Bir Pandemi Hikayesi: Karantinada İncecik Oldum, Sigarayı Bıraktım ve Dağılan Kalbimin Her Köşesini Topladım!

En azından bir kişiye motivasyon kaynağı olsam ne mutlu bana!

Tüm dünya olarak hayal edilmesi imkansız olan, filmlerde görüldüğünde bile minik bir “Yok artık!” dedirten bir sınavla karşılaştık: COVID19…

Evlerimize kapandık, sokağa çıkma yasaklarıyla karşılaştık, evden çalışarak zorluklara göğüs gerdik. Sosyal medyada karşımıza sık sık çıktığı üzere bazılarımız kendini yemek yapmaya, birbirinden nefis ekmekler pişirmeye verdi; bazılarımız işine sıkı sıkı sarıldı, istenmeyen kilolar alınırken bazılarımız da evini minik bir spor salonuna çevirerek pandeminin getirdiği anksiyeteden sıyrılmaya çalıştı. Bu dönem için herkesin anlatacakları var, şimdi sıra bende; işte benim pandemi hikâyem…

Pandemiden hemen önce, tüm ülke kapanmadan evvel çok sevdiğim işimden istifa ettim; yeni iş ve yeni hayat her zaman iyidir elbette ama alışkanlıkları geride bırakmak oldukça güçtü.

Bir kere aklınıza yerleştirdiğinizde, kurtulmayı istediğinizde yerinizde durmak zordur ya; işte tam olarak bu oldu bana da ve istifa ettim. Daha önce görüştüğüm yerlerden biriyle evden çalışmak üzere işe başladım ve tam o esnada da ülke olarak evlerimize kapandık. Pek yerinde duramayan, sürekli hareket etmeyi isteyen bir insan olarak bu dönemi nasıl geçirmem gerektiğine hızlıca karar vermeliydim ve yaptım.

Hiç kilolu olmasam da, hatta gayet normal bir vücuda sahip olsam da öncelikle uzun süre hareketsiz kalacağımın farkına vardım ve kendime bir yeme düzeni oluşturdum.

Boyum 1.65, kilom genelde 54-56 arasında değişir. Yani standartlara göre aslında iyiyim ama pandeminin, anksiyetenin ve evden çıkma yasaklarının getirdikleri nedeniyle herkes sağlıksız bir kilo almaya meyilliydi. Daha önce de uyguladığım ve özellikle reflüme çok iyi gelen intermittent fasting’i hayatıma yeniden entegre ettim ve 16 saat açlık, 8 saat yeme düzeni kurdum. Zamanla da bunu 18/6’ya çekerek en ideal aralığa ulaştım.

Paketli gıdalara elveda, yaz meyvelerine merhaba…

Koronavirüs hepimizde bir miktar anksiyeteye neden olduğu için kendimizi tatlıya vermemiz olasıydı. Ben de aşırı tatlı, hatta çikolata düşkünü bir kadın olarak paketli gıdaları tamamen bıraktım ve yeni yeni çıkan bahar ve yaz meyvelerine sardım. İştahsızlığımın da etkisi var elbette ama sonuçta işe yaradı. Bol bol su içtim, bitki çaylarına sarıldım, tatsız tuzsuz yulaf lapaları yerine bana kendimi yiyince iyi hissettiren şeyleri tükettim.

Peki ne yedim?

Sabahları pek iştahlı bir insan olmadığımdan kahveyle güne başladım. Öğlen tam bir kahvaltı bağımlısı olduğumdan en güçlü öğünümü yaptım. Yumurta, peynir, zeytin, yeşillikler ve istediğim karbonhidratı aşırıya kaçmadan yedim. Masadan hep “Offf çok yedim yine” diyerek kalktım ama dedim ya, iştahsız bir birey olduğumdan sevdiğim öğünü asla atlamadım. Öğleden sonra mutlaka meyve yedim ki çok severim zaten. Akşam yemeğinde de mutlaka yoğurt ve salatanın yanında sıcak bir yemek yedim. Bu bazen protein ağırlıklıydı, bazen sebze. O günkü ruh halime göre değişti. Bu arada gün içinde 3 litre su içtim ve bitki çaylarıyla kahve tükettim. Kilo almamayı başarmak işin belki de en zor kısmıydı ve oldu. Sırada tek başıma asla başaramadığım spor var.

Spor salonlarına oldum olası asla katlanamayan, ağır spor yapamayan, yürüyüş ve koşunun yanında yogayla nefes alan bir insan olarak bu süreç hem zorladı hem de iyi geldi.

Halihazırda zaten spor salonuna gitmiyordum, sık sık yürüyüş yaparak ve koşarak form tutuyordum ama tek başına, hem de YouTube’dan video izleyerek yoga yapmak gerçekten de çok büyük motivasyon istiyor. Ben de kendimi zorlamamak adına şöyle bir program oluşturdum: Sabahları uykudan uyanınca ve geceleri uyumadan önce esneme egzersizleri yaptım, tatlı tatlı, kendimi yormadan vücudumu açtım. Chloe Ting bana göre olmadığından, evimin yakınındaki vadide kısa yürüyüşler yaptım. Tabii ki sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyarak… Böyle spor meselesini de hallettim!

Bağımlı olmasam da sigara alışkanlığım vardı ve tamamen hayatımdan çıkarmak için çok iyi bir fırsattı bu…

Aslında sosyal içiciyim ve iki üç günde bir paketi hiç geçmedim ama bu süreçle birlikte artıracağımı düşünerek önlemimi baştan aldım. 34 yaşındayım, zaman acımasız ve cildimin yaşlanmasını istemiyorum; hele ki böyle bir dönemde! Evde de bir çocuk var bu arada, okulu kapanan ve sokağa çıkma yasağı olan 5 yaşındaki oğlumun beni sigara içerken görmesini hiç istemiyorum. Uygulama indirdim, anbean neler olduğunu takip ettim, biraz zorlandım ama bir haftada alıştım. Sosyalleşmeyince, dışarı çıkamayınca başa çıkmak daha kolaymış meğerse…

Hem anksiyetenin hem de yaşadığım zorlukların etkisiyle kısa bir süre çarpıntıyla boğuştum.

Bir sabah inanılmaz bir kalp çarpıntısıyla uyandım ve asla geçmeyeceğini düşünerek paniğe kapıldım. Doktora gidemem, böyle bir dönemde antidepresan benzeri bir ilaç kullanamam, kendimi kapatamam derken aşırı kahve tüketimim ve özel hayatımdaki sorunlarımın gün yüzüne çıktığını fark ettim ve hemen önlem aldım. Kahveyi aza indirmek kolaydı da, şifalanma sürecimi başlatmak en sona kalmıştı.

Sırada dağılan kalbimin her köşesini toplamak vardı ve bu hepsinden de daha zordu.

Her şeyi düzene koymuştum ama tüm bunların arasında, oğlumun da gelişimi ve oyun isteğini geri çevirmeyerek oluşturduğum rutine kendi şifalanma sürecimi de eklemem gerekiyordu. Toksik insanların yarattığı hayal kırıklıklarını toparlamam zaman aldı; yaşadığım her anı tek tek düşündüm, neden ve nasıl bu zorluklarla karşılaştığımı masaya yatırdım, az uyudum, az yedim, az çalıştım ve çok ağladım ama değdi. Sonunda yaşadığım her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünerek çözdüm.

Yaşadığımız her şeyin bir sebebi olduğuna kendimi inandırdım, sağlığımı korudum, akıl sağlığımı yeniden kazandım ve başardım. Ben bu pandemiden şimdilik sağ çıktım.

Peki siz neler yaptınız? Belki yorumlarda anlatırsınız…

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
YORUMLAR
03.06.2020

Zaten kilosu yoktu zaten iştahsızdı zaten sigara bağımlılığı yoktu Başlığı görünce beklentim yüksekti anlam veremedim.

03.06.2020

parası olan herkes böyle yaşar. parası olmayan işsiz kalıp hayatı felakete dönenler ne yapmalı? insanlar çaresiz kalmış bunlar neler diyor

03.06.2020

Hem bu karantina süreciyle hem de YKS stresiyle boğuşuyorum. Sabahları 150-160 nabızla uyanıyorum, aynı gecede defalarca kez kalkıyorum. Ben de böyle kurtuldum demek isterdim ama olmuyor, iyileşemiyorum.

03.06.2020

inşallah ayın sonunda bu stresten kurtulacağız

TÜM YORUMLARI OKU (15)