Kötü bir gün geçirdiniz ve bunun üzerine bir de metrobüs yolculuğu yapacaksınız. Tam da Dünya üzerinde yaşayan en bahtsız insan olduğunuzu düşünmekteyken uzaklardan, tüm heybetiyle süzüle süzüle gelen boş metrobüsü görmekten daha güzel ne olabilir. Heyecanınızı dizginleyin, nefesinizi düzenleyin ve gelen boş aracın tadını çıkarın. Boş metrobüse bindikten sonra içinizden kısa bir kutlama yapıp, hemen hangi kısıma oturacağınızın hesabını yapmaya başlayın. Çünkü sizi zorlu bir mücadele bekliyor.
Özellikle yoğun olduğu saatlerde metrobüste 'avantajlı' bir konum elde etmek istiyorsanız, başarmanız gereken ilk şey: Kapıya denk gelmek. Gelen aracı süzün, kalabalıktaki yerinizi hesaplayın ve start emri almış bir koşucu gibi atılın. Gerisi Metrobüs Tanrıları'nın size o gün bahşettiği şansa ve kalabalığın insafına kalmış.
Metrobüste başınıza gelebilecek en şanslı olay, oturabileceğiniz ya da en basitinden sırtınızı verebileceğiniz bir yer bulmaktır. Bu fırsat hiç beklemediğiniz bir anda elinize geçebilir veya bu şansı hiç elde edemeyebilirsiniz. Oturma fırsatını yakaladığınız an ise bunu değerlendirmekte fayda var. Onlarca istekli rakibinizin arasından, hedefinize ulaşmak için hızlı ve akılcı yöntemler kullanmalısınız. Eğer birçok yolcunun dahil olduğu bu taktik savaşından galip çıkmayı başardıysanız; Tebrikler, seçilmiş kişisiniz.
Metrobüste bir şekilde oturma başarısını elde ettikten sonra, olası rakiplerinizi tamamen devre dışı bırakmak ve yerinizi sağlamlaştırmak için bazı yöntemlere başvurmalısınız. Bunların en bilineni ve en basiti yokmuş gibi davranmaktır. Koltuğu ele geçirdiğiniz andan itibaren ortamda kamufle olmaya çalışarak varlığınızı unutturmalısınız. Bu sırada asla aklınızdan çıkartmamanız gereken kural, olası rakiplerinizle asla göz teması kurmamanızdır. Unutmayın 'rakibinizin' gözlerine bir kere yakalandığınız zaman, varlığınız hissedilir.
'Yerini kaybetmek istemeyen' bir metrobüs sakiniyseniz, olası rakiplerinizin psikolojik baskısından kurtulmak ve yerinizi sağlamlaştırmak için kalabalık bir metrobüs ortamında yapabileceğiniz en güzel şeylerden biri de uyumak ya da uyuyor gibi gözükmektir. Yorgunsanız hemen kafanızı cama yaslayıp, yolculuğun keyfini çıkartırcasına kısa bir uyku çekin. Eğer uykunuz yoksa sahte yüz ifadeleri ile 'gerçekten çok uykum var, lütfen bana acıyın' imajı yaratabilir ve yorgun, bitkin bir şekilde oturmaya ihtiyacınız olduğu mesajını verebilirsiniz.
Toplu ulaşımın gediklileri bilir; metrobüste, otobüste, uzun yolculuklar için, en 'rahat' bir şekilde yolculuk edebileceğiniz yer, aracın en arka cam kenarı koltuğudur. Bir taktik deha olarak, metrobüsün son kapısının duracağı yeri adı gibi ezbere bilen yolcular, hemen hızla sağ arka koltukta yerini alır. Stratejik önemiyle araçta bir altın değerinde olan koltuk, nispeten korumalı yapısıyla oturanı uzun bir süre muhafaza eder ve adeta görünmez kılar. Arka koltuk yolcusu genellikle, 'istesem de buradan çıkamam, bakın sizden ne kadar uzaktayım, çok özür dilerim ama bunu benden istemeyin' şeklinde düşünceli bir yüz ifadesiyle seyahatini sürdürür.
Uzun yıllardır metrobüs sakinlerinin gözdesi olan bu bölge, bulunduğu gri metrobüslerde, aracın geri kalan kısmından kopuk gibi görünen tasarımıyla bir cazibe merkezidir. Metrobüsün diğer kısımlarına göre daha kolay yer bulabileceğiniz arka koltuk, genellikle 'uzun yola çıkan yolcular' tarafından tercih edilir ve özellikle aracın yoğun olduğu saatlerde, bir 'aile ortamı' havası yaratarak seyahat etmenize yardımcı olabilir.
Metrobüste yerinizi korumak adına giriştiğiniz tüm bu iyi niyetli çabalar, psikolojik veya fiziksel bir baskıya yenik düşmek üzereyse, kaderinizi yaşamaya bakın. Binbir güçlükle elde ettiğiniz koltukla, zor da olsa, vedalaşın ve yeni sahibine teslim edin. Sizi hayatta tutan en önemli şey olan umudunuzu bir sonraki metrobüs yolculuğu için koruyun ve unutmayın; önemli olan yarışmaktı.
Metrobüs seyahatinizde oturmak için yer bulun ya da bulamayın, eğer gideceğiniz durakların sayısı gözünüzü korkutuyorsa, bir kulaklık aracılığıyla müzik veya radyo dinlemek, ortamdan izole olmanızı sağlayacak ve geçici bir 'konfor' hissi yaratacaktır. Kulaklıktaki kalite tercihinize bağlı olarak ise birkaç dakika sonra 'Müziğin sesini kısar mısınız ? Sesi buraya kadar geliyor.' uyarısıyla karşılaşmanız olası. Moralinizi bozmayın, birkaç durak kaldı.
Metrobüs seyahatinizde tüm 'Bir yere oturma, Bir yere rahatça tutunma, En azından körüklü kısıma ulaşarak rahata erme' planlarınız suya düşüp kaybolduysa yapılacak tek bir şey var: Kendinizi kalabalığa bırakmak. Acemiyseniz kısa bir süre içinde metrobüs içindeki akış dolayısıyla 'balık' gibi oradan oraya sürüklenirken, tecrübe kazandıkça kalabalığın içinde 'var olmayı' hatta kalabalığı yönlendirmeyi öğreneceksiniz
Ulaşmak istediğiniz durağa varmak ve acısıyla tatlısıyla bir metrobüs yolculuğunu geride bırakmak üzeresiniz. Uzun ve yorucu bir savaştan çıkan bir asker gibi, savaş alanını terk etmeye hazırlanın ve duracak düğmesine dokunun. Bu yolculukta yaşadığınız her şey için içinizden teşekkür edin ve durağa geldiğinizde mağrur bir ifade ile kapıya yönelin. Kapılar açılıp dışarı çıktığınızda karşılaştığınız temiz hava, size tazelenme ve yepyeni metrobüs yolculuklarına hazırlanma imkanı sunacaktır.