Bir İdamdan Çok Daha Fazlası: İran & Suudi Arabistan Gerilimine Kısacık Bir Bakış

Olayı çok kısa özetleyecek olursak, geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan, aralarında İran için son derece kıymetli Şii din adamı Şeyh Nimr’in de bulunduğu 47 kişiyi terör suçlamasıyla idam etti. Bunun üzerine İran çok yüksek perdeden tepkisini dile getirdi ve İran’daki Suudi elçilikleri ateşe verildi. Bunun üzerine Suudi Arabistan ve ardından BAE ve Katar, İran ile tüm ilişkilerini kopardığını açıklayıp elçiliklerini kapattı. İran ise elçilerini özel uçakla bu ülkelerden aldı ve tüm ticari ilişkileri durdurduğunu açıkladı. Sonrasında Suudi Arabistan vatandaşlarının İran’a gitmesini yasaklayacağını duyurdu.

Zaten karışık olan Orta Doğu’da böyle bir gerilim herkesi haliyle tedirgin etti. Bir idam nasıl olmuştu da böylesine yüksek bir gerilim doğurmuştu. Oysa bu gerilim dün başlamadı, İran ile Arabistan’ın arası uzun zamandır alttan alta gergin, idamlar bunun ateşleyicisi oldu.

Her ne kadar ikili arasında bir gerilim olsa da yakın zamanda ilişkilerde bir yumuşama söz konusuydu.

Suudi Arabistan, Kuveyt’in işgalinden bu yana kapalı olan Irak büyükelçiliğini yeniden açmış, İran rejiminin memnun olmadığı Tahran’daki Suudi büyükelçisini değiştirmek için hazırlıklara başlamış ve Suriye meselesine diplomatik çözüm arayışında İran’la birlikte hareket etmeye başlamıştı.

Peki neden böyle bir dönemde, Suudiler, böyle bir adım atarak ilişkileri yeniden kırılgan bir hale getirdi?

Bunun için öne sürülen görüşlerden biri “Suudilerin İran’ın bu kadar büyük bir tepki verebileceğini öngörememiş olması.

Peki bu mümkün mü? Hayır, neredeyse tüm siyasetini İran düşmanlığı üzerine kurmuş olan Suudilerin, İran’ın Şii bir şeyhin idamına tepki vermeyeceğini düşünmesi çok da akılcı değil.

Suudilerin bu adımla akıllarında olan birkaç planı devreye sokmuş olmaları muhtemel; Bunlardan birincisi, düşen petrol fiyatları yüzünden Suudi ekonomisinin zor durumda olması.

Halkından vergi almayan, devlet desteği ve kamu harcamalarıyla halkın desteğini tabiri caiz ise satın almış olan Suudi rejimi bugün kemer sıkma politikaları uygulamak zorunda kalabilir, bunun sebep olabileceği toplumsal tepkiden korkan Suudi rejimi çok eski bir numaraya başvurarak halkı ortak bir düşman etrafında ve rejimin arkasında birleştirmeyi umuyor. İran ile gerginlik ve Şii korkusunun halkın dikkatini içerdeki ekonomik sorunlardan dış politikaya kaydıracağını ümit ediyor.

Bunun yanında Suudilerin dış politikası da berbat bir durumda.

Ekonomik sıkıntıların arttığı bir dönemde Yemen’de başarısız bir askeri müdahale yürütüyor olmak, Mısır’daki Sisi rejimine milyarlarca dolar akıtmak ve Suriye’de nereye gideceği belli olmayan bir savaşın tarafı haline gelmek rejimin dış politika puanının da pek iç açıcı olmadığını gösteriyor.

Bütün bunların yanına bir de Suudilerin İran’ın, Irak’ta, Suriye’de, IŞİD ile mücadelede artan etkisinden ve Amerika ile nükleer müzakerelerden duyduğu endişeyi eklemek gerekli.

Böyle bir durumda olan Suudilerin idam hamlesinin altında yatan nedenleri görmek çok zor olmasa gerek.

Tabii ki Şeyh Nimr’in idamı sadece İran için bir mesaj içermiyor, Amerika’nın da alması gereken şeyler var.

Mısır’da Mübarek’in devrilmesi, İran ile nükleer müzakereler,Amerika’nın Suriye politikası Suud-ABD ilişkilerini bir hayli gerdi.

Peki bu gerilim bölgeyi nasıl etkileyecek?

Suudiler, Amerika’ya açık açık ya bizim istediğimiz gibi yol al, ya da yoldan çekil demiş gibi görünüyor. Bu kesinlikle bölge için berbat, IŞİD içinse iyi bir haber. İlk etapta, her iki ülke de (İran ve Suudi Arabistan) Lübnan, Suriye ve Yemen’de kendi destekledikleri gruplara desteklerini arttıracak. Bu durum özellikle Suriye çatışmaları için çok kritik bir öneme sahip. Yaşanan bu Şii-Suudi gerginliği kesinlikle IŞİD’e yarayacak. Ocak sonunda Suriye toplantısı var, Suudiler bu toplantıya katılacak ancak şimdiden toplantının başarılı geçmeyeceğini söylemek yanlış olmaz.

Sonuç olarak çok kritik günler bizi bekliyor.

Bu zamana kadar, İran ile müzakereler yürütürken, bir yandan da kırılmasınlar diye Suudilere deli gibi silah satan ve hiç istemediği halde Suudilerin Yemen’e müdahale etmesine ses çıkarmayan Amerika, Şeyh Nimr’in idamını kapalı kapılar arkasında çok uğraşmasına rağmen engelleyemedi.

Bizi yakından ilgilendiren bu gerilimin nereye kadar gidebileceğini, tarafların bir sonraki hamlelerinin neler olacağını bekleyip görmekten başka şansımız yok. Ama durum kötü.

Popüler İçerikler

Volkan Demirel, Elini Sıkmadığı Şenol Güneş'le Arasında Geçen Diyaloğu Anlattı
Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
YORUMLAR
08.01.2016

Türkiye'nin tamamen uzak durması, taraf seçme olaylarına yanaşmaması gereken husumet.

Pasif Kullanıcı
09.01.2016

Haklısın ama Osmanlı seviciler Kuyucu Murat Paşa ruhuyla şiilerin karşısında durucaz diye ortaya atlayabilir.

08.01.2016

ulan şu bok yuvasından daha batıya kayamıyo muyuz ya? bildiğin istanbuldan bunların lağım kokularını alıyorum

08.01.2016

çokta fifi

08.01.2016

Tepene varil bombası düşerken hiç bizi arama ama.

TÜM YORUMLARI OKU (21)