Hepimizin tanıdığı, pek çoğunu izlediği bu film karakterlerinin kimisi ateist kimisi agnostik. Bu düşüncede olduklarını repliklerinde yer yer dile getiriyorlardı.
Hepimizin tanıdığı, pek çoğunu izlediği bu film karakterlerinin kimisi ateist kimisi agnostik. Bu düşüncede olduklarını repliklerinde yer yer dile getiriyorlardı.
Canlıların büyük kısmı virüs salgınına kurban gidince Tanrı'ya inanmak için bir sebep bulamamıştı Robert Neville. Bu sahnede kendini tutamayıp, hayatını kurtaran kadına bu konudaki düşüncelerini sert bir şekilde söylemişti.
Replikten de görüleceği üzere doktorun bir tanrı inancı yoktu. Yine de gelgitleri vardı.
Ralph Fiennes'ın canlandırdığı bu unutulmaz karakter de bir tanrıya inanmıyordu.
Gerçek hayatta bir ateist olan Simon Pegg'in oynadığı bu karakter agnostik. Bir rahiple olan diyaloğunda bu özelliği anlaşılıyordu.
Toplumdan ve onun kurallarından çocuklarıyla birlikte kendini soyutlayan bir adamdı Ben. Noel'i neden diğer insanlar gibi kutlamadığını soran çocuğuna hayali bir şeye inanmadığını dile getiriyordu.
Psikiyatrisiyle arasında bir konuşma geçtiğinde ateist olduğunu söylüyordu Donnie, ama aslında bir agnostik olduğunu öğreniyordu.
Karısının aksine Didier bir ateistti. Çocuklarının hastalığından sonra her fırsatta bu yönünden bahsetti.
Yazar Mike Enslin 1408 numaralı odada kalarak başka bir gerçeklik, bir tanrı olmadığını ispatlamak isterken akla, hayale gelmeyecek bir gerçekliğin içinde buluyordu kendini.
1960 yapımı bu şahane yapımda evrimi öğreten bir öğretmeni savunan ateist bir karakterle dindar bir avukatın karşılaşması anlatılıyordu.
Philip Seymour Hoffman'ın seslendirdiği Max, tek arkadaşıyla yazışırken bir tanrıya inanmayı çoktan bıraktığını açıklıyordu.
'Tanrı'ya inanmıyorum, inansaydım onu siyahi ve solak bir gitarist olarak hayal ederdim' gibi bir repliği vardı.
Daniel Day-Lewis'in harikalar yarattığı bu Paul Thomas Anderson filminde, Daniel Plainview karakteri Tanrı'nın bir batıl inançtan başka bir şey olmadığını dile getiriyordu. Zaten rahiple bir paralel öyküsü de vardı.
Gerim gerim geren Don't Breathe'teki Kör Adam da yalnız dünyasında tanrıya da ihtiyaç duymuyordu.
Muazzam bir güce sahip olan Dr. Manhattan, bir repliğinde 'Bir tanrı olduğunu sanmıyorum. Ve eğer varsa ben onun gibi değilimdir.' diyordu.
Ufuk açan bu filmde inançlar üzerine felsefi konuşmalar yapılıyordu, baş karakter ise bir ateistti.
Şüpheci bilim insanı Carl Sagan'ın aynı adlı romanından uyarlanan filmin karakteri Ellie bir ateistti. Ayrıca onu canlandıran Jodie Foster da bir ateist.
Beğenmedim basanların kuduruşunu gördükçe daha yüksek sesle tanrınıza inanmıyorum diye bağırmak istiyorum
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ اَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِاَصْحَابِ الْف۪يلِۜ ﴿١﴾ اَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ ف۪ي تَضْل۪يلٍۙ ﴿٢﴾ وَاَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْراً اَبَاب۪يلَۙ ﴿٣﴾ تَرْم۪يهِمْ بِحِجَارَةٍ مِنْ سِجّ۪يلٍۖۙ ﴿٤﴾ فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَأْكُولٍ ﴿
Paul'a cevap her an Ak Gençlikten gelebilir. Cuma namazını Marsta kılacağız diye..