herhalde çok zor değil.

'İyi koşullarda' yaşamak

'Büyüyen ekonomi' dediğimiz şey aslında nedir? Garip ve anlamadığımız yukarı / aşağı gösteren grafikler midir; yoksa her bir bireyin yaşam kalitesinin bir miktar daha artması mıdır? GSYH'nin bu ikinciyi ölçtüğünü düşünüyoruz; ama hakikaten ölçüyor mu?

Bildiğimiz gibi, Onedio'da da sık sık derlenen "yaşam kalitesi endeksi" araştırmaları var.

Ülkeler ve şehirler bazında sokaklarda sıradan vatandaşa, hayatlarından ne kadar memnun olduklarına dair sorulan bir takım sorulardan derlenen anket sonuçlarını içerirler. Bu sorular, kişilerin hayatlarını 'iyi' addetmek noktasında nelere önem verdiklerinin de altını çizer. Örneğin gelir, sağlık imkanları, barınma, sosyal olanaklar gibi pek çok parametreye dayanırlar.

Örneğin İngiltere, bu araştırmayı yıllık olarak yaptıran ülkeler arasında bulunuyor. Ve bu tarz anketlerin bulguları, yasa değişiklikleri ve yeni önergeler için de veri teşkil ediyor.

Çevre ve atık bilinci

Yaşadığımız hayat tarzı, çevreye nasıl bir etki yapıyor? Kışın ne yakıyoruz? Kişisel araç yerine toplu taşımayı kullanarak karbon emisyonunu düşürmüş oluruz; ancak şehrimiz buna müsait mi? Çöplerimizi ayrıştırıyor; örneğin camları cam kumbarasına mı atıyoruz? Ya da piller; ambalaj atıkları; vs. 

Farklı atıklar için farklı renk çöp poşeti uygulaması ülkemizde, şehrimizde yaygın mı? Ülkece geri dönüştürülen atıklarımızın toplam oluşan evsel ve endüstriyel atığa oranı nedir? En basitinden, ofislerimizde kağıtlar ayrışıyor mu? Sokaklarımızda yeterli sayıda 'el çöpü' kutuları mevcut mu?

Ne kadar hızlı kentleşiyor, bunun için ne kadar alanlık bir doğa tahrip ediyor; ve bunun yerine ne koyuyoruz?

Yani kısaca, hızla tükenen kaynaklarımıza karşı ülke olarak nasıl tedbirlere yöneldik? Buyrun gelişmişlik seviyesi konusunda mis gibi parametre.

Gelir eşitsizliğine dair durum nedir?

Yapılan tüm araştırmalar, dünya genelindeki hemen her ülkede, gelir adaletsizliğinin çok ciddi sosyal problemlere, olaylara ve geri dönüşsüz kayıplara yol açtığını gösteriyor. 

Ne yazık ki, dünya ülkelerinin kapatmakta en çok zorlandığı açıklardan bir tanesi. En tepedeki %10'luk dilim ile, en alttaki %10'luk dilim arasındaki farkın yıllar bazlı analizleri ve buna dair tedbirler oldukça önemli.

"Önlenebilir ölümler" konusu

NEF'e göre, ortada gayet belirgin bir 'önlenebilir ölümler' durumu var. Oldukça da kabul edilebilir bir kriter aslına bakarsanız. Yalnızca hastalıkların tedavisindeki başarıyı değil, bunların ortaya çıkması noktasındaki 'engellenebilirlik imkanını' da ortaya koyuyor.

Yine NEF'in İngiltere'de yaptığı 2015 araştırması, ölümlerin %23'ünün aslında ölümle sonuçlanması şart olmayan vakalar olduğunu tespit etmiş.

Her ne kadar NEF'in çalışması İngiltere eksenli olsa da, bu kriterlerin dünya geneli için de geçerli olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Özetle GSYH, diğer ülkelerin gözünde aslında bir nevi 'süs'; biraz IMF'in, Dünya Bankası'nın filan 'ne görmek istediği'. 

Ki bu da aslında makul; neticede dünya üzerindeki herhangi bir iktidar, size GSYH verisini sunmayı diğer tüm bu kriterlerin yerine tercih eder; çünkü böylesi kolayına gelir. 

Yine de sanki biraz daha 'büyük resmi görmeye' çalışmak lazım...

Popüler İçerikler

Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
Narin Güran'ın Babası Arif Güran İlk Mahkeme Sonrası Konuştu: "Kızımı Nevzat Bahtiyar Katletti"
10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu
YORUMLAR

soruyu soran ve cevaplayanın niyetine göre değişecek veriler bunlar misal çevre bilinci misal somalideki balıkçıların korsana dönüşmesini sağlayan fransız sanayi atıkları bu durumda fransada atıklar konusunda çevre bilincine sahip olmak ne anlama gelecek veya karbon emisyonunda sınır yasa dinlemeyen 2000 cc motorlu araçların küçük görüldüğü ortalıkta 4000 5000 cc araçların cirit attığı amerika kendi evinde atıkları yönetip doğayı koruyorum çevre bilincine sahip bir devletim derse ne anlamı olacak

25.07.2016

Insan çevresine saygı duydukca insandır. Dunyayi %5 bir insan topluluğu yonetirse ve insanlara kararları halkin verdiğine inandirirsa .dünya çıkılmaz yerlere ulaşır. Nedense dünyada çoğu ülke kendilerini yonettikleri ni zannediyor fakat bakıldığında örneğin 2 parti var ikiside is birliği içinde bunu görüyoruz. Insanlar in sorunlarını onemsemeyen sadece siyasi nedenlerle birbiriyle anlasan ülkeler oldukça hiç bi boku beceremeyecegiz insanlık olarak

25.07.2016

Neden bu kadar negatif im bilmiyorum fakat inanmak istediğim tek şey bu dünyayı insanlara dar eden zulmedicilerin cezalandirilacagi bır cehennem.

26.07.2016

Duble yol hangi ülkede var lan? Saçmalamışlar. (ironi)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ