Bir Pisuvar, Sanatı Nasıl Kökten Değiştirdi?

Duchamp'ın Çeşme'si orijinal adıyla 'Fountain' isimli eseri, bildiğimiz ve sanat demeye alışık olduğumuz eserlerden çok uzak. Öyle ki 'Çeşme' isimli bu pisuvar, sanat tarihini değiştiren en önemli yapıtlardan biri. O sebeptendir ki, Marcel Duchamp için 'pisuvar' ile sanat tarihinde devrim yapan sanatçı denir.

Floransa yeniden cumhuriyet olduğu sırada 1501'de, Michelangelo Floransa Katedrali için bir Davut heykeli yapmakla görevlendirildi.

Yapılan bu Davut heykelinin, şehrin ruhunu, demokrasisini ve değerlerini somutlaştırması bekleniyordu.

Michelangelo'nun aksine Duchamp, kışkırtıcı işler yapan bireysel bir sanatçıydı. Duchamp'ı , sanat sergisine üstüne bir imza atıp (kendi imzası bile değil) gönderdiği bir "pisuvar" ile tanıyoruz. Tuhaf ama gerçek.

O zamanlar Amerika'da yaşayan Marcel Duchamp 1917'de, 'Çeşme' (orijinal adıyla 'Fountain') isimli eserini (seri üretim bir pisuvarı) Richard Mutt imzasıyla New York Bağımsız Sanatçılar Derneği'nin ilk sergisine sundu.

Andy Warhol ile tanıdığımız pop art'ın başlangıç noktası diyebiliriz bu pisuvar için.

Ancak Duchamp, Warhol gibi hem sanatın geldiği noktayı eleştirip hem de bu pop art eserlerini satarak milyon dolarlar kazanmadığı için ne yazık ki hak ettiği değeri görmedi.

Duchamp'in böyle bir eseri neden yaptığı çok sorulsa da, şöyle de bir gerçek var ki bu pisuvar, diğer sanatçıları etkileme konusunda oldukça başarılıydı, hatta sanat tarihini değiştiren bir eser olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz.

Baksanız sadece bir pisuvar. Ama realitede, kendisi modern sanatı başlatan en önemli etmen.

Sanatı yavaş yavaş bitiren bir diğer unsur da fotoğraflar olmuştu. Fransız şair Charles Baudelaire, fotoğrafı 1860'larda sanat için potansiyel bir tehdit olarak kabul etmişti.

media.poetryfoundation.org

Bir zamanlar sadece sanatçıların yapabildiğini artık kamerası olan herkes yapabiliyordu.

Duchamp, Étienne-Jules Marey'in bu fotoğrafından çok etkilenmişti.

Bunun üzerine kendisi de, "Beş Yönlü Otoportre" de dahil olmak üzere, fotoğrafçılık üzerine deneyler yaptı.

Fotoğrafın sanatı nasıl etkilediğini, Duchamp'ın saygısız bulunan L.H.O.O.Q.'unda net bir şekilde görebiliyoruz.

Hatta L.H.O.O.Q., bu gerçeği acı bir şekilde sanki bir alay konusu gibi gözümüze sokuyor.

Sanatın bir zamanlar sınırlı olan arzı, fotoğrafçılık sayesinde artık sınırsızdı. İsteyen herkes Mona Lisa'nın ya da herhangi ünlü bir tablonun baskısına kolayca sahip olabilirdi.

Eskiden görülmesi oldukça zor olan şaheserler artık her yerdeydi. Hatta kartpostallarda bile...

Durum böyle olunca da, sanatçılar kendilerine sormaya başladı: 'Eserlere ulaşmak ve sahip olmak artık bu kadar kolayken, neden yenilerini yapalım?'

Çok da haksız sayılmazlar, ne dersiniz?

Duchamp tarafından yaratılan 'Çeşme', günlük nesneleri alıp basitçe onlara sanat adının verildiği "hazır" sanat eserlerinden biriydi. Ve sonra devamı geldi.

İnsanlar çok haklı olarak Duchamp'ın Çeşmesi'nin (ve onu takip eden birçok modern sanatın) hiçbir beceri gerektirmediğine işaret emeye başladı.

Aslında gayet haklılardı ve mesele de buydu.

Sanatçıların bireysel becerileri, endüstriyel üretimin olanakları tarafından yutulmuştu.

Sanat dünyasını fotoğrafçılık kadar sarsan bir diğer unsur da bu endüstriyel üretimlerdi.

Bir zamanlar sadece birkaç zanaatkarın yaratabildiği ve özel olan nesneler, artık herkesin satın alıp eve götürebileceği, büyük mağazalarda bulunabilen günlük ürünler haline gelmişti.

Duchamp'a göre ise, modern sanatı ve sanatçıyı tanımlayacak olan şey beceriden ziyade entelektüel cesaretti.

Artık sanatçılara çok da ihtiyaç kalmamıştı. Çünkü halk zaten bu 'başyapıtlara' sahipti.

Marcel Duchamp, çağdaş sanatçıların çoğu gibi, aynı soruyu soruyordu.

Modern toplumda sanatçının rolü neydi? Onlara, fotoğrafçılık ile meydan okunmuş ve hatta belki de yerlerinden edilmişlerdi.

Hazır sanat da, buna yanıt vermenin en güzel yoluydu.

Duchamp entelektüel sanatını New York'ta sergilerken, anavatanı olan Fransa'da ve Avrupa'nın geri kalanında savaş ortalığı kasıp kavuruyordu.

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Ancak sanattaki bu değişimi sadece savaşa bağlamak doğru olmaz.

Birinci Dünya Savaşı, birçok insan için tam bir ihanetti. Sanatına, kültürüne ve değerlerine inandırıldıkları dünyaları bir anda hayal bile edemeyecekleri bir şiddet ve yıkım çatışmasına dönüşmüştü.

Duchamp bir süre sonra, Birinci Dünya Savaşı'na tepki olarak doğan Dadaist harekete dahil oldu.

Dadaizm I. Dünya Savaşı esnasında savaşın barbarlığına bir protesto olarak doğmuş sanatsal bir akımdı.

Elbette dünyada olanlar yüzünden 'Çeşme' gibi eserlerin ortaya çıktığını söylemiyoruz. Neticede Sürrealistler de Birinci Dünya Savaşı'na bir tepki olarak gelişti. Sürrealistler geleneksel sanatın yöntemlerini kullanarak resim yapmaya devam ettiler.

Yani olaylara herkesin tepkisi farklıydı.

Tepkiler farklı olsa da sanatın o veya bu şekilde evrildiği de yadsınamaz bir gerçek.

Duchamp'ın 'Çeşme'si, yaratıldığından beri tartışmalı bir konu olmuştu: Çeşme neydi? Harika bir sanat eseri mi yoksa sadece seri üretim bir pisuvar mı?

'Çeşme'yi sanattan saymayanlar bile vardı. Elbette, Michelangelo'nun Davut'u ile karşılaştırılamaz bile.

Ancak, yine de, sanat tarihini kökten değiştiren bir eser olduğunu kabul etmemiz gerekiyor gibi. Ne dersiniz?

Bunlar da ilginizi çekebilir;

Dünyaca Ünlü Yazar Victor Hugo'nun Sır Gibi Saklanan Tabloları
Pablo Picasso İlk Kübist Resim Olan Avignonlu Kızlar'ı Yaratırken Kimlerden Esinlendi?
Dünyanın En Pahalı Tablosu 'Çığlık' Bize Ne Anlatmak İstiyor?

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?