Osmanlı Devleti 600 yılı aşkın tarihiyle büyüleyici bir geçmişe sahip bildiğiniz üzere. Bu nedenle de içerisinde kaynayan bilgi volkanıyla eşsiz bir hazine. İşte o hazineden enteresan bilgiler...
Osmanlı Devleti 600 yılı aşkın tarihiyle büyüleyici bir geçmişe sahip bildiğiniz üzere. Bu nedenle de içerisinde kaynayan bilgi volkanıyla eşsiz bir hazine. İşte o hazineden enteresan bilgiler...
Meşhur beş kadından bahsedilmektedir tarihimizde. Bunlar; Arap Fatı, Giritli Narin, Atlıases Kamer, Kirteli Nefise ve Balatlı Hayriye'dir.
Onlardan en meşhuru olan Atlıases Kamer'in büyük bir evi vardı ve evinde kırbaçla gezerdi.
Sultan Ahmed küçük yaşta tahta geçtiğinden, saltanat naibesi gibi bir iş yapıyordu.
Hatta o dönemde o kadar etkiliydi ki, İstanbul'a gelen elçiler, Sultan Ahmed ile görüşecekleri zaman annesi, telli bir panonun arkasından onları dinleyerek ara sıra da fikrini beyan ediyordu...
Meyyit Hasan Paşa. Hasta yatağında öldü ölecek diye beklenirken kendisine sadrazam mührü verildi. Ama mührün etkisinden olsa gerek Hasan Paşa bir ayaklandı ki, tam 5 ay veziriazamlık yaptı.
Recm bilindiği üzere zina yapan kadın ve erkeklere uygulanan taşla öldürülme cezasıydı.
Bu sadece bir kez tatbik edildi. O da Yahudi bir adamla zina yapan bir kadın için uygulandı. Erkeğin ise öldürülmesine karar verildi.
Aslında böyle hükümler çok verilmiyordu ancak zina yapan kadının yeniçeri eşi olması, askerlere 'namusunuzu koruyoruz' mesajını verilmesi açısından oldukça önemliydi.
Nasıl işkence gördüğünü anlatan İbretnüma isimli bir hatıra kitabıyla meşhurdur. Ancak bu, onun padişaha nasıl aşkla bağlı olduğunu gösterir niteliktedir. Ve bir gün Sultan Abdülhamid'in kendisini öldüresiye dövdüğünü yazıp, kitabında şunu anlatmaktadır:
- Zat- şahane yoruldular, bitap düştüler, mübarek terleri aktı!
Algılarda her zaman kardeş kardeşe geçinen insanlar olsa da Osmanlı'nın gerçek dünyasına bakıldığında her topluluk için ayrı mahalleler mevcuttu.
Bunun temel sebebini İlber Ortaylı şu şekilde açıklıyordu:
- Onu kendi istemiyor zaten. Ne sen Hristiyan olarak ne o Müslüman olarak oğlunun, kızının birbirine kaçmasını istemezsiniz. Onlar kendileri ayırıyor zaten. İnsanların böyle bir talebi yok. (Sevil Atasoy'un Programı)
II. Mahmud kendisine neden münasebetsiz dendiğini öğrenmek için Mehmed Efendi'yi çağırır ve aralarına şu diyalog geçer:
-Padişahım... Peder-i aliniz zurna çalar mıydı?
+Hayır çalmazdı...
-Benimki de çalmazdı
+Çıkarın şu münasebetsizi, yoksa bayılacağım!
Pek sevilmeyen insanlar olduklarından dolayı cellat mezarlarının taşlarında dahi yazı yoktu.
I. Abdülhamit yenilikçi ve vatansever biri olduğu kadar çok önemli bir aşıktı. Ruhşah isimli bir kadına yazdığı mektuplar okumaya değerdi:
-Senden şefkat beklerken sen ziyaretime gelmiyorsun. Sen bana merhamet etmezsen kim etsin?
En sert yüzlü, yüksek rütbeli askerini seçer, emri altındaki askerlere yüzüne kar topu atması için eğlenceler düzenletirdi. Bazen de yüzme bilmeyen bir adamı havuza attırıp insanlara eğlence çıkarırdı.
Bu Murat Bardakçı'nın tabiri. Kendisinin, bulunan emir kağıtlarına ulaşıldığında ne denli kudretli bir kadın olduğu anlaşıldı.
Bu arada Tarhan Sultan, Sultan İbrahim'in eşi ve Kösem Sultan'ın ölümünde baş azmettiriciydi.
Zamanla tabloda çok şey değiştiğinden Fatih Sultan Mehmed'in de yüzünün yanlış algılanması mümkün hale geldi.
Dile kolay, ağabeyinden yaklaşık üç buçuk ay küçük olduğu için tam 39 seneyi aşkın zaman tahta geçmeyi bekledi ki istediğini aldığında da iş işten geçmişti.
Kahvehaneler halkın toplanıp devlet hakkında konuşmalarını engellemek içindi ama kaymakçı yasağı daha acayip.
Kadınların önceden sözleştiği erkeklerle orada buluşması bardağı taşıran son damla olmuştu.
Tahtın varisi olarak sadece geleceğin II. Mahmud'u olacak Şehzade Mahmud kaldığında, isyancılara merhamet dilenen yeniçeriler:
-Eğer Mahmud'u da öldürürseniz geriye erkek kalmaz, dediklerinde onlar:
+O zaman biz de Esma Sultan'ı çıkarırız demişlerdi.
Gururumu okşayan yegane ata.. münasebetsiz Mehmet.. sabah sabah ne güldüm yaw