Birbirini seven insanların evlendikten sonra ilişkilerinin sorunsuz devam edeceğini veya uzun süreceğini düşünmesi her ne kadar doğal olsa da bu maalesef yanlış bir kanıdır. Avrupa'da 2017'den günümüze kadar her 1000 evli çiftten 2'si boşanmakta. Bu sebeple evliliğin ilk zamanlarından itibaren çiftlerin ileride boşanabileceklerini gösteren bazı ipuçları vardır. Biz de zararın neresinden dönülse kârdır dedik ve sizler için bu ipuçlarını derledik...
Bazı araştırmacılar mutlu çocukluk fotoğrafları ile boşanmanın birbiriyle alakalı olabileceğini düşünüyor. Çalışmalara göre, çocukluk fotoğrafında kısılan gözlerle gülümseyen çocukların evlilikleri daha uzun sürüyor. Bu sebeple, fotoğraflarda mutlu gözüken çocukların ileride boşanma ihtimali gülümsemeyen çocuklara oranla daha az oluyor.
Bazı uzmanlar partnerlerin birbirine karşı kullandıkları ses tonunun da evlilik süresi üzerinde etkisi olabileceğini söylüyor. Sesin yoğunluğu, yüksekliği ve titremesi gibi unsurlar güçlü duyguları sembol ettiği için ilişkilerde önemli bir yer kaplıyor. Birbirleriyle konuşan evli çiftlerin ses tonu bu unsurları barındırdığı sürece daha uzun sürüyor.
Danimarkalı araştırmacılara göre iş yerinde çoğunlukla karşı cinsle çalışan evli insanlar çalışmayanlara oranla yüzde 15 daha fazla boşanıyor. Aynı araştırmacılar Danimarka'da 1981 ve 2002 yılları arasında bu duruma uyan 1.000 çiftin boşandığını tespit etmişler.
Psikolog John Gottman'e göre kibir, eleştiri, mağdur tarafın durumu ve belli bir konu üzerine tartışmaktan kaçınma bir evliliğin uzun sürmeyeceğini gösteren kıyamet alametleri arasında. Eşlerden biri tartışmadan kaçınarak huzuru sağladığını düşünüyor olabilir fakat bu yanlış bir bakış açısıdır. Tartışmadan kaçınma aynı zamanda iletişimsizlik de yarattığından dolayı, eşler arasında duygusal mesafe oluşmasına sebep olur.
Dünya çapında en çok boşanma davası açan taraf kadınlardır. Haliyle, bu kadınların çocuklarının da ileride boşanma ihtimali artmaktadır. Çocuklar annelerinin davranışlarını taklit etmeye meyilli oldukları için bu durum ilişkilerine yansımaktadır. Bununla uyumlu olarak sosyologlar yeni ilişkiye başlamış annelerin çocuklarının da tıpkı anneleri gibi bir ilişki içerisindeymiş gibi davrandığını gözlemlemişler.
Araştırmacıların son zamanlarda yaptığı bir çalışmaya göre evliliklerde erkeğin, eşinin sahip olduğu arkadaş çevresiyle ilgili kötü eleştiride bulunması ayrılığın zeminini oluşturuyor. Kadınlar arkadaşlık ilişkilerine erkeklerden daha duygusal yaklaştığı için arkadaşları hakkında yapılan kötü yorumlar evlilik içerisinde huzursuzluğa sebep oluyor. Bu sebeple erkeklerin yapabileceği en doğru şey, eleştiri şeklini değiştirmesi ve eşinin arkadaşları arasından beğenmedikleriyle aynı ortama girmemesi.
Yeni evli çiftlerin birbirlerine karşı olan duyguları taze olduğundan dolayı birbirlerine karşı fazla ilgi göstermeleri normal olarak görülse de bu durum uzun vadede anlaşmazlıklara sebep olabilir. Yeni evlenen çiftlerin birbirlerine karşı duydukları yoğun hisler zamanla azalma gösterebilir. Bu nedenle evliliğin başında birbirine gereğinden fazla ilgi gösteren çiftlerin ilerleyen süreçte boşanma ihtimali artmaktadır.
Günümüz dünyasında paranın önemi birçok evli insan tarafından bilinir. Parasızlığın getirdiği anlaşmazlıklar sebebiyle ekonomik sıkıntı çeken evli çiftlerin çekmeyen diğer çiftlere göre boşanma ihtimali artmaktadır. Haliyle, eşlerinden ayrılmış düşük gelirli erkeklerin eski eşlerine ve çocuklarına ödediği nafaka da bu sebeple oldukça azdır.
Araştırmalara göre çiftlerin hem fiziksel hem de psikolojik sağlığının iyiliği için verimli bir uyku almaları şarttır. Uyku problemlerini araştıran bilim insanlarına göre çiftlerin yaklaşık yüzde 40'ı ayrı yataklarda yatıyor. Araştırmacılar bu durumun sorun yaratmadığını düşünüyor çünkü kalitesiz uykunun boşanma ihtimalini arttırdığı savunuyorlar. Bu nedenle çiftler evliliklerini sürdürmek istiyorlarsa kaliteli bir uyku çektiklerinden emin olmalılar.
Daha saçma çok az şey okudum. Gözü kısık gülüyorsa aldatma oranı daha az ne amk
ilgisizlik parasızlık sevgisizlik güven sadiklik...
İnsanın sevmeye gönlü olsun yeter... İlişkilerde "sevgi" varsa ihanet dışında hiç bir şey o ilişkiyi bitiremez. Bunun dışında ki tüm nedenler "sevmeye gönlü olmayanın" bahanesinden ibarettir. İhanet etmediğiniz biri sizden ayrıldığında "zaten sevmemiş" deyip geçin, bu gün değilse zaten yarın ayrılacaktır, zaman kaybetmemiş olursunuz. Bu tür anket, test falan yalan işler. Bilgi kesin, not edin kenara