Ee ne demişler düzensizliğin içinde de bir düzen vardır. Bu cümleden yola çıkarak kelebek etkisi üzerinden kaos teorimini incelemeye ne dersiniz?Kaynak:1, 2, 3Kaosun düzen içerdiği düşüncesi bize Edward Lorenz tarafından ulaşmış bir bilgidir. Tembellik bir işe yarar mı düşüncesinin de bir örneği olarak karşımıza Lorenz çıkar. Metorolog olan Lorenz hava durumunun kısa süreyi tahmin etme durumundan sıkılıp bilgisayar aracılığıyla matematiksel bir model ortaya atar. Bu model sayesinde hava durumu tahmin edilebilir hale gelir ancak süre kısalığından ötürü Lorenz pek mutlu olmaz. İş yükünü azaltmak için tahminleri tekrar düzenleyerek bilgisayarı yarıda durdurduğu bir gün olaylar değişir. İşleri başa sarmak yerine gelinen kısmı baz alarak kahve molasına çıkar ve dönüşünde devasa bir değişiklikle karşılaşır.Böylece Lorenz kaos teorisinin ve kelebek etkisinin öncü ismi olur. Bu teorinin temelinde ise kaos ve düzenin birbirinden zıt sistemler olmadığı düşüncesi yatar. Bir olgunun başlangıcındaki ufak değişimlerin büyük ve öngörülmeyen sonuçlar doğurmasına “Kelebek Etkisi” denir.Kelebek, ufak görünümüyle yanıltıcı bir etkiye sahipken etkisiyle bir kaosa neden olur. Kaos teorisi de bu noktada gün yüzüne çıkar. 1800’lü yılların sonlarında Fransız fizikçi ve matematikçi olan Henri Poincaré bu teorinin gelişimine katkı sağlayan isimler arasında yer alır. Poincaré, Newton’un “iki cisim problemi”nin yerine “üç cisim problemi”ni geliştirerek hatasız ölçüm yapılamayacağını ortaya koyar. Bu açıklamalarında “kaos” kelimesini ilk defa kullanır ve böylece determinizm ile kelebek etkisi ilişkisi de açığa çıkar.Kaos teorisi sözlükte bir kargaşa veya düzen eksikliği olarak yer alırken içinde düzen barındırması da hayatın bize sunduğu bir ironi sanırım. Matematik teorisi olan kaos teorisi hala gelişimini sürdürmektedir. Atomlar silsilesinden meydana bizim gelmemiz de temelimizde kaosu barındırdığımızı gösterir.