Bir Gurur Daha: Emir Akdaşçi ve Ege Özlem TÜBİTAK’ın Reddettiği Projeyle Harvard’a Davet Edildi!
Doğa Koleji İzmir Mavişehir 3 Kampüsü onuncu sınıf öğrencileri Emir Akdaşçi ve Ege Özlem, sürdürülebilir ve çevreci çözümler üzerine odaklandı ve çimentonun yapım aşamasında ortaya çıkan zehirli gazları dikkate alarak alternatif bir proje geliştirdi.
Kimya öğretmenleri İlke Garda’nın desteğiyle alternatif katkı maddeleri kullanarak daha az karbon salınımlı ve çevreci bir çimento hazırlamayı hedefleyen gençler, dört ay boyunca çalıştı.
Bir çimento fabrikasının laboratuvarını kullananan ve haftanın üç günü bu laboratuvarda çalışarak deneysel araştırmalarını geliştiren genç yetenekler literatür taramalarının ardından projelerini İngilizceye çevirdiler.
Kırılmış kalker ve kilin öğütülmesiyle elde edilen geleneksel çimento, fırınlarda pişirildikten sonra alçı taşı eklenerek hazırlanıyor. Emir Akdaşçi ve Ege Özlem, geleneksel formüle uçucu kül, kula volkaniti, bentonit, boraks ve soba külü gibi farklı katkı maddeleri ekledi ve beton kalıplar oluşturdu. Kimyasal ve fiziksel analizlerin ardından Türk standartlarına uygun hale getirilen bu alternatif çimentoyla çevreci çözümler bulunabileceği sonucuna varıldı.
Emir Akdaşçi ve Ege Özlem, alternatif çimento projesiyle TÜBİTAK'a başvurdu ama...
TÜBİTAK tarafından döküman eksikliği nedeniyle geri çevrilen İzmirli gençler vazgeçmedi ve projeleriyle Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Fransa'daki okullara başvurdular.
ABD'den Harvard, Paris'ten FIAP Jean Monnet, Montreal'den Mc Gill University ve Toronto'dan Ryerson University'den davet alan ve projelerini dünyaca ünlü bilim insanlarına sunma şansı yakalayan Emir Akdaşçi ve Ege Özlem, duydukları heyecanı anlattı.
"Çimentonun saflığı, çıkan karbondioksit ve çevreye zararı azaldı; ekonomimize getirisi arttı."
Emir Akdaşçi, çimentonun bildiğimiz iyi yanlarının yanı sıra yapımı aşamasında ortaya çıkan zehirli gazlar nedeniyle tehlikeli hale geldiğini belirterek şunları söyledi: 'Çimentonun çevreye zararını azaltmak için kalker ve jips yerine kula cürufu, kömür cürufu ve betonit kullandık. Çimentonun saflığı, çıkan karbondioksit ve çevreye zararını azaldı; ekonomimize getirisi arttı. Projemizi ileri götürebilmek için çok iyi bir fırsat. Çok mutluyum.'
"Hiçbir yerde göremeyeceğimiz bilim insanlarıyla tanışacağız, heyecanlı ve mutluyum."
Döküman eksikliği nedeniyle TÜBİTAK'tan geri çevrildiklerini anlatan Ege Özlem de heyecanlı ve mutlu olduğunu dile getirdi: 'Ülkemizin ve okulumuzun adını her yerde sunacağız. Hiçbir yerde göremeyeceğimiz bilim insanlarıyla tanışacağız. Önceliğimiz projemizin başarılı olması ve ülkemizi başarıyla temsil etmek.'
"Çocukların kendine güvenleri ve dünyaya bakış açıları gelişiyor; ufukları açılıyor."
Çevreye duyarlı ve global bir fikirle yola çıktıklarını belirten Kimya öğretmeni İlke Garda ise şunları söyledi: 'Atık maddelerden çimento üretip, sağlam bir malzeme elde edebilir miyiz diye çalıştık. Projemizle Amerika, Kanada ve Fransa’ya başvurduk ve davet aldık. Mayıs ve haziranda okulumuzu ve ülkemizi temsil edeceğiz. Emir ve Ege, tüm dünyadan gelen bilim insanlarının karşısında projelerini anlatacak. Böyle projelerin çok faydalı olduğuna inanıyorum.'
Emir Akdaşçi ve Ege Özlem'i çevreye duyarlılıkları, sürdürülebilir çözümler üretmeleri, geliştirdikleri projeye olan inançları ve azimleri nedeniyle tebrik ediyor; başarılarının devamını diliyoruz! 👏
Gurur duyduk!
bence bu noktada Tübitak'a teşekkür etmelisiniz. buradan kabul alsaydiniz dua ile açan çiçek projeleriyle oraya gelen insanlarla muattap olacaktiniz. şimdi gerçek bilim insanlariyla tanışma fırsatı elde ettiniz. Gönülden tebrik ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum.
Tübitak haklı adamlara anlayacakları projelerle gidin, anlamadıkları şeyleri nasıl onaylasınlar ki.
Başarılı olmanın yolu TÜBİTAK tarafından reddedilmekten geçiyor. Eskiden az da olsa bir itibarı vardı ama artık öyle bir kurum anlamsızlaştı. Ülkenin geldiği halden her gün daha çok utanmaktan utanç içinde öleceğim bu gidişle. Bu azimli gençlere her şeye rağmen başarılar diliyorum. Şansınız ve imkanınız varsa araştırmalarınızı başka bir ülkede yapın ve aklınız varsa bir daha da Türkiye'ye geri dönmeyin.