Bir Gazete Dolusu Nazım Hikmet: 12 Tasarımla Nazım’ı Yeniden Okumak

O minnacık bir kadını seven mavi gözlü devdi: “Bir dev gibi seviyordu dev/ Ve elleri öyle büyük işler için/ hazırlanmıştı ki devin/ yapamazdı yapısını/ çalamazdı kapısını/ bahçesinde ebruli/ hanımeli açan evin.”  Mavi gözlü dev Nazım Hikmet‘in en sevilen şiirlerini özel bir tasarımla derleyen bir projeden bahsedeceğiz size bugün. Yaratıcı yönetmen ve grafik tasarımcı olan Ozan Karakoç‘un hazırladığı bu projenin en dikkat çeken yanı ise bu çalışmaları gazete formunda oluşturulmuş olması. Listemizin sonunda bulacağınız 2000 kare/saniye kaydedebilen yüksek hızlı bir kamera ile çekilen görüntülerden oluşan video ise işin kaymağı olmuş.  İngilizce olarak hazırlanan çalışmanın şiir seven ve henüz Nazım Hikmet ile tanışmamış yabancıları da kendine çekeceği ve projenin Nazım’ı dünya çapında tanınmasına katkı sağlayacağı kesin.  Sözü çok uzatmadan sizi Ozan Karakoç’un gazete okur gibi sayfa sayfa okuyacağınız “Nazım Hikmet: The Tree With Blue Eyes” çalışması ile baş başa bırakalım.

Manşet: Nazım Hikmet The Tree With Blue Eyes

Bugün Pazar

Yaşamaya Dair

Ben Senden Önce Ölmek İsterim

Karıma Mektup

Davet

Şiirime Dair

Kız Çocuğu

Ben İçeri Düştüğümden Beri

Hapiste Yatacaklara Bazı Öğütler

Sayfa 1: Bugün Pazar

Bugün pazar.

Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.

Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün

Bu kadar benden uzak

Bu kadar mavi

Bu kadar geniş olduğuna şaşarak

Kımıldamadan durdum.

Sonra saygıyla toprağa oturdum,

Dayadım sırtımı duvara.

Bu anda ne düşmek dalgalara,

Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.

Toprak, güneş ve ben…

Bahtiyarım…

Sayfa 2: Yaşamaya Dair

Yaşamak şakaya gelmez,

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın

bir sincap gibi mesela,

yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,

yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,

yani o derecede, öylesine ki,

mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,

yahut kocaman gözlüklerin,

beyaz gömleğinle bir laboratuvarda

insanlar için ölebileceksin,

hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,

hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,

hem de en güzel en gerçek şeyin

yaşamak olduğunu bildiğin halde

Sayfa 3: Ben Senden Önce Ölmek İsterim

Ben

senden önce ölmek isterim.

Gidenin arkasından gelen

gideni bulacak mı zannediyorsun?

Ben zannetmiyorum bunu.

İyisi mi, beni yaktırırsın,

odanda ocağın üstüne korsun

içinde bir kavanozun.

Kavanoz camdan olsun,

şeffaf, beyaz camdan olsun

ki içinde beni görebilesin

Sayfa 4: Karıma Mektup

Bir tanem!

Son mektubunda:

‘Başım sızlıyor yüreğim sersem! ‘ diyorsun.

‘Seni asarlarsa seni kaybedersem;

diyorsun;

‘yaşıyamam! ‘

Yaşarsın karıcığım,

kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda; yaşarsın kalbimin

kızıl saçlı bacısı

en fazla bir yıl sürer

yirminci asırlılarda

ölüm acısı.

Sayfa 5: Kız Çocuğu

Kapıları çalan benim

kapıları birer birer.

Gözünüze görünemem

göze görünmez ölüler.

Hiroşima’da öleli

oluyor bir on yıl kadar.

Yedi yaşında bir kızım,

büyümez ölü çocuklar

Sayfa 6: Nazım Hikmet kimdir?

Sayfa 7: Kronoloji

Sayfa 8: Şiirime Dair

Ne binecek sırma pelerinli bir atım

ne bilmem nerden geliratım

ne mülküm, ne malım var.

Sade bir çanak balım var.

Rengi ateşten al

bir çanak bal

Balım herşeyim benim…

Ben

mülkümü ve malımı

yani bir çanak balımı

koruyorum haşerattan.

Bekle kardeşim bekle..

Çanağımda balım olsun,

gelir arısı

Bağdattan.

Sayfa 9: Davet

Dörtnala gelip Uzak Asya’dan

Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan

bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak

ve ipek bir halıya benziyen toprak,

bu cehennem, bu cennet bizim

Sayfa 10: Ben içeri düştüğümden beri

Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya

Ona sorarsanız: ´Lafı bile edilemez, mikroskopik bi zaman…´

Bana sorarsanız: ´On senesi ömrümün…´

Bir kurşun kallemim vardi, ben içeri düştügüm sene

Bir haftada yaza yaza tükeniverdi

Ona sorarsaniz: ´Bütün bi hayat…´

Bana sorarsanız: ´Adam sende bi hafta…´

Katillikten yatan Osman; ben içeri düştügümden beri

Yedibuçugu doldurup çikti.

Dolaşti dişarda bi vakit,

Sonra kaçakçiliktan tekrar düştü içeri, alti ayi doldurup çikti tekrar.

Dün mektubu geldi; evlenmiş, bi çocugu olacakmiş baharda

Sayfa 11: Hapiste Yatacak Olanlara Bazı Öğütler

Dünyadan, memleketinden, insandan

umudum kesik değil diye

İpe çekilmeyip de

Atılırsan içeriye,

Yatarsan on yıl, on beş yıl

Daha da yatacağından başka,

‘Sallansaydım ipin ucunda

Bir bayrak gibi keşke”

Demiyeceksin,

Yaşamakta ayak direyeceksin.

Belki bahtiyarlık değildir artık,

Boynunun borcudur fakat,

Düşmana inat

Bir gün fazla yaşamak

Video Bonus:

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Kızılcık Şerbeti'nde Yeni Doğmuş Bebeğin Başının Örtülmesi Tepki Topladı
Yönetmen İlker Canikligil'in "Kaçak Film" Çıkışına Röportaj Adam'dan Aşırı Haklı Tepki