Bir Kutsal Değer Olarak Şeyh Mansuryan Efendi

Bazı kutsalları kazıdığımızda altından neler çıkacağını hiçbir zaman bilemeyiz. Sadece bizim ülkemizde değil dünyanın her yerinde toplumların  kutsalları varoluşlarıyla bütünleşiyor. Kutsallar hayatımızın merkezine oturuyor. Bireysel ve toplumsal olarak hayatımıza şekil veriyor. Bazen bu kutsallara düşünsel kazılar yaptığımızda ise bizi şaşırtan gerçeklerle yüzleşebiliyoruz.  

90larda Nihat Genç'in Leman Dergisi'nde kaleme aldığı bir hikaye bize kutsallarımızı sorgulatabilir. 

Daha sonra Memleket Hikayeleri adlı kitabında da yer alan bu hikaye:

Şeyh Mansuryan Efendi'nin hikayesi. 

Çoook eski zamanlarda Anadolu'nun bir köyünde bir tekkede bir şeyh ve dervişler yaşarmış. Kervan yolları üzerinde olan tekkeye uğrayanlar şeyhin elini öper, türbeyi ziyaret eder ve para yardımında bulunurmuş.

Arada yıllar geçmiş, savaşlar ve kıtlık sonrası tekkenin gelirleri azalmış. Şeyh, dervişleri doyuramayınca türlü bahanelerle hepsini tekkeden kovmaya başlamış.

Kovduğu dervişlerden biri, yaşlı ve zayıf bir eşekle hem ağlaya hem sızlaya yola çıkmış. Bir süre sonra yaşlı ve hasta eşek bir tepeye geldiğinde yorgun düşüp ölmüş.

upload.wikimedia.org

Derviş ağlayarak bir mezar kazmış ve kendisine yoldaş olan eşeğini gömmüş. Çevreden sızlanmalarını duyan kervancılar gelmiş ve sormuş:

- Nedir seni bu kadar ağlatan ey derviş, kimin ölüsüne ağlarsın böyle ?

Tabi koskoca Derviş ben eşek için ağlıyorum diyememiş. Şeyhi Mansuryan Efendi'nin öldüğünü ve onu gömdüğü yalanını uyduruvermiş.

Bunu gören kervancılar bu sadık dervişe hayran kalıp cebine bir miktar para sıkıştırmışlar. Gittikleri her yerde de dervişin şeyhine olan sevgisini anlatmışlar.

Tabi şeyh uçmaz müritleri uçurur sözünün hakkı verilmiş.. Hikaye kulaktan kulağa öyle anlatılmış ki duyan her kervancı oraya uğramış dervişin cebine parayı sıkıştırmış, ağaca para asmış.

Ağaca asılan mendil içindeki paralarla ihtiyar bir süre sonra eşeğin mezarını türbeye çevirmiş ve kendisi de türbedar olmuş. Türbenin etrafına bir tekke inşa etmiş.

cdn2.islamansiklopedisi.org.tr

E tabi eski şeyhi de Şeyh Mansuryan Efendi'nin türbesinin methini duymuş ve ziyarete gitmiş. Bir de ne görsün kendi tekkesinden kovduğu çulsuz derviş orada şeyh olmuş. Hey maşallah..

Derviş eski şeyhini görünce hemen sarılmış ve ikramlarda bulunmuş. Biraz da gergin tabii ki. Bir süre sonra şeyhin sorularıyla tedirgin olan derviş sonunda dayanamamış ve türbenin Şeyh Mansuryan’ın değil yaşlı eşeğin mezarı olduğunu itiraf etmiş. Bunun üzerine eski şeyhi, ihtiyarın kulağına uzanmış ve demiş ki;

.

Üzülme, bizim oradaki de, Şeyh Mansuryan’ın babası olur.

Popüler İçerikler

"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
Fernando Muslera, Jose Mourinho'yu Hedef Aldı: "İstemiyorsa Gidebilir"
Türkiye'de 9.05'te Hayat Durdu! Atatürk'e Saygı Duruşu!
YORUMLAR
17.02.2021

2 ayaklı eşekklere tonla para kaptıranlar var.

17.02.2021

Çocukluğumdan duyduğum hikayenin haber değeri?

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ