Bir Şehir Efsanesi mi, Gerçek mi? 'Anne Olunca Anladığım' Şeyleri Masaya Yatırıyoruz!

Pek çok kadın, annesinden mutlaka 'Anne olunca anlarsın' sözünü duymuştur. Özellikle genç bir kadınken ve annelik hakkında hiçbir fikrimiz yokken bu söz annelerimizin abartması gibi gelir. Açıkçası ben de tam olarak böyle düşünüyordum... Sık sık duyduğumuz bu sözün hayatımın bir bölümünde annemin neyi kastettiğini harfi harfine anlayarak karşıma çıkacağını hiç düşünmemiştim. 

Henüz anlamadıysanız bir gün sizin de anlayacağınızı düşünerek, anneliğin neler kazandırdığını açıklamaya çalıştım. Gelin biraz dertleşelim canım anneler!

Henüz anne olmadan önce anneliğin hayatımda neler değiştirebileceğinden haberim yoktu.

Duygusallıktan arınarak düşünmeye çalışsanız bile annelik işin bir yerinden mutlaka duygusallaştığınız bir konu. Hamilelik ve doğum sonrası süreçte zaten hormonlarınız tarafından adeta kontrol altına alınıyorsunuz. Yani sizi yöneten beyniniz değil, hormonlarınızmış gibi oluyor.

Hamilelik sürecinde bir dizinin sezon finali istediğim gibi bitmedi diye saatlerce ağladığımı hatırlıyorum.

Bazen bir reklam ya da bambaşka, çok alakasız bir konuda bile gözyaşlarınıza boğulduğunuzu, öfkelendiğinizi mutlaka görürsünüz.

Bu hormonal etki hamilelik ve postpartum dönemden sonra azalıyor azalmasına ama kendimden ve etrafımdaki annelerden yola çıkarak söylersem, sanki bir miktar duygusallık baki kalıyor diyebiliriz.

Evet, artık her şeye ağlamayacaksınız belki ama önceleri 'ketum' bir insan olduğunuzu dile getiriyorsanız artık o eski halinizden pek de eser kalmadığını görebiliyorsunuz.

Hamilelikte dönüşmeye başlasanız da, doğumla birlikte anne olarak yeni bir benlik kazanıyorsunuz.

Bebeğimi kucağıma aldığım ilk günlerde, 'Bana böyle bir sevgiyle dolacağımı söyleseler anne olmaktan korkardım' demiştim. Çünkü bu, ne kadar sevgi dolu bir insan olursanız olun öyle sınırsız bir sevgi ki insan bazen delirmekten bile korkabiliyor.

Anneliğin ilk günlerinde bu küçücük ve büsbütün size muhtaç canlı sizin öğreticiniz olmaya başlıyor.

Bundan öncesinde kazandığınız tüm karakter özellikleri, mesleki başarılar, gelir vs. aklınıza gelecek her konu artık bu minik insanla birlikte önemini (kişiden kişiye değişse de) yitiriyor. Çünkü hala sizinle bir bütün olduğunu hisseden bu canlı, siz olmadan gerçek bir hayat savaşı verecek ve dolayısıyla onun sağlıklı bir şekilde büyümesi, gelişmesi, öğrenmesi için desteğinize doğrudan ihtiyaç duyacak.

Anne olunca neyi anladığınız da artık bu noktadan itibaren yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor.

Yenidoğan döneminde size duyduğu güven, bağ ve ihtiyaçlarla birlikte artık ona dair neredeyse her şeyden sorumlusunuz. Bu noktada elbette eşinizden alacağınız destek çok önemli. Ancak emzirme gibi hayati önem taşıyan bir konunun da varlığını göz önüne alırsak, üstüne bir de hormonlarınızın size verdiği yetkiye dayanarak bebeğinize karşı hissettikleriniz sizi 'anlamaya' iter.

Aklınızdaki düşünceler yenidoğan döneminde oluşmaya başlar ve sonra annenizin ne demek istediği gözünüzde canlanır.

Bir çocuk dünyaya getirdikten sonra hayatınızı nasıl sürdürürseniz sürdürün, gerçekten aklınızın bir köşesinde, hatta merkezinde çocuğunuz oluyormuş. Onun sağlığı ve iyiliğiyle ilgili düşünceler bir şekilde hep zihninizi meşgul ediyor. 'İyi mi, güvende mi?' düşüncesiyle hareket ediyorsunuz.

Bebeklik ve erken çocukluk döneminde, iyi bir gelişim göstermesi, hayata dair doğru aktarımlar, sağlığı vs. gibi pek çok konu aklınızı sürekli meşgul eder.

'Mutlu anne, mutlu bebek' mottosunu asla unutmamanız gerekir. Evet, bebeğimiz kuvvetle muhtemel en çok değer verdiğimiz varlık ya da varlıklardan biri ama kendinizi unutmamanız gerek.

Anne olunca temelde anladığınız şey, bebeğin/çocuğun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını gidermeye çalışırken kendi içinizde keşfettiklerinizle ilgili daha çok.

Sabrı, sevgiyi, merhameti, gücü, dayanıklılığı bu andan sonra çok daha iyi algılıyor ve deneyimliyorsunuz. Çocuğunuzla aynı anda hasta olduğunuzda, var gücünüzü öncelikle ona ve onun ihtiyaçlarına harcarken bulduğunuzda kendinizi, bir süper kahramana dönüşmüş gibi hissediyorsunuz.

Tıbbi olarak bir karşılığı var mı bilmiyorum ama kendi annelik deneyimime bakarak şunu söyleyebilirim ki, artık kendimi hayata karşı çok daha güçlü hissediyorum.

Beni üzen konular, yorgunluk, uykusuzluk, çalışma hayatı ve aklınıza gelebilecek her konuda artık daha güçlü bir 'ben'le tanışıyorsunuz. Önceleri tek bir işi yapıp yorulurken, şimdi dünyanın en zor işi olan çocuk bakımının ardından ev işleri, meslek hayatınızı da sürdürebildiğinizi görüyorsunuz bir şekilde. Burada eşinizin ve varsa bakım/yardım vereninizin desteğinin altını çizmek istiyorum. Bu içerikte annelik üzerine konuştuk ama tüm bunları yaparken eşinizden ve sevdiklerinizden gördüğünüz desteğin kıymeti çok büyük. Bahsettiklerimiz anneliğin bir kadın üzerindeki duygusal yansımaları ama çocuğa dair her sorumluluğun babayla ortak olduğunun da altını çizelim.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

İnsan Beyni Gerçekten Sınırlarını Zorlayabilir mi? Zihinsel Kapasitemizi Aşmanın Yolları
Coğrafya Kaderdir: Bahçelerindeki Havuz Kıştan Dolayı Kapalı Diye Üzülen Köpeklerine Havuz Kiraladılar
Zengin Olmanın En Mükemmel Yolu Ne? Ünlü Milyarder Mark Cuban'dan Zengin Olmanın İlk Adımı
İçeriğin Devamı İçin Tıklayın

Popüler İçerikler

Vefat Etmeden Önce Yakınlarını Bekleyen Hastaların Yürek Burkan Hikayeleri
400'den Fazla Şubesi Olan Tatlı Devi Konkordato İlan Etti!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Asgari Ücret 2026 Zam Açıklaması
YORUMLAR
25.02.2025

Anne olmak aynı zamanda hayata karşı güçsüz hissetmek. Şu sıra aklımda cuma pazarında öldürülen 15 yaşındaki çocuk var mesela. Uykularım kaçıyor o çocuğun ve annesinin yaşadıklarını düşününce. Onu hayattan koparan müsveddeleri ve ailelerini parçalamak istiyorum. Binbir emekle, sevinçle büyüttüğümüz çocuklarımızı koruyamamak çok çaresiz hissettiriyor

25.02.2025

aynen oyle.en buyuk gucsuzluk de evladini buyutmeye o.runun yetmemesi korkusu.hele de bu ulkede bu bu kadar kolayken.

26.02.2025

çok boğucu amk, bunu genç yaşta yapanlar deli. yaşlanınca da kafa götürmez gibi geliyor. en iyisi paran olacak, bakıcılar bakacak. taşıyıcı anne doğuracak. sen de seveceksin ve birlikte gezeceksin fln arada.

26.02.2025

kısacası ben anne değil, baba olmak istiyorum sanırım ya da çocugun arkadaşı falan.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ