En yetenekli yıldız oyuncular sıklıkla kendilerini tamamen farklı karakterlere bürünürken bulurlar. Peki ya bu karakterler, bir gün birbirleriyle karşı karşıya gelseler ne olurdu? Aynı yüzü paylaşan ancak birbirinden çok farklı dünyalara, ideallere ve hatta ahlaki çizgilere sahip olan bu karakterler bir araya geldiklerinde ne derece düşman olurlar?
Sevdiğimiz oyuncuların canlandırdığı karakterlerin beklenmedik ve kesinlikle heyecan verici karşılaşmalarına dair meraklarınız varsa kaçırmayın. 👇
Twilight'taki Edward'ın romantikliği ve ölümsüz cazibesi ile Batman'in zekası ve sert mizacı yan yana geldiğinde, bu ikili resmen gece ve gündüz çatışması yaşayacaktır.
Little Women'daki Jo March'ın kendi yazarlık yolunu seçerek toplumun beklentilerini reddeden özgür ruhu, Lady Bird McPherson'ın gençlik çılgınlığı ve 'ortalama' olmaktan kaçınma çabası ile karşılaştığında, bu ikilinin bir ideoloji çatışması yaşayacakları aşikardır.
Margaery Tyrell'ın Taht Oyunları'ndaki kurnazlığı ve politik zekası, Anne Boleyn'in Tudor döneminin tehlikeli ve entrikacı saray hayatındaki zorluklara direnişiyle karşılaşması adeta demir bir bileğin çelikten zekayla yarışına dönüşürdü.
Danielle'in Shiva Baby'deki dengesiz hali, Bodies Bodies Bodies filmindeki Alice'in kontrollü mizacıyla karşı karşıya geldiğinde, karakterler kaosa mı sürüklenir, kontrollü mü olurlar bilemiyoruz maalesef.
Ryan Gosling'in Drive filmindeki karakterinin soğuk ve sert mizacı, Barbie'deki Ken'in mükemmel ve renkli dünyasıyla karşılaştığında Ken'i Sürücü'nün elinden almamız zor olurdu doğrusu.
Euphoria'daki Rue Bennett'ın karanlık ve bir o kadar karmaşık dünyası, Shake It Up'taki Rocky Blue'nun enerjik ve pozitif mizacıyla karşı karşıya gelse açıkçası hangisi daha baskın bir karakter olur kestirebilmek zor.
Bobby Lynne'ın X filmindeki tehlikeli ve korkusuz yönlerini düşünecek olursak, John Tucker Must Die'daki Kate'in gençlik hatalarına sabrı olmazdı kesin.
I, Tonya'daki sert ve gerçekçi yaşam hikayesiyle Tonya Harding karakteri, Barbie dünyasının mükemmeliyetçi ve pırıl pırıl Barbie'si ile bizce hiç karşılaşmasalar daha iyi olur.
Hanna'nın acımasız hayatta kalma yetenekleri ve yalnız kurt doğasını, Atonement'taki Brionny Tallis'in ise suçluluk dolu pişmanlıklarını düşündüğümüzde eminiz ki Hanna karakteri gerçeklerle yüzleşme konusunda daha tecrübelidir.
Edmund Blackadder'ın keskin zekası ve kurnaz taktikleri, Mr. Bean'ın saf ve çocuksu haliyle karşılaştığında, zekice kurnazlık mı pratik kurnazlık mı galip gelirdi bilemiyoruz ancak ortaya komik sahneler çıkardı orası kesin.
Pearl'ün sert ve bağımsız doğası, Infinity Pool'daki Gabi Bauer'ın daha duygusal ve kırılgan karakteriyle çatıştığında, bu ikili arasında güçlü bir hayatta kalma savaşı başlardı.
Little Women'daki Amy March'ın kibar ve rafine yaşam tarzı, Fighting with My Family'deki Saraya Knight'ın acımasız ve sert dünyasıyla çatıştığında Saraya umarız ki çok acımasız davranmaz.
Yüzüklerin Efendisi'ndeki Gandalf'ın bilgeliği ve huzur arayışı, X-Men'deki Magneto'nun güçlü ve kötücül doğasıyla kapıştığında ortaya çizgi romanlarda görmek isteyeceğimiz türden sahneler çıkardı.
Captain America'nın kahramanca dürüstlüğü ve prensipleri ile Ghosted'daki Cole Turner'ın gizemli ve belirsiz doğası karşı karşıya gelirse umarız ki ön planda yalnızca ahlak savaşı olur.
Thomas'ın The Maze Runner'daki labirentlerle dolu tehlikeli dünyada hayatta kalma mücadelesi, Not Okay'deki Colin'in modern yaşam sınavlarında yaşadığı iç çatışmalarla karşılaştığında hem fiziksel hem de duygusal bir hayatta kalış mücadelesi görürdük.
Katniss Everdeen'ın cesur ve hayatta kalma odaklı doğası, American Hustle'daki Rosalyn'ın karmaşık ve düşüncesiz hareketlerine dayanamazdı doğrusu.
Only Lovers Left Alive'daki Eve'in ölümsüz hayatındaki sakinliği, Narnia Günlükleri'ndeki Beyaz Cadı'nın acımasız ve iktidar hırsıyla karşılaştığında sakinliğini yitirirdi muhtemelen.
Succession'daki Kendall Roy'un acımasız iş dünyasındaki hırslı ve kurnaz hali, The Trial of the Chicago 7'deki Jerry Rubin'in aktivist ve idealist duruşuna bizce tahammül dahi edemezdi.