'Deprem öldürmez, binalar öldürür!' diye boşuna demiyorlar. Çünkü deprem değil, çürük binalar öldürüyor insanları. Depreme dayanıklı binalar inşa etsek, metal plaka ve amortisör gibi yapılarla binalarımızı güçlendirsek, depremde yıkım oranları çok daha az olacak aslında. Ama ne yazık ki birçok müteahhit insan canını esas almak yerine depremde kağıt gibi yıkılan, dayanıksız evler inşa ediyor...
Mimar ve aynı zamanda müteahhit arkadaşım tam olarak şunu yazdı "Etriye sıklaştırması ., 2 etriyede bir çiroz atılması, etriyelerin kafalarının 135 derece bükülmesi gibi işçilik süresini uzatan işleri pek yapmak istemez demir ustaları" bunun anlamı, usta yemeği beğenmedi, evde sorunu var vs vs. Ustanın her adımını takip edemezsiniz, tamamıyla kontrol de edemezsiniz. Betonun kaliteli olması yetmiyor maalesef. Tek ihtiyacımız işi uzmanına, hakkını vererek, köle gibi kullanmadan, eğitimi ve disiplini almış insanlar yeriştirmemiz lazım. Her işten anlayan adamı değil, her iş için uzmanını çağıran insanlar olmalıyız. İşte o zaman depremi sadece korkutucu bir olay olarak hatırlarız. Ölümcül değil.
Çok önemli bi detay değil ama yine de hatırlatayım, Elazığ depremi de bu sene oldu.. 2020’de o kadar şey yaşadık ki zaman algımız karıştı..