1953 yılında Cartier-Bresson Magnum fotoğraf ajansına alındı. 1979 yılında kendi başına çalışmak için ayrılana kadar ajans için seyahat etmeye ve fotoğraf çekmeye devam etti.
1955 yılında bir yıllığına Hindistan’da kaldı. Riboud aynı zamanda Komünist Çin’i fotoğraflayan ilk Batılı fotoğrafçıydı ve 1960 yılında Sovyetler Birliği’nde üç ay kaldı. 50’ler ve 60’lar boyunca Cezayir ve Batı Afrika’daki bağımsız mücadelelerini belgeledi. Riboud’un belgelediği olaylar arasında Ayetullah Humeyni Ruhullah Humeyni’nin İran’a dönüşü; Polonya Dayanışma Hareketi; Gestapo şefi Klaus Barbie’nin 2. Dünya Savaşı esnasında Lyon’da yargılanması, Güney Afrika’daki apartheid’in kaldırılması ve Başkan Obama’nın seçilmesi öncesi ABD’deki dönem yer almaktadır.
Riboud, herkesin bildiği kimi fotoğraflarının arka planında yatan öyküyü anlatmaktan genelde çekindi: “Hep utangaç oldum ve fotoğrafını çektiğim insanı görmezden gelmeye çalıştım ki onlar da beni görmezden gelebilsin,” dedi.
kültür servisi
5d mark3 alıp buruşuk yaşlı çekip siyah beyaz ve hdr efekti yapınca fotoğrafçı olunmuyor muydu? toprağı bol olsun reisin.
ilk kare watchman de de var.