İlk iş de mesajlarına bakmaya başladım. Belki bize dair, olan bitene dair bir şeyler bulurdum. Bu dönüşüme, bu inanılmaz değişime dair ipuçları bulurdum belki... Önce facebooktan en yakın arkadaşlarıyla olan konuşmalarını inceledim. Havadan sudan, önemsiz şeylerden bahsetmişlerdi genelde. Sonra whatsapp'ına girdim ve onu gördüm...
Bana hiç bahsetmediği, hiçbir arkadaş ortamında görmediğim bir kadınla konuşuyordu. Üstelik aylardır bana yansıttığı nemrutluğundan, soğukluğundan, kabalığından eser yoktu. Tıpkı ilişkimizin başlarında benimle konuştuğu gibi konuşuyordu onunla. Sürekli şakalar yapıyor, gülücükler, kalpler gönderiyordu. Yakında buluşabileceklerinden bahsediyorlardı. Zira kadın başka bir şehirde yaşıyordu. İstanbul'a geldiğinde birlikte kalabilirlermiş. 'Peki ya sevgilin?' diyordu kadın. 'O önemli değil ya hallederim onu ben' diyordu Çağrı da... Birazdan göreceklerimi görmemiş olsaydım hemen çekip gider, bir ayrılık konuşmasını geçtim yüzüne tükürmeyi bile ona çok görebilirdim.
Konuşmalarda biraz daha yukarı çıkınca benimle ilgili olan konuşmaları gördüm. Bütün dünyamı başıma yıkan o konuşmaları... Benden acıma ve tiksintiyle bahsediyordu kadına. Ondan sonra yerle bir olacağımı bilmese bir saniye bile katlanamaz, ayrılırmış. Ama vicdanı el vermiyormuş. Yoksa çekilecek gibi değilmişim. Sürekli yanında olmayı istememden tiksinmiş. Çok problemliymişim. Bazı sorunlarımdan bahsederken kadınla birlikte dalga bile geçmişler benimle.
Ağlıyordum. Evi ateşe vermek, onu da öldürmek istiyordum. Mahvolmuştum. Gerçekten öyle miydim? Onu çok sevdiğim için, yanında huzur bulduğum için, ona sarılınca tüm dertlerimi unuttuğum için acınacak, tiksinecek halde miydim? Ben, tüm yaptıklarına rağmen ona hala sevgi beslerken, bu yaptıklarını hak etmiş miydim? Benim sorunlarım, dertlerim, kur yaptığı bir kadınla dalga malzemesi edilecek şeyler miydi? Telefonu aldığım yere bıraktım ve yüzümü yıkadım.