Demir yiyen mikroplar, geminin pas tutmuş gövdesini yavaş yavaş tüketiyor. Aradan geçen bunca yıl sonra, gemi bir bakıma toz haline gelecek ve okyanusun akıntısında yok olup gidecek.
Filmin adı 'Titanik'ten Kurtarılan'dı ve gemide hayatta kalmış oyuncu Dorothy Gibson oynuyordu. Gibson o dönemde bir sessiz film yıldızıydı. Çekimler sırasında geminin battığı gece giydiği elbiseyi giyen oyuncu, tüm ekip önünde duygusal bir çöküntü yaşamış ve gözyaşlarına hakim olamamış.
Filmde geminin batma sebebi ülkelerin açgözlülüğü olarak sahneleniyordu.
Bir deniz bilimci olan Robert Ballard, 1985 yılında RMS Titanik batığını bulmada ihtiyaç duyduğu teknolojinin finanse edilmesi için, ABD donanması ile görüştü.
Öte yandan donanma USS Scorpion ve USS Thresher denizaltılarının batıklarını bulmayı daha çok istiyordu. Donanma Ballard'dan bu batıkları bulmasını istedi, Ballard da Titanik'i aramasına izin vermeleri şartı ile bu teklifi kabul etti. Ballard'ın bunu başaramayacağına inanılıyordu fakat o görevin 12. gününde Titanik'i buldu.
Loraine Allison 2 yaşındaydı, cesedi hiç bulunamadı. 1940 yılında Helen Kramer adındaki bir kadın, kayıp çocuk Lorraine'nin kendisi olduğunu iddia etti ve bu iddiasını 1992 yılındaki vefatına kadar sürdürdü. Fakat yapılan DNA testi kadının yalan söylediğini ortaya çıkardı.
James Cameron'un Titanik adlı filminde silinen bir sahnede Straus çiftini görmek mümkün.
Bir başka planda da geminin kalıntısını sıvı nitrojen ile dondurup yüzeye çıkarmak vardı.
Geminin inşası sırasında, İngiliz Ticaret Odası, gemilerin üzerinde bulundurulması gereken filika sayısını yolcu sayısına göre değil geminin ağırlığına göre belirliyordu. Bu da Titanik'e 32 filika konulması gerekirken, sadece 16 filika konmasına sebep oldu.
İddialara göre Benjamin ve çalışanları en güzel kıyafetlerini giyip, birer centilmen gibi hayata gözlerini yumdu. Ayrıca filikalara binen kadın ve çocuklara da yardım ettiler.
Gerçek hayatta bu müzisyenler Titanik buz dağına çarptıktan 2 saat sonrasına kadar tüm kaosun içinde yüksek ritmli şarkılar ve vals parçaları çalmaya devam etti.
Vücutlar ve iskeletler çoktan yok olmuştu fakat ayakkabılar hiç bozulmadan su altında kalmıştı.
Gemide ayrıca bir yangın çıkmış ve büyük hasara sebep olmuştu. Fakat gemiyi yapan şirket bu gerçeği örtbas etti.
Araştırmacılara göre, yangın kazadan 3 hafta öncesinde çıkmış ve söndürülememişti. Mürettebat ise meydana gelen hasarı yolculara bahsetmemek üzerine talimatlar almıştır.
Gemi batarken çalmaya devam eden müzisyenlerin hikâyesi çok tanıdık geldi.
Yangını bilmiyodum ama gerçek batma sebebi bukadar devasa gemiye büyük pervaneler takılması gerekken daha küçük pervaneler takılması ve gözetleme kulubesinde buz dağını fark edip kaptanın dümeni tam tur döndürmesine rağmen pervanelerin küçük olmasından dolayı geminin cüssesini kaldıramayıp manevra yapamaması ve buzdağına çarpıp geminin demirden yapılmasına rağmen gövdesini yardıktan sonra alt katlardan su alıp sonrada ikiye bölünüp atlantik okyanusunda 15 nisan 1912de gece tam 12yi gösterirken battı diye biliyom yanlışım varsa düzeltin
Bahsedilmeyen bir bilgiyide ben söyleyeyim hatta yazılmadıgına şaşırdım çünkü tüm belgesellerde konusu geçer. gemi çok uzun deniz fazla dalgalı oldugu için gemiye esneme payı yaratacak kısımları atlamışlar . Gemi yapımında bu çok sonra anlaşılınca white star line olayı büyütmemiş ve görmezden gelmiş . adı tam aklıma gelmiyor '' DERZ '' gibi bişiydi . gemi dalgalarda git gide zorlanıyordu . mahkemede ki şu sözü unutmam ama HAKİM: Lightoller gemiyi neden terk ettiniz. light : Ben gemiyi terk etmedim o bizi terk etti. :D :)) Denizcilik tarihine geçmiştir bu söz hatta deniz müzesinde bir yerde de görmüştüm bu satırları ,