Psikologlar, ilkel duyguların siyah ve beyaz gibi kategorilere ayrılmaması gerektiğini söylüyorlar. Aslında, duygular iyi ya da kötü değildir. Onlar sadece bizim için önemli olan şeylere dikkat çeken ve çevremizdekiler için bir bilgi kaynağı olarak hizmet eden sinyallerdir. Zor ve nahoş duyguları dürüstçe kabul etmek ve yaşamak, onları çabucak aşmamıza yardımcı olur.
Toksik pozitifliğin aksine, sağlıklı iyimserlik asla “kötü” duyguları bastırmanızı gerektirmez, bunun yerine onlarla dikkatli ve empati ile ilişki kurmanızı gerektirir. Bir kişiyi doğru bir şekilde desteklemek için, kişiyi yargılamamalı ve ona “kötü hissetmesi” için zaman vermelisiniz. Ancak bundan sonra durumdan bir çözüm yolu bulmaya çalışabilirsiniz.
Başkalarını neşelendirmek ve olumlamaları kendi kendine tekrarlamakta kötü bir şey yoktur. Önemli olan şey, karmaşık endişeleri basitleştirmek veya kötü ve zor duyguları bastırmak değildir.