Nedir efendim iyi adamlar hep kapılmış, ortada adam gibi adam yokmuş, herkes pislik peşindeymiş vesaire… Kızlar, kendinize gelin! Biliyoruz neredeyse hep iyi niyetinizden kaybediyorsunuz, ama başka şeyler de var. Bir erkeği kaçırmanın en güvenilir yollarını sizin için derledik...
Bunu yapmadım diyen hanım = YOK! “Bu akşam eğitim var, ama senle buluşacaksak gitmem.”, “Yeter ki yanımda ol, yarın alışverişe gitmem evde otururuz!” Düşünün anımsayacaksınız… Arkadaşlarınızla buluşmaktan, alışveriş yapmaktan, kendinize vakit ayırmaktan vazgeçmeyin!
Birey olduğunuz gerçeğini aklınızdan çıkarmayın, o yokken de siz vardınız, olmaması halinde de olacaksınız. Hem kim olsa bunalır bu üste düşme durumundan!
Arkadaşlarınıza vakit ayırın evet, ama bırakın partneriniz azıcık uzağınızda olsun. Varsın kızlarla onu hemen tanıştırmayıverin, hem sinirinizi bile bile bozmaya neden bu kadar heveslisiniz? Kadın muhabbetinden sıkılan adamı hunharca eleştirmek, adamı sizden –haklı olarak- ışık hızında soğutmasın da ne yapsın?
İnadım inat, popişim kanat kanat dediniz ve sonunda sevdiceğinizi tanıştırdınız kızlarla, yeter mi? Hayır; en yakın arkadaşınızla laklak muhabbete daldı diye delici bakışlarla başlayıp, ters yanıtlara uzanmaya, oradan da çığlıklarla süslü bir histeri kriziyle mevzuyu zirvede bırakmaya ne dersiniz?
“Ama o da kendini bilseydi yani!” Kızlar, bu adamlar hala çocuk değil mi? O zaman çocuk gibi azarlayın, suçlayın, gerekirse cezalandırın ki gidiş süreci iyice hızlansın.
Önce partnerinizle herhangi bir arkadaşınız arasındaki ayrımı iyi tespit etmeniz gerekiyor. Partnerinizin sizi saatlerce telefona tutsak ettiğini ve Norveç ligindeki son gelişmeleri en ince detaylarına kadar anlattığını düşünün. Evet hoş değil! Herhangi bir kişinin aşk hayatını, yeni aldığınız elbisenin telalarındaki nüansı, son 15 dakikada başınıza gelen herhangi bir şeyi saatlerce anlatmak partnerinizi size yakınlaştırmaz…
Size eskisi gibi “sevgilim” demiyor değil mi? Mesajları da bir soğuk bir soğuk Allah bilir… Sizi dinlemiyordur, adam yerine de koymuyordur şimdi bu herif! Bu gibi şikayetlerinizi yüksek sesle tekrarlamak, olayları içinden çıkılmaz bir noktaya getirmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Sakın ha! Geçmiş geçmişte kaldı, bırakın anlatmayı siz neden hala anımsıyorsunuz?
Karıştırdıkça karıştırasınız gelecek, hiçbir şey bulamazsanız dahi kendinizce icatlar çıkararak şüpheye bulanacaksınız. Yanlış anlamalar, saçma nedenler yüzünden kaç ilişki harcadınız? Bir kez daha mı?
Sevgi neydi? Sevgi emekti… E nerede bunun emeği? Biraz sakinleşin. İlk adımda hislerinizin ardına sığınmak, kendinizi suni bir maskenin ardına saklamaktan farksızdır.
Cicim ayları duygularınızın en şelale olduğu vakitlerdir elbette, ancak ilk zamanda adama tüm ilkleri atfederseniz – e o da insan evladı nihayetinde – korkup kaçmasın da ne yapsın? Büyük sözlerden kaçınmak en temizi…
Önce cool olup kendinizi çekip ardından daha neşeli takılıp en sonunda da kendinizi ifşa etmek mi? Bu yorucu yükün altına girmektense içinizden geldiği gibi takılın, bırakın anam sizi seven olduğunuz gibi sevsin!
Yapmayın :(
Her insan sinirlenir, ancak dozu aşmak sizi incitecektir.
Adam sizi terk etmeden siz onu terk etmeye ne dersiniz?
Kurşunu asla tükenmeyen en etkili silahınızı bugün kullanmayacaksınız da ne zaman kullanacaksınız? Nedenli veya nedensiz, doğru veya yanlış zaman, sesli ya da sessiz fark etmez; salın gitsin…