Özel televizyonların çoğalmaya başladığı doksanların ikinci yarısında ekranları esir alan, Dünya Hafıza Şampiyonu Melik Duyar'ın İngilizce kelimeleri kolayca öğrettiği eğitim setini pazarladığı programımsı reklam nedeniyle bazı İngilizce kelimeler bir neslin beynine kazınmıştı.
İşte bilenlere nostalji yaşatacak bilmeyenlere yeni kelimeler öğretecek programdan kesitler:
Zindanda mahkumların bozuk paralarla su borularına vurarak 'dan-çın' sesleriyle zindanlar arasında haberleştiklerini düşünün. Bu hayali olaydaki 'dan-çın' sesleri size dungeon'ın zindan anlamına geldiğini hatırlatacak.
Uzun bacaklı zayıf basketbolcunun sürekli pota altında top kaptırdığını, buna sinirlenen antrenörün 'lan iki' metresin yine de top kaptırıyorsun diye kızdığını hayal edin. Buradaki 'lan iki' size lanky'nin anlamını hatırlatacak.
Bir foto model çıplak poz verir ancak her 'flaş' patladığında utanıp kızarır. Buradaki 'flaş' blush'ın utanma kızarma anlamına geldiğini hatırlatacak.
Bir reklam panosunda punkçı bir gencin resmi olduğunu altında da gelecek nesil yazdığını hayal edin. Bunu gören bir ihtiyarın resme bakıp bu gelecek nesil değil anca 'poster iti' olur dediğini düşünün. Buradaki 'poster iti' lafı size posterity'nin gelecek nesil demek olduğunu hatırlatacak.
Bir tayın, ana yolda giderken gress yağına basıp ana yoldan çıktığını hayal edin. Buradaki 'tay-gress' ilişkisi size digress'in ana konudan çıkmak olduğunu hatırlatacak.
'Kazım' isimli bir gencin bir kanyon bölgesinde gezip oynarken derin bir yarığa düştüğünü hayal edin. Buradaki 'Kazım' ismi chasm'ın derin yarık olduğunu hatırlatacak.
Mor bir selin her tarafı alıp götürdüğünü, insanları bir lokmaya muhtaç ettiğini, dilenen bir adamın 'Bu mor sel bizi bir lokma ekmeğe muhtaç etti' dediğini hayal edin. Bu akli olaydaki 'mor sel' size morsel'in lokma anlamına geldiğini hatırlatacak.
Revani satıcısının tek gelirinin bu olduğunu hayal edin. Buradaki 'revani' kelimesi size revenue'nun gelir anlamında olduğunu hatırlatacak.
Kızılderililer'e esir düşen bir adamın baltayla kafa derisinin yüzüldüğünü, adamın tek endişesinin ise dazlak olmak, kel kalmak olduğunu hayal edin. Buradaki 'balta' size bald'ın dazlak, kel demek olduğunu hatırlatacak.
İri Ted adında bodyguardın bir diskoda çalıştığını ancak laubali ve kaba davranışlaryla müşterileri sinirlendirip kızdırdığını hayal edin. Buradaki 'İri Ted' size irritate'in anlamını hatırlatacak.
Sue adında bir İngiliz kadının İngiltere'ye çalışmaya gitmiş Ahmet'le evlendiği ancak daha sonra ayrıldıklarını, Ahmet'in çocuğu alıp Türkiye'ye kaçıtığını ve bunun üstüne Sue'nun Ahmet'i dava ettiğini düşünün. Buradaki 'Sue' ismi size sue'nun anlamını hatırlatacak.
Bir Nato karargahında bir toplantı olduğunu Türk nöbetçi için paralonın 'sen', karşılık olarak da gelecek üç subayın 'three' şelkinde cevap vereceğini hayal edin. Bu akli olaydaki sen ve three kelimeleri size sentry'nin anlamını hatırlatacak.