Yakınlarını kaybeden insanların yaşadıkları acıyı giydikleri kıyafetlerle de bütünlemesi hatta acısı devam ettiği sürece yas kıyafeti geleneğini devam ettirmesi çok eskilere dayanan ve bir çok kültürde benzerini gördüğümüz bir durum. Batılılar buna mourning dress diyor. Bizdeki yas kültürü tamamen başka dinamikler üzerine oturuyor ve genellikle cenaze sahibinin çok özenli ve şık olması ayıplanan bir şey. Acının bir karşılığı olarak her tür özenden uzak dünya nimetlerinden kendini çekmeyi salık veren bir yapı olsa da sonuçta hep beraber oturup etli pide yiyerek aralarda ağlamaya devam ediyoruz.. Batılılarda işler biraz daha karışık. Yakınını kaybeden bir insanın nasıl giyindiği aslında çok da önemli değil, çektiği acının lansmanını yapmak zorunda mı o da tartışılır. Diğer yandan bu gelenek ünlü ve magazinsel kimliklerin elinde inanılmaz bir hal alabiliyor. Öyle şık ve zarif giyiniyorlar ki aylardır heyecanla bu cenazeyi bekliyorlarmış gibi düşündürüyorlar. Şimdi biraz Cenaze Modasına göz atalım. Belki aralarında beğendikleriniz olur. Allah sabırlar versin.
iyi West'in dedesi kardaşyanı görünce tekrar dirilmemiş :)
her şey bir yana, ben yabancıların cenazeye özenerek, bakımlı bir şekilde gitmelerini takdir ediyorum. o yüzden Bülent Ersoy'un bu yönünü seviyorum. burada stil anlamında bir eleştiri yapmıyorum; ama bizde başörtün şık oldu mu şoka giriyorlar. oysa bence bu ölüye saygıdır. illa pasaklı bir şekilde gidince en çok sen seviyor, en çok sen değer veriyor olmuyorsun.örnek alınmalı.
gözlük ne kadar büyükse acı o kadar büyük oluyo