Oyun oynamak çoğu insan için boş zamanları güzel şekilde geçirmeyi sağlayan bir aktivite olsa da, bazı oyuncular bu iş epey ciddiye alıp rekorlar kırmaya bile çalışıyor. Bu oyunculardan olan Karel van Duijvenboden de Super Mario Kart oyununu dünyanın en hızlı bitiren insanı konumunda. Kendisinin neden böyle bir şey yaptığını merak ediyorsanız içeriğimize buyurun. 👇
Bazı oyuncular, oyunları mümkün olduğunda hızlı bitirmeye gayret gösterir ve bu uğurda, oyun ilk çıktığı günden o güne değin elde edilen rekorları kırmak için her türlü stratejiyi denerler. Oyunu en hızlı bitirme çabasına 'speedrun', bunu yapmaya çalışan oyunculara da 'speedrunner' deniyor. Mesela bir Zelda oyununa toplamda 300 saat gömdüğünüzü düşünün, ardından da dünyanın bir yerinde bir insan evladının oyunu toplamda 25 dakikada bitirdiğini düşünün… Herhâlde ağzının açık kalırdı ama bunu yapan insanlar gerçekten var.
Oyuncular, oyunu bozan bu hata ve boşlukları kendi avantajlarına kullanmaktan asla çekinmiyor. Kısacası oyunları öyle didik didik ediyorlar ki mutlaka işlerine yarayacak bir şeyler buluyorlar. Böylelikle bölümleri geçiyor, oyun dünyasında kolaylıkla geziniyor ve hikâyenin büyük kısımlarını oynamadan oyunu bitirme süresini büyük ölçüde azaltıyorlar.
Mitchriz adlı ünlü speedrunner, daha birkaç hafta önce canlı yayında FromSoftware'in zorluğuyla nam salan Sekiro: Shadows Die Twice isimli oyununu gözleri bağlı hâlde iki saat içerisinde bitirdi ve bunu canlı yayın sırasında gerçekleştirdi. İnsan bazen gerçekten hayret ediyor... Asıl soru ise bunu yapan oyuncuların yaptıkları işten zevk alıp almadıkları elbette.
37 yaşındaki Hollandalı Karel van Duijvenboden, şu anda Super Mario Kart'ı en hızlı bitiren kişi konumunda bulunuyor. Koskoca oyunu bitirmesi toplamda 29 dakika 51 saniye sürmüş ve kendisi bugüne değin 17 farklı Super Mario Kart turnuvasına katılmış. Kendisi bu maceranın 18 yaşındayken, üniversitede boş zamanlarında arkadaşlarıyla oyun oynadığı bir hobi olarak başladığını ve ilk yarışmasına 2007'de katıldığını söylüyor.
Duijvenboden, yarışlardaki pistlerin büyük kısmını geçtiğini, bunun hile gibi durduğunu ama pek çok tekniği gerektirdiğini söylüyor. Oyunu kavrayıp pratik yaparak nerede ne yapacağını çözmüş. Her şeyi milisaniyeler için gerçekleştiğini ve çalışmaları sonucunda bu oyunu oynayan sıradan kişilere kıyasla çok daha iyi bir yere geldiğini belirtiyor. Ancak oyunun SNES sürümünde bunları yapabildiğini ve misal Gamecube'da rezalet bir performans gösterebileceğini de itiraf ediyor.
Buna cevabı ise kesinlikle hayır. Hesaplamalı biyoloji alanında çalışıyor ve hastalıkları keşfetmede kullanılan programlar yazıyormuş. Tabii oyunlarda geliştirdiği hız ve optimizasyon, işinde de kendisine yarar sağlıyor, hızla tüm bilgileri işlemesini ve DNA'da aradığı şeyleri bulmasını kolaylaştırıyormuş. Bir nevi kazan kazan durumu söz konusu yani.
Bazen olmasa güzel olurdu diyor kendisi. Zira üç yıldır dünya şampiyonalarını organize ediyormuş ki, bu kendisini öyle yormuş ki artık organizasyon işini sürdürmeme kararı almış. Bir sonraki yarışmaya da katılacakmış ama normal yarışlarda birinci olacağını sanmıyor, yalnızca zamana karşıda koltuğunu kaybetmeyeceğini düşünüyor. Bunun sebebi de insanların oyunu oynadıkça daha iyi süreler yapması. Bu yüzden sürekli olarak birinciliği kaptırmamak için mücadele vermesi gerekmiyormuş. Öte yandan her dünya şampiyonasında süre rekorunu tazelemeye çalışıyormuş.
Bu soruya gayet güzel ve yerinde bir yanıt vererek hayattaki gayesinin eğlenmek olduğunu ve mesele eğlenmek olduğunda en önemli şeyin hızlı olmak olmadığını belirtmiş. Kendisi, hayattan en iyi şekilde keyif almak için bazı konularda yetersiz olmaya izin verecek ve bunu kabullenecek duyara sahip olmak gerektiğini düşünüyormuş.