Eli çok hafifti, ve gözünden akan yaşları görmesem, ön patime bağladığı turnikeyi neredeyse fark etmeyecektim bile. Seneler önce seni de teselli ettiğim zamanlardaki gibi, hafifçe elini yaladım. İğnenin ucunu usulca damarımdan içeri kaydırdı. Önce hafif bir sızı, arkasından damarlarımda dolaşmaya başlayan buz gibi sıvıyı hissettim. Kafam ve gözlerim ağırlaştı, ve onun merhamet dolu gözlerine bakarak son olarak 'nasıl yaparsın' diye fısıldadım.
Belki de benim lisanımı iyi anladığı için, 'ne kadar üzgünüm bilemezsin' diye cevap verdi. Bana sarıldı, ve alelacele işinin beni çok daha huzurlu ve güzel bir yere göndermek olduğunu anlatmaya başladı. Öyle bir yer ki –bir daha ne ihmal edilecek, ne acı çekecek, ne de kendimi korumak zorunda kalacaktım... Öyle bir yer ki sevgi ve ışık içinde, bu sefil dünyadan çok daha farklı güzellikte bir boyut.
....!(söyleyecek kelime bile bulamıyorum, yıkıldım şerefsizim)
ne diyeceğimi bilmiyorum sahibinin yanından hiç ayrılmayacağını düşünmüştüm neden bırakırlar ki köpekleri yok alerji taşınma çocuk oldu vb... saçma bahaneler üretmekte üstümüze yok neyse güzel bir paylaşım olmuş eline sağlık