Gündelik yaşamın stresini en hafif hali ile deneyimleyenler aynı zamanda bir hobiye sahip olanlardır. Hobiler, kişinin olumsuz duygularından arınabilmesinin kişiye en hitap eden halidir. Hobi tabii ki kişiye ve kişinin ilgi alanına özgü belirlenebilmektedir. Ben bu yazıda son zamanlarda dikkatimi çeken, hemen herkesin erişebileceği, ciddi alanlara ve koşullara ihtiyaç duyulmayan bir alan olan balkon bahçeciliğinden ve hayatımıza faydalarından bahsetmek istiyorum.
Malum büyük çoğunluğumuz şehirlerde yaşıyoruz ve koca koca binalar etrafımızı sarmış durumda. Şehrin hızlı temposuna ayak uydurmaya çalışırken çoğu zaman görebildiğimiz tek yeşil, kaldırımlardaki küçük deliklere sıralanmış fidanlar oluyor. O kadar uzaklaştık ki doğadan, kaldırımlardaki bu küçük boşluklarda kalan bir avuç toprağı dahi çöp kutusuna çeviriyor bilinçdışımız. Bu makalede uzaklaştığımız doğaya, yani aslında ortak geleceğimize daha yakından bakacağız.
Modern tarım teknikleri, daha güzel görünen meyve ve sebzeler üretip, karşılığında sağlığımızı elimizden alan sığ fikirlerin ürünü iken, ekolojik tarım için doğayı anlamak ve bilmek gerekir. Kısaca doğayı anlayıp, kendi kurallarımızı koymaya çalışmak yerine, doğanın kurallarına uyduğumuz bir tarım modelidir. Modern tarım teknikleri o kadar ilaçlara bağımlı bir hale geldi ki, günümüzde bu iş için dronlar tasarlanıp kullanılmaya başlandı. Bu, her ne kadar iş yükünü azaltıyor gibi görünse de, aslında var olmayan, bizlerin yarattığı bir iş yükünü azaltmaktır sadece.
Doğada her canlının bir avı ve bir avcısı vardır. Buğdayı fare yer, fareyi yılan, yılanı kartal... İşte ekolojik tarım bu mantıktan doğan bir tarım yöntemidir. Bitkilerimizde görünen zararlıları, ilaç kullanmak yerine doğal avcılarıyla imha etme temeline dayanır. Örneğin en sık görülen parazitlerden olan yaprak bitlerinin doğal düşmanlarından birisi uğur böceğidir. Avrupa ülkelerinin tamamında bu gibi canlılar hem çiftçiler hem de hobiciler için özel olarak üretilip kutularla satılmaktadır. Bu canlıları zirai ilaçlardan çok daha uygun fiyatlara alıp, bahçenize/tarlanıza serbest bırakabiliyorsunuz.
Ekolojik tarımın en güzel yanı, sadece bir kez uygulamanın yeterli olmasıdır. Her sene bu canlılar o alanda tekrar kendi kendilerine çoğalıp, zararlıları avlamaya devam edecekler. Bu da demek oluyor ki her sene zirai ilaçları almaya da dronları uçurmaya da gerek olmayacak. Fakat bu sistemin çok büyük bir zaafı var, o da yine bizleriz. Bir kişinin “Tek başıma ekolojik tarıma geçiyorum” demesi mümkün olmuyor. Etrafındaki tarlalarda ya da bahçelerde zehir kullanılmaya devam edildikçe kendi alanına bıraktığı avcılar da bu zehirden ölüyor. Yani toplum olarak ilmek ilmek bu bilinç kazanılıp, bölge bölge hep beraber ekolojik tarımın benimsenmesi gerekiyor.
Yanı sıra klinik alanda sıklıkla rastladığımız yaygın olan böcek fobisinden sıyrılıp, en azından gelecek nesillere bu anlamsız korkuyu aktarmamaya özen gösterip, doğayı gözlemleyip, anlamlandırabilen, bizim de doğanın bir parçası olduğumuz gerçeğini kavramış bir nesil yetiştirebilmemiz için de oldukça etkili bir yol; balkon bahçeciliği ve ekolojik tarım.
Modern tarım teknikleriyle zehre buladığımız dünyamızda çocuklarımız için sürdürülebilir bir gelecek bırakabilmemiz mümkün değil.
Umarım kaldırımlardaki açtığımız küçük toprak parçalarına sıkışanların aslında o fidanlar değil, bizim betona sıkışan geleceğimiz olduğunu çok geç olmadan anlarız.
Bu alanla ilgilenenler için faydalanabilecekleri bir Instagram sayfası önerisi buraya tıklayabilirsiniz.
Instagram
Facebook
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Umarım kaldırımlardaki açtığımız küçük toprak parçalarına sıkışanların aslında o fidanlar değil, bizim betona sıkışan geleceğimiz olduğunu çok geç olmadan anlarız. 👏👏
Hocam annemi bu alışkanlığından vazgeçiremiyoruz komşular balkonlarda oturuyor keyif yapıyo ne güzel adım atacak yer yok balkonda bunu bi sorun olarak kabul edebilir miyiz lütfen 🥹🥹😅
"Bitkilerimizde görünen zararlıları, ilaç kullanmak yerine doğal avcılarıyla imha etme temeline dayanır." Organik tarım tam olarak böyle bir temele dayanmaz. Bu kadar basit ifade edilecek bir konu değil. Organik tarım mezunuyum ve bu alanda çalışıp birçok şey gördüm. Sizin temel sandığınız şey ufacık bir alan. Organik/ekolojik tarımın temeli ise,doğadan alınan doğaya verilir ve bitkilerin ekonomik zarar eşiğinin altında tutarak üretimi hedeflemektir.